Danıştay Kararı 4. Daire 2022/3235 E. 2023/1383 K. 14.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/3235 E.  ,  2023/1383 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/3235
Karar No : 2023/1383

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Medikal Sağlık ve Temizlik Ürünleri İthalat ve İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2016 ila 2018 takvim yıllarına ait hesaplarının komisyon karşılığı sahte belge düzenleme yönünden incelenmesi neticesinde düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporu dayanak alınmak suretiyle takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden 2016/4-6, 7-9. dönemlerine ilişkin olarak re’sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı geçici vergilerin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; adı geçen mükellef hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitlerden, mükellefin gerçek anlamda ticari faaliyetinin olmadığı, 18/04/2016 tarihinden itibaren düzenlediği tüm belgelerin komisyon karşılığı sahte olarak düzenlediği, mevzuat hükümleri uyarınca, mahsup süresi geçtikten sonra kesinleşen ve mahsup imkanı ortadan kalkan geçici vergi aslının aranmayacağı, geçici vergi aslı üzerinden hesaplanan faiz ve cezanın aranılacağı anlaşıldığından, mahsup dönemi geçen 2016/4-6, 7-9 dönemleri için istenilen geçici vergi asıllarında hukuka uyarlık, yıllık vergiye mahsuben peşin alınan geçici vergi nedeniyle yol açılan vergi kaybı nedeniyle hakkaniyet gereği tek kat ceza kesilmesi gerektiğinden, 2016/4-6, 7-9 dönemleri için geçici vergiler üzerinden kesilen vergi ziyaı cezalarının tek katı aşan kısımlarında hukuka uyarlık, tek kat kesilen vergi ziyaı cezası bakımından ise, adı geçen mükellef tarafından beyan edilen verginin terkin edildiği yönünde herhangi bir iddia ve dosyada bilgi belge bulunmadığı dikkate alındığında, davacının elde ettiği komisyon geliri nedeniyle yapılan tarhiyattan, adı geçen mükellef tarafından daha önce beyan edilen vergi düşüldükten sonra tarhiyat yapılması gerekirken davalı idarece, bu husus göz ardı edilerek istenilen vergi ve cezanın beyan ve tahakkuk ettirilen vergiden kaynaklanan kısmının mükerrer olduğu anlaşıldığından, vergi ziyaı cezasının 2016/4-6 dönemine ait 55.918,61 TL’ye ilişkin kısmında hukuka aykırılık, mezkur rakamı aşan 2.497,96 TL’ye ilişkin kısmında hukuka uyarlık, 2016/7-9. dönemine ait 35.330,77 TL’ye ilişkin kısmında hukuka aykırılık, mezkur rakamı aşan 2.662,27 TL’ye ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, mahsup dönemi geçmiş de olsa geçici vergi asıllarının ihbarname kuralına göre tarh edilerek tebliğ edilmesinin gerektiği, hukuka uygun bulunmasına rağmen geçici vergi aslının iptali yönünde sadır olan hüküm fıkrasının hukuka aykırı olduğu, noksan beyan edilmekle zamanında tahakkuk etmesi önlenmiş olan geçici verginin, ait olduğu dönemin gelir vergisine mahsup edilebilir bir vergi olduğundan söz edilemeyeceğinden, davacı adına vergi kaybına yol açtığı eylemin niteliğine göre üç kat üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasının bir kata indirilmesi yönündeki kararda hukuki isabet bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, geçici vergi asıllarına ilişkin kısmının Üye …’in karşı oyu ve oyçokluğuyla, diğer kısımlarının ise oybirliğiyle ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 14/03/2023 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 120/4. maddesinde, yapılan incelemeler sonucunda geçmiş döneme ait geçici verginin %10’unu aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kısım için resen veya ikmalen geçici verginin tarh olunacağı, mahsup süresi geçtikten sonra, kesinleşen geçici vergilerin terkin edileceği ancak, gecikme faizi ve geçici vergiye bağlı kesilen cezanın tahsil olunacağı hükme bağlanmıştır.
Olayda, dava konusu ihbarnamelerde geçici vergi miktarı gösterilmiş ise de, geçici verginin aslının aranmayacağının belirtilmesi karşısında vergi miktarının kesilecek vergi ziyaı cezası tutarının belirlenmesine yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Şu halde, aslı aranmayacağı hem kanunun ilgili maddesi gereği olması ve hem de idarece tanzim olunan ihbarnamelerde geçici verginin aslının aranmayacağının açıkça belirtilmesi nedeniyle, kararın geçici vergilerin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının hukuki sonuç doğurmasına imkan bulunmamaktadır.
Bu durumda, ihtilafın “geçici vergi asıllarına ilişkin kısım yönünden incelenmeksizin reddine” karar verilmesi gerekirken, temyiz isteminin kısmen kabulü ile aksi yöndeki Bölge İdare Mahkemesi kararının geçici vergi asıllarının kaldırılması yönündeki hüküm fıkrasının belirtilen gerekçelerle bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararının buna ilişkin kısmına katılmıyorum.