Danıştay Kararı 4. Daire 2022/210 E. 2023/406 K. 31.01.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/210 E.  ,  2023/406 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/210
Karar No : 2023/406

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av…

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Dağıtım Hizmetleri Limited Şirketi
VEKİLİ : Av…

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, dava dışı … Turizm AŞ ile Posta ve Telgraf Teşkilatı AŞ arasında imzalanan 9. Bölge Ayrım-Dağıtım Hizmetlerine İlişkin Doğrudan Temin Sözleşmesinin tüm hak ve yükümlülüklerinin devir sözleşmesi ile devralınması üzerine, sözleşme kapsamında yapılan iş sonucunda 2020/4 dönemine ait faturalara ilişkin hak ediş ödemelerinden sorumlu sıfatıyla 9/10 oranında tevkif edilen katma değer vergisinin kaldırılması ve yasal faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti… Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; olayda, PTT AŞ tarafından her ne kadar imzalanan sözleşme içeriği işin iş gücü temini olduğundan bahisle davacı şirkete yapılan hak ediş ödemelerinden, Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği doğrultusunda 9/10 oranında KDV tevkifatı yapılmışsa da; taraflar arasında imzalanan sözleşme ve eki teknik şartnamede öngörülen, çalıştırılan personele ilişkin sorumlulukların davacı şirkete ait bulunmasına, personelin çalışma düzeninin davacı şirket tarafından belirlenmesine ve kontrol edilmesine ilişkin hükümler dikkate alındığında, davacı şirket tarafından yüklenilen işin tamamen kendi sorumluluğunda ve kendi elemanları tarafından sağlandığı, işçilerin sevk ve idaresinin davacı şirkette olduğu kanaatine ulaşıldığından, imzalanan sözleşme kapsamında davacı şirket tarafından üstlenilen işin niteliğinin iş gücü temini olduğundan bahisle yapılan 9/10 oranındaki katma değer vergisi tevkifatında hukuka uygunluk görülmediği; tevkif edilen katma değer vergisinin kesinti tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya iadesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, sözleşme konusu işin PTT AŞ’nin temel görevi olan ayrım-dağıtım faaliyetine iş gücü temini olması ve hizmetin ifası sırasında şirket işçilerinin sevk ve idaresinin asıl itibariyle PTT AŞ’de olması nedeniyle, yapılan katma değer vergisi tevkifatında hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ve Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 31/01/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacı tarafından, dava dışı … AŞ ile Posta ve Telgraf Teşkilatı AŞ arasında imzalanan 9. Bölge Ayrım-Dağıtım Hizmetlerine İlişkin Doğrudan Temin Sözleşmesinin tüm hak ve yükümlülüklerinin devir sözleşmesi ile devralınması üzerine, sözleşme kapsamında yapılan iş sonucunda 2020/4 dönemine ait faturalara ilişkin hak ediş ödemelerinden sorumlu sıfatıyla 9/10 oranında tevkif edilen katma değer vergisinin kaldırılması ve yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle açılan davanın kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair Vergi Dava Dairesi kararı davalı idarece temyiz edilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Vergi sorumlusu” başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasında; mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği hükmüne yer verilmiştir.
26/04/2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 01/05/2014 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin 2.1.3.2.5. “İşgücü Temin Hizmetleri” bölümünde; Tebliğin (I/C-2.1.3.1/a ve b) bölümünde sayılanlara, faaliyetlerinin yürütülmesi ile ilgili işlemlerde kullanılan işgücünün sağlanması şeklinde verilen hizmetlerde (işgücü temin hizmeti alımlarında), alıcılar tarafından (9/10) oranında KDV tevkifatı uygulanacağı; gerçek veya tüzel kişilerin, faaliyetlerinin yürütülmesine ilişkin olarak ihtiyaç duydukları işgücünü, kendilerine hizmet akdi ile bağlı ücretli statüsünde hizmet erbabı çalıştırarak temin etmek yerine, alt işverenlerden veya bu alanda ya da başka alanlarda faaliyette bulunan diğer kişi, kurum, kuruluş veya organizasyonlardan temin ettiği bu tür hizmetlerin, esas itibariyle, temin edilen elemanların, hizmeti alan işletmenin bilfiil sevk, idare ve kontrolü altında çalıştırılabilmesinin mümkün bulunduğu durumlarda tevkifat kapsamına girdiği; bu şekilde ortaya çıkan hizmetlerde, temin edilen elemanların, hizmeti alana ücretli statüsünde hizmet akdiyle bağlı olmaması ve temin edilen elemanların, hizmeti alanın sevk, idare ve kontrolü altında çalıştırılması şartlarının varlığı halinde tevkifat uygulanacağı, elemanların işletmenin mal ve hizmet üretimi safhalarından herhangi birinde çalıştırılması halinde, sevk, idare ve kontrolün hizmeti alan işletmede olduğunun kabul edileceği, dolayısıyla işgücü temin hizmetinin varlığının tespitinde; hizmetin ifasında kullanılan elemanların işgücü temin hizmetini veren firmanın bünyesinde bulunması ve ona hizmet akdiyle bağlı olması, hizmeti alanın sevk, idare ve kontrolü altında çalıştırılması gibi karinelerin göz önünde bulundurulacağı, bu hususların varlığının, taraflar arasında bir sözleşme yapılmışsa bu sözleşmedeki hükümler veya sözleşmeye bağlı teknik şartnamedeki açıklamalar da dikkate alınarak tespit edileceği; iş gücü temin hizmeti veren mükellefin, söz konusu hizmeti bir başka mükelleften temin ettiği elemanları kullanarak sunması halinde sadece kendisine verilen işgücü temin hizmetinde tevkifat uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Olayda, her ne kadar imzalanan sözleşme ve eki teknik şartnamede, çalıştırılan personele ilişkin sorumluğun, sevk ve idarenin davacı şirkete ait olduğu belirtilmiş ise de, sözleşme konusu işin PTT AŞ’nin temel görevi olan ayrım-dağıtım faaliyetine ilişkin olduğu ve hizmetin ifası sırasında şirket işçilerinin sevk ve idaresinin asıl itibariyle PTT AŞ’de bulunduğu dikkate alındığında, yapılan işin gerçek mahiyetinin iş gücü temin hizmeti olduğu sonucuna varıldığından, alıcı konumunda olan PTT AŞ tarafından uygulanan davaya konu katma değer vergisi tevkifatında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ve Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.