Danıştay Kararı 4. Daire 2022/1076 E. 2023/1481 K. 16.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/1076 E.  ,  2023/1481 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/1076
Karar No : 2023/1481

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
2- … Moda Tasarım Giyim Sanayi Dış Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Davacı şirket adına, hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi inceleme raporuna istinaden 2013/2, 3, 4 dönemleri için re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ve 2013/ 5, 7, 8, 9, 10, 11, 12 dönemleri için re’sen tarh edilen katma değer vergileri ile tekerrür hükümleri uygulanarak kesilen vergi ziyaı cezalarının ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; … Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında düzenlenen … tarih ve … sayılı Bilirkişi Raporunda, organizasyon halinde bir kısım firmalarca dahilde işleme izin belgeleri kapsamında uzak doğu ülkelerinden (özellikle Çin’den) hammadde olarak kumaşlar getirilerek yurt içinde satıldığı, söz konusu hammadde olarak getirilen kumaşlar ile kazak, gömlek, Tshirt gibi emtiaların üretimi yapılmış ve bu emtialar yurt dışına çıkarılmış gibi gösterilmek suretiyle (yeni nesil hayali ihracat yöntemi olan kargoculuk yöntemiyle) hayali ihracat gerçekleştirildiği, yurt dışından rejim avantajlarından yararlanılarak vergisiz getirilen kumaşların (yaklaşık % 120 oranında vergi avantajı) iç piyasaya satışı suretiyle kazanç elde edildiği, yine haksız katma değer vergisi iadeleri alındığı, organizasyon kapsamında firmaların birbirlerine sahte fatura düzenledikleri tespitlerine yer verildiği, bu rapor doğrultusunda ve davacının 2013 dönemi hesaplarının katma değer vergisi iade talepleri çerçevesinde incelenmesi sonucunda davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporunda ise davacının da organizasyon kapsamında yer aldığı, bilirkişi raporunda yer alan mükelleflere fatura düzenlediği ve fatura temin ettiğinin tespit edildiği, 2013 hesap döneminde sahte belgeler aldığı ve bunları kanuni defterine kaydettiği ve söz konusu belgelerdeki katma değer vergilerini indirim konusu yaptığı, 2013 yılına ilişkin KDV iade taleplerinin değerlendirilmesi neticesinde ise KDV/11-c kapsamındaki ihraç kayıtlı teslimlerinin bir kısmının organizasyon dahilindeki firmalardan (…, …, …) kaynaklanması, diğer kalan kısmının( … Plastik, … İnşaat, … Tekstil) nihai yurtdışı alıcısının (Mahmutova) organizasyon kapsamında olması veya hayali bir alıcı olması nedeniyle ihraç kayıtlı teslimlere ilişkin kuruma yapılan tüm kdv iadelerinin veya tecil edilip terkin edilen vergilerin mükellef kurumdan aranması gerektiği, ayrıca ihracat kalemlerinde KDV/11-a’dan doğan kdv iadelerinin ise organizasyonla bağı bulunmayan ve haklarında herhangi bir olumsuz tespit veya buna ilişkin delil rapor bulunmayan firmalardan olan alışlara denk gelen kdv tutarlarının yani iade edilebilir vergi tutarlarının, hayali ihracat ve kaçakcılık organizasyonu kapsamında yer alan firmalara ilişkin kısmının tenzil edilmesi sonucu geri kalan tutarların ve KDV/11-c uyarınca talep edilen ve iade konusu edilen vergi tutarlarının da mükellef kurumda aranması gerektiğinin önerilmesi sonucu dava konusu tarhiyatın yapıldığı ve özel usulsüzlük cezasının kesildiğinin anlaşıldığı olayda, davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporu ve bahsi geçen … tarih ve … sayılı Bilirkişi Raporunun incelenmesinden, davacının hayali ihracat amacıyla kurulan bir organizasyonun üyesi olduğu hususunun açık olduğu, dolayısıyla ihraç kayıtlı teslimlerinin KDV/11-c uyarınca talep edilen ve iade konusu edilen vergi tutarlarının, KDV/11-c uyarınca tahakkuk edip daha sonra terkin edilen vergi tutarlarının ve KDV/11-a göre talep edilip iade edilen vergilerden iade edilebilir kısımların tenzili edilmesi sonucu geri kalan vergi tutarlarının üç kat vergi ziyaı cezalı olarak tarh edilmesinde hukuka aykırılık görülmediği, dava dilekçesinde davacı hakkında düzenlenen ihbarnamelerin ve dayanağı vergi inceleme raporunun tebliğ edilmediği iddia edilmişse de, davalı idare tarafından dava dosyasına sunulan tebliğ alındısında davacı şirketin kanuni temsilcisine 14/12/2018 tarihinde elden tebliğ edildiği görüldüğünden bu iddiaya itibar edilmediği, tekerrüre ilişkin kesinleşen ceza, 2012 dönemine ait 29/04/2013 tarihinde tebliğ edilerek, 17/07/2013 tarihinde tahsil edilen ve kesinleşen ceza olduğundan dava konusu döneme uygulanamayacağı bu nedenle vergi ziyaı cezalarına tekerrür hükümlerinin uygulanmasında hukuka uyarlık görülmediği, faturanın verilmediği, alınmadığı ya da gerçek meblağdan farklı meblağa yer verildiği yolunda yasanının aradığı anlamda ve olay anında gerçekleştirilmiş, somut bilgiler ihtiva eden bir tespitin yapılmadığından davacı şirket adına kesilen özel usulsüzlük cezasında da hukuka uyarlık görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, ihracat işlemlerinin gerçek olduğu, ödemelerinin yurtdışı bankalar kanalıyla yapıldığı ve döviz alım belgelerine bağlanarak aynı gün alış yapılan firmalara şirket çeki ile ödendiği, tarhiyata dayanak raporlarda aleyhlerine bir tespit bulunmadığı, tarhiyatların zamanaşımına uğradığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı adına yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmiştir.

DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ :Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 16/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.