Danıştay Kararı 4. Daire 2022/2870 E. 2023/821 K. 20.02.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/2870 E.  ,  2023/821 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/2870
Karar No : 2023/821

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Petrokimya Ürünleri Nakliye Pazarlama Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, sahte belge düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde ettiğinden ve ithal edilen baz yağların belgesiz olarak satılması suretiyle kayıt dışı hasılat elde ettiğinden bahisle tanzim edilen vergi tekniği raporuna dayanılarak vergi inceleme raporuna istinaden re’sen tarh edilen 2015/10-12 dönemi geçici vergi ile matrah farkının kayıt dışı hasılattan kaynaklanan kısmına ilişkin olarak bir kat, sahte belge düzenlemeden kaynaklanan kısmına ilişkin olarak üç kat kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; dava konusu cezalı tarhiyatın dayanağı olan vergi inceleme raporunda atıf yapılan ve davacı şirket hakkında tanzim olunan … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’ndaki tespitlere göre, düzenlenen faturaların sahte olduğu anlaşıldığından dava konusu geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı, dava konusu geçici vergi aslına gelince; mahsup dönemi geçmiş geçici vergi aslının 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 120. maddesi uyarınca tahakkuk ettirilemeyeceği ve böylece ihbarnamelerde yer almaması gerektiği anlaşılmakla, dava konusu geçici vergi aslında ise hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davalı idare istinaf başvurusu yönünden; dava konusu uyuşmazlıkta, istinaf başvurusuna konu Mahkeme kararının, davanın kabulüne ilişkin kısmında 2577 sayılı Kanun’un 45. maddesinde sayılan kaldırma nedenlerinin bulunmadığı ve davalı idare istinaf dilekçesinde ileri sürülen iddiaların da kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idarece kararın bu kısmına ilişkin olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi gerektiği, davacının istinaf başvurusuna gelince; davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer verilen tespitler, şirketin bir kısım vergisel ödevlerini yerine getirmediğini göstermekte ise de, söz konusu mükellefin yalnızca sahte fatura ticaretinde bulunduğunun ve düzenlediği tüm faturaların sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge olduğunun ihtimal ve varsayımdan öte somut ve inandırıcı deliller ile ortaya konulması gerektiği, uyuşmazlık konusu dönemde anılan mükellefe ait iş yerinde yapılan bir kısım yoklamalarda faal olduğunun, faaliyete yönelik tankların bulunduğunun belirlendiği, işçi çalıştırdığı, şubesinin bulunduğu hususları ile raporda yer verilen diğer tespitler birlikte değerlendirildiğinde, davacının uyuşmazlık konusu dönemde hiç bir ticari faaliyetinin bulunmadığının somut olarak ortaya konulamadığı bu durumda, davacının sahte belge düzenleme fiili nedeniyle komisyon geliri elde ettiği ve bu suretle ithal edilen baz yağların belgesiz olarak satıldığı hususları somut olarak tespit edilemediğinden, vergi inceleme raporunda hesaplanan geçici vergi üzerinden davacı adına kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurusunun ise kabulüne, Vergi Mahkemesi kararının redde ilişkin kısmının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı şirket hakkında tanzim edilen raporda somut tespitlere yer verildiği, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacı şirket hakkındaki tanzim edilen vergi tekniği raporunda yer alan tespitlere göre, düzenlenen faturaların sahte olduğu ve kayıt dışı hasılat elde edildiği anlaşıldığından, temyiz isteminin kabulü ile matrahın hukuka uygun olup olmadığı, mükerrer vergilendirme yapılıp yapılmadığı, dayanağı kurumlar vergisi tarhiyatının yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa sonucunun ne olduğu hususları hakkında araştırma yapılmak suretiyle yeniden değerlendirme yapılmak üzere Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin (B) fıkrasında, vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, olayın gerçek mahiyetinin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia edene ait olduğu düzenlenmiş; 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış; 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
Davacı şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda özetle; şirketin yağlama mühtahzarları (hidrolik fren sıvıları dahil), vuruntu önleyici müstahzarlar ile katkı maddeleri ile antifrizlerin imalatı faaliyeti ile iştigal ettiği, 2015 ve 2016 hesap dönemine ilişkin defter ve belgelerin sunulmadığı, 15/01/2016 tarihinden sonra şirketin tek ortağı ve müdürünün Kemal Uluer olduğu, … ‘in 2015 yılında 4 ayrı vergi mükellefiyeti olduğu, dava konusu firma haricindeki diğer 3 mükellefiyetinin kurulduğu yıl birkaç ay içinde işi terk ettiği, …’in ortak ve yöneticisi olduğu firmalar nezdinde yapılan tespitlerde, tespit edilen firmaların sahte belge düzenlediğinin tespit edildiği, mükellef hakkında daha önce aynı hesap dönemine ilişkin düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan ve … Vergi Mahkemesi’nin E:…, K:… sayılı ilamıyla ”dava konusu dönemde davacının adreslerinde yoklama yapılmadığı, davacının mal ve hizmet sattığı firmalar nezdinde yapılan karşıt incelemelerde somut bir tespitin olmadığı, yapılan tespitlerin davacının sadece sahte fatura düzenlemek amacıyla faaliyette bulunduğunu ispatlamaya yeterli olmadığına” dair gerekçelerindeki eksikliklerin giderildiği, 11/09/2015 tarihli yoklamada; işe başladığı, imalat üretimi yapmadığı, iş yerinde bir kısım demirbaşların olduğu, an itibarıyla mal alışının bulunmadığı, 18/09/2015 tarihli yoklamada; gayri faal olduğu, 28/09/2015 tarihli yoklamada; adreste kimsenin bulunamadığı, 06/10/2015 tarihli yoklamada; şirketin şu an fiili olarak madeni yağ üretimine başlamadığı, iş yerinde 60 adet tank bulunduğu, 40 ve 50 şer tonluk olup boş olduğu, 02/11/2015 tarihli yoklamada; mükellefin belirtilen adresine gidildiği, iş yerinin açık ve faal olduğu, faaliyet konusunun petrol ve türevi ürünler irtibat ofis olduğu, faaliyetine 19/10/2015 tarihinde başladığı, 06/11/2015 tarihli yoklamada; ödevli şirketin bilinen adreste mükellefiyetsiz şube olarak faaliyetine devam ettiği, şirket merkez adresini değiştirdiği, şirket adına kayıtlı motorlu taşıtının ve gayrimenkulünün bulunmadığı, Ba-Bs formlarında olumsuzluklar tespit edildiği, 2015 yılı KDV matrah beyanının 71.028.470,47 TL olduğu, ödenecek KDV’nin ya hiç çıkmadığı, ya da cüzi miktarda beyan edildiği, 2016/1 ila 5 dönemlerinde 2.091.186,66 TL KDV matrahı beyan edildiği, ödenmesi gereken vergi beyan edilmediği, vergi dairelerine olan vergi borçlarının tamamına yakınının ödenmediği, cüzi miktarda ödeme yapıldığı, mükellef tarafından 2015 yılında 220 adet belge karşılığı 70.990.258,00 TL tutarında alış yaptığının bildirildiği, karşıt mükelleflerce bildirilen satış tutarının ise 190 adet belge karşılığı 71.072.905,00 TL olduğu, 2016 yılında 28 adet belge karşılığı 2.279.128,00 TL tutarında alış yaptığının bildirildiği, karşıt mükelleflerce bildirilen satış tutarının ise 34 adet belge karşılığı 2.523.433,00 TL olduğu, 2015 hesap döneminde yapmış olduğu alımların %99’u hakkında sahte belge düzenlemeden dolayı vergi tekniği raporu bulunduğu, 2016 hesap dönemine ilişkin mal alımlarının %29’u hakkında sahte belge düzenlemeden dolayı vergi tekniği raporu olduğu, %71’i hakkında sahte belge düzenlemeden dolayı vergi incelemesinin devam ettiği, mükellef kurumun SGK’ya olan prim borçlarını ödemediği, mükellef kurum tarafından gümrükten giriş yaptığı mallara ilişkin mükellef kurum adına herhangi bir gümrük çıkış bilgisi tespit edilemediği, Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı firma araştırmaları yazısında mükellef kurumun (unvan değişikliği sonrası) ithal ettiği baz yağları, piyasada belgesiz olarak sattığı, düzenlenen faturaların tamamının sahte olduğu, muvazaalı ticarete dayandığı, usulsüz faaliyette bulunduğunun tespit edildiğinin bildirildiği, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından mükellef kuruma temin edilen baz yağın madeni yağ üretim faaliyeti haricinde doğrudan ticarete konu edilmesi fiili nedeniyle 439.075,00 TL idari para cezası kesildiğinin bildirdiği, bu haliyle, mükellef kurumun ithal ettiği baz yağları imalat için kullanmadığı, doğrudan kayıt dışı şekilde piyasaya sürdüğü tespitlerine yer verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda aktarılan tespitlerin bir bütün olarak olarak değerlendirilmesinden; davacı şirketin iş yeri adreslerinde yapılan yoklamalarda tespit edilen ticari kapasitesi ile şirket adına beyan edilen çok yüksek tutarlı katma değer vergisi matrahının açıkça uyumsuz olması, alışlarının ve satışlarının büyük oranda sahte belge düzenlemekten dolayı olumsuz tespitler bulunan mükelleflerden olması, şirketin sık sık adres değiştirmesi, şirket adına tahakkuk eden vergiler ile sosyal güvenlik primlerinin ödenmemesi, şirket ortak ve temsilcisine ulaşılamaması, Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü ve EPDK tarafından yapılan olumsuz tespitler vb. hususlar dikkate alındığında, davacı tarafından düzenlenen faturaların gerçek bir emtia teslimi ya da hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna ulaşılmakla, aksi yöndeki Vergi Dava Dairesi kararında isabet görülmemiştir.
Öte yandan, Vergi Dava Dairesince yeniden verilecek kararda, tespit edilen matrahın hukuka uygun olup olmadığı, aynı nedenle aynı döneme ilişkin olarak daha önce tarhiyat yapılıp yapılmadığı ve dayanak vergi tekniği raporu uyarınca vergi inceleme raporuna istinaden 2015 yılına ilişkin kurumlar vergisi tarhiyatı yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa sonuçlarının ne olduğu hakkında araştırma yapılması suretiyle yeniden bir değerlendirme yapılacağı tabidir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 20/02/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.