Danıştay Kararı 4. Daire 2022/332 E. 2023/1281 K. 07.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/332 E.  ,  2023/1281 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/332
Karar No : 2023/1281

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Dış Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, faaliyetleri sonucunda elde ettiği ihracat hasılatının binde beşi olan … TL götürü giderin beyanname üzerinden indirebileceğine dair ihtirazi kayıtla verilen 2019 yılı kurumlar vergisi beyannamesi üzerine ihtirazi kaydı kabul edilmeksizin yapılan tahakkuk nedeniyle ödenen … TL’nin iptali ve tahsil edilen tutarın tecil faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 193 sayılı Kanunun 40/1. maddesinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan ve Vergi Usul Kanunu uyarınca belgelendirilmesi gereken genel giderlere ilaveten yurt dışındaki işlerle ilgili giderlere karşılık olmak üzere, hasılatın binde beşini aşmamak şartıyla götürü giderin kazançtan indirilebileceği herhangi bir şarta bağlı kalmaksızın kabul edildiğinden, götürü gider indirimi için belgesi temin edilemeyen bir harcamanın olduğunun ve bu harcamanın muhasebe kayıtlarına intikal ettirildiğinin ispatına gerek bulunmadığı, bu durumda, ihtirazi kayıtla verilen 2019 takvim yılı kurumlar vergisi beyannamesi üzerine davacı şirket adına yapılan tahakkukta hukuki isabet bulunmadığı, faiz istemi bakımından ise, ödenen tutarın tahsil tarihinden itibaren tecil faiziyle birlikte davacıya iadesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davalı idare tarafından, davacının ihracat hasılatı üzerinden hesaplanan götürü giderin indirim konusu yapılması gerektiği yönündeki iddiasının yerinde olmadığı, mevzuata göre götürü gider uygulamasından bahsedilebilmesi için yurt dışında gerçekleştirilen (inşaat işi, ulaşım işi vb) faaliyetler kapsamında yapılmış giderlerin olması gerektiği, mükelleflerin belgesini temin edemedikleri giderleri için bu uygulamadan yararlanabileceği, yurt dışında bu türden bir gider yapılmamış ise götürü gider indiriminin de söz konusu olmadığı, götürü gider indiriminin mükelleflerin gerçek kazançlarının vergilendirilmesine imkân sağlayan bir düzenleme olduğu, bir istisna veya muafiyet düzenlemesi olarak değerlendirilemeyeceği, davacının götürü gider indirimi uygulamasını mükelleflere tanınmış bir hak olarak ve hiçbir şarta bağlı olmaksızın kullanılabilmesi gerektiğini iddia ettiği, somut olayda davacının yurt dışındaki ihracat faaliyeti nedeniyle belgelendiremediği giderler için ayırdığı döviz olarak tahsil edilemeyen götürü gider tutarının ihtilaf konusu olduğu, oysa kanun gereği davacı kurumun götürü gider ayırma hakkının döviz olarak elde edilen hasılatın binde beşiyle sınırlı olduğu, 193 sayılı Kanun’un 40. maddesinin parantez içi hükmünün amacının yurt dışında ve kanunla belirlenen alanlarda verilen hizmetler nedeniyle, giderlerini mevzuatın aradığı belgelerle belgeleyemeyen mükelleflere yasada belirlenen oranda götürü gider düşme imkânı sağladığı, burada önemli olan hususun bir giderin mevcut olma durumu olduğu, bunun belgelendirilmesinin gerekmediği, dolayısıyla hiçbir gider yapılmadan, işi devam ettirecek veya elde edilmesinde harcanmış bir meblağ olmadan, ihracatın gerçekleşmesi ile ilgili bir harcama da yapılmamışken, sadece ihracat yapıldığı gerekçesiyle yurt dışında yapılan giderlerin tamamına götürü gider uygulanmasının talep edilmesinin kanuna ve hukuka aykırı olduğu, götürü gider düşülebilmesi için öncelikle harcama yapılmış olması ve işletmenin mal varlığında bir azalmanın meydana gelmesi ve gider hesaplarında izlenerek dönem sonunda kâr – zarar hesabına aktarılması gerektiği, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin; tahakkukun iptaline ilişkin kısmı yönünden reddi ile kararın kısmen onanması, götürü gidere isabet eden tutarın iadesi yönünden ise mezkur tutarın ihtirazi kayıtla beyannamenin verildiği tarihinden itibaren tecil faiziyle birlikte davacıya iadesine karar verilmesi gerektiğinden kabulü ile kararın kısmen bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar temyiz konusu kararın tahakkukun iptaline ilişkin kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmamıştır.
Kararın faize ilişkin kısmına yönelik temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 4. fıkrasında; fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergilerin, fazla veya yersiz tahsilatın, mükelleften kaynaklanması halinde düzeltmeye dair müracaat tarihi, diğer hallerde verginin tahsili tarihinden düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz ile birlikte, 120. madde hükümlerine göre mükellefe red ve iade edileceği hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, 2019 yılı ihtirazi kayıtla verilen kurumlar vergisi beyannamesinde bildirilen geçici vergilerin, dönemi içerisinde tahsil edilmediğine ilişkin davalı idare tarafından herhangi bilgi, belgenin sunulmadığı anlaşıldığından, geçici vergilere dair ödemelerinin yapıldığı hususunun taraflar arasında ihtilafsız olduğu, bu durumda mezkur beyanname üzerine tahakkuk ettirilen kurumlar vergisinin götürü gidere tekabül eden … TL’lik kısmın; anılan kurumlar vergisi beyannamesinin ihtirazi kayıtla verildiği tarihten itibaren 213 sayılı Kanun’un 112. maddesinin 4. fıkrası uyarınca tecil faiziyle iadesi gerektiğinden, Vergi Dava Dairesi kararının faiz ödemesinin başlangıç tarihine ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının, tahakkukun iptaline ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Anılan Vergi Dava Dairesi kararının … TL’lik kısmın tahsil tarihinden itibaren tecil faiziyle birlikte davacıya iadesine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 07/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacı tarafından, faaliyetleri sonucunda elde ettiği ihracat hasılatının binde 5’i olan … TL götürü giderin beyanname üzerinden indirebileceğine dair ihtirazi kayıtla verilen 2018 yılı kurumlar vergisi beyannamesi üzerine ihtirazi kaydı kabul edilmeksizin yapılan tahakkuk nedeniyle ödenen …. TL’nin iptali ve tahsil edilen tutarın tecil faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, 2019 yılı ihtirazi kayıtla verilen kurumlar vergisi beyannamesinde bildirilen geçici vergilerin, dönemi içerisinde tahsil edilip edilmediğine ilişkin dosyada bilgi, belge bulunmadığından ara karar ile geçici vergilerin tahsiline ilişkin hususun sarih olarak ortaya konulması suretiyle mezkur beyanname üzerine tahakkuk ettirilen kurumlar vergisinin götürü gidere tekabül eden …TL’lik kısmına ilişkin bir karar verilmesi gerektiğinden Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum