Danıştay Kararı 4. Daire 2022/2931 E. 2022/9551 K. 29.12.2022 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/2931 E.  ,  2022/9551 K.
T.C.

D A N I Ş T A Y

DÖRDÜNCÜ DAİRE

Esas No : 2022/2931

Karar No : 2022/9551

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı

(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Etiket ve Tekstil Ürünleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: İdarece davacıya gönderilen yazı üzerine, davacı tarafından, 2016/1,3,4,5 dönemlerine ilişkin olarak ihtirazı kayıtla verilen katma değer vergisi düzeltme beyannamelerine istinaden 20/03/2018 tarihinde tahakkuk ettirilen katma değer vergisi, damga vergisi, hesaplanan gecikme faizi ile kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istenilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Bölge İdare Mahkemesince; davacının 2016 yılında mal ve hizmet alımında bulunduğu Maslak Vergi Dairesi mükellefi … Ort. hakkında olumsuz tespitler bulunduğundan bahisle bu firmadan yapılan alışlar nedeniyle idarece davacıya gönderilen yazı ile bildirilmesi üzerine davacı tarafından ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan tahakkukların, 7143 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanarak 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin olarak kurumlar ve katma değer vergisi yönünden matrah artırımında bulunan ve tahakkuk eden borçları süresinde ödeyen ve bu durumu 12/11/2021 tarihinde verilen ara karara cevaben dava dosyasına sunulan tahsil alındıları ile tevsik eden davacı adına 2016 hesap dönemine ilişkin olarak katma değer vergisi yönünden inceleme ve tarhiyat yapma ve/veya ceza kesme olanağının bulunmadığı sonucuna varıldığından, davacının aldığı faturalara ilişkin katma değer vergisi indiriminin reddi suretiyle yapılan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, idarelerince yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Ülkemizde farklı dönemlerde çıkarılan mali af kanunları ile kesinleşmiş ve dava aşamasında bulunan vergi ve vergi cezalarının yapılandırılması, matrah ve vergi artırımı, stok beyanı, kasa-ortaklardan alacaklar ve ilgili diğer hesaplarda düzeltme gibi olanaklar sağlayan düzenlemeler yapılmaktadır. Mükellefler, yapılandırma imkânından yararlanabilmek için yapılandırma başvurusu sırasında ilgili formların doldurulması esanasında “kapsama giren alacaklara karşı dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması” şartı ile “feragat” konusunda da beyanda bulunmaktadırlar. Af kanunlarındaki “davadan vazgeçme” başvurusu üzerine de vergi mahkemelerince yapılandırma başvurusu yapılan davalarda “karar verilmesine yer olmadığı” yönünde kararlar verilmektedir.

Vergi borcu yapılandırma işlemi, belli dönemlerde, kişinin ödemesi gereken verginin belli oranının silinmesi ve kalan kısmının devlet tarafından belirlenen tarihler içerisinde taksitler halinde ödenmesi imkanını ifade ederken; matrah ve vergi artırımında ise yararlanan mükellefler hakkında artırımda bulundukları yıllara ilişkin ve artırım yapılan vergi türleri açısından daha sonra vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmaması öngörülmektedir.

7143 sayılı Vergi Ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 5. maddesi uyarınca da mükelleflerin katma değer vergisi yönünden matrah artırımında bulunabilecekleri ve bu matrah artırımında bulundukları yıla ilişkin katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyatının yapılamayacağı belirtilmiş olup, bu kapsamda davacının 10/07/2018 tarihinde matrah artırımında bulunduğu, söz konusu matrah artırımının da geçerli olduğu hususları gözönüne alındığında, anılan madde gereğince matrah artırımında bulunan davacı hakkında inceleme ve tarhiyat yapılamayacaktır. Bu nedenle uyuşmazlık konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık görülmediğinden davalı idarenin temyiz isteminin reddi ve davanın kabulü yönündeki Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

18/05/2018 tarih ve 30425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7143 sayılı Vergi Ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 5. maddesinin 3. fıkrası; “Mükellefler, bu fıkrada belirtilen şartlar dâhilinde katma değer vergisini artırarak bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödemeleri halinde, kendileri nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmaz.” hükmünü, 9. fıkrası ise; “213 sayılı Kanun’un 359 uncu maddesinin (b) fıkrasındaki “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler” veya bu fiiller nedeniyle incelemesi devam edenler ile terör suçundan hüküm giyenler, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla haklarında terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle adli makamlar, genel kolluk kuvvetleri veya Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında vergi incelemesi yapılması, terörün finansmanı suçu veya aklama suçu kapsamında inceleme ve araştırma yapılması talep edilenler, bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerinden yararlanamazlar. Şu kadar ki 213 sayılı Kanun’un 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme fiillerinden hareketle yapılan vergi incelemesinin tamamlanması sonucu bu fiillerin varlığının tespit edilememesi durumunda, bu durumun tespitine ilişkin raporun mükelleflere tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde yazılı başvurmaları, matrah ve vergi artırımı sonucu hesaplanan vergileri, raporun tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde altı eşit taksitte ödemeleri ve maddede öngörülen diğer şartları yerine getirmeleri koşuluyla bu madde hükümlerinden yararlanırlar.” hükmünü ihtiva etmektedir.

Buna göre; katma değer vergisi matrah artırımı yapılması ve 7143 sayılı Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödemelerin yapılması halinde ilgili dönemlere ilişkin katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılamayacak, mükellefin sahte fatura düzenlediğine dair tespit yapılması durumunda ise mükellefler ilgili kanun hükmünden faydalanamayacaktır.

Dosyanın incelenmesinden; ihtilaf konusu 2016 yılında davacının fatura aldığı Maslak Vergi Dairesi mükellefi … Ort. hakkında olumsuz rapor/olumsuz tespit bulunduğundan bahisle bu firmadan yapılan alışlara ilişkin işlemin gerçekliğinin ispat edilememesi ve beyanlarının düzeltilmemesi halinde sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma tespiti dolayısıyla özel esaslara ilişkin hükümlerin re’sen uygulanacağının … tarih ve … sayılı yazı ile davacıya bildirildiği, söz konusu yazı üzerine, davacı tarafından ihtirazı kayıtla verilen katma değer vergisi düzeltme beyannamelerine dayanılarak katma değer vergisi, damga vergisi, hesaplanan gecikme faizinin tahakkuk ettiği ve vergi ziyaı cezalarının kesildiği, davacı hakkında sahte belge düzenlediği yönünde 09/12/2015 tarihavacı hakkında kısmen sahte belge düzenlediği yönünde … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu düzenlenmiş olması nedeniyle 7143 sayılı Kanun hükümlerinden faydalandırılmadığı ve bu gerekçe ile KDV tarhiyatı yapıldığı anlaşılmaktadır. ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu düzenlenmiş olması nedeniyle 7143 sayılı Kanun hükümlerinden faydalandırılmadığı anlaşılmaktadır.

Davacı taraftan, 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin olarak 10/07/2018 tarihinde 7143 sayılı Vergi Ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun kapsamında matrah artırımı hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunduğu belirtildiğinden, 7143 sayılı Kanun kapsamında başvuruda bulunulup bulunulmadığı, başvuruda bulunulmuş ise yapılandırılmış olan borcun ödenip ödenmediği hususlarının araştırılması gereği ile … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesince verilen 12/11/2021 tarihli ara karara cevaben dosyaya sunulan belgelerden, 7143 sayılı Kanun uyarınca, 2016 ve 2017 yılları kurumlar ve katma değer vergisine ait matrah artırımında bulunulduğu ve tahakkuk eden borçların süresinde ödendiği görülmüş olup, davacının 7143 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 3. fıkrası hükmünden faydalanarak davadan vazgeçilmiş olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiğinden temyize konu kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Öte yandan, Vergi Dava Dairesince bozma kararı üzerine verilecek kararda, yargılama giderleri ve vekalet ücreti hakkında yeniden değerlendirme yapılacağı tabiidir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1. Temyiz isteminin kabulüne,

2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin .. tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 29/12/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.