Danıştay Kararı 4. Daire 2021/6032 E. 2023/1470 K. 16.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2021/6032 E.  ,  2023/1470 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/6032
Karar No : 2023/1470

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, …’un sahte belge düzenleme fiiline iştirak ettiğinden bahisle 2016 yılı ve 2016/1-3, 4-6, 7-9, 10-12 dönemlerine ilişkin olarak kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; … hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunun ve içeriğinde yer alan ifadelerin incelenmesinden; … merkezli olmak üzere, Ankara, Hatay, Adana, İstanbul, Malatya, Gaziantep, Diyarbakır ve İzmir illeri ile bağlantılı toplamda 173 mükellefin ve 12 serbest muhasebeci mali müşavirin organize biçimde sahte belge düzenleme faaliyeti içinde bulundukları ve …’un da bu 173 mükellef arasında yer aldığı, 06/12/2017 tarihinde “… Mah. ….Sok No: …” adresinde Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından yapılan baskında …’a ait çok sayıda defter ve belgenin ele geçirildiği, bu mükelleflerin tamamının sahte belge düzenleme organizasyonuna dahil 173 mükellef arasında yer aldığı ve … ile anılan diğer mükelleflerin muhasebe işlemlerini yürüten SMMM …’un, ifadesinde; mükellef ile ilgili olarak; “Söz konusu şahıs firmasını biz kurmadık. Bu şirketin muhasebe işlerini yürütmemi … bana teklif etti ben de kabul ettim.” şeklinde ifade verdiği, ayrıca mükellef … ile aynı iş yeri adresini kullanan ve hakkında sahte belge düzenleme kapsamında Vergi Tekniği Raporu bulunan ve organize biçimde sahte belge düzenleme kapsamında tekrar incelemeye sevk edilen … Demir Çelik A.Ş.’nin %100 hissesine sahip olduğu yönetim kurulu başkanı …’nin adına kurulan bu şirketle ilgili olarak; “Şirketi tam olarak ben kurmadım. 2014 yılının sonlarına doğru işsizdim, eşim hamileydi, o yüzden sigorta yapılmasına ihtiyacım vardı. Bir gün berberdeyken … ile tanıştım. Biz berberle iş aradığım ve sigortamın olması gerektiği konusunda sohbet ederken … bana yardım edebileceğini söyledi. Daha sonra beni adamım diye tanıştırdığı … ile birlikte Mali müşavir olan …’un ANKARA’daki ofisine gönderdi. Orada … ile tanıştım. Sigortamı yapacağını, bunun için kimlik suretini ve vekaletname vermemi istedi. Daha sonra ofisinin olduğu binanın hemen yanındaki binada bulunan Ankara ….Noterliğine gittik. Burada bana bir vekaletnameye imza attırdılar. Bana 600,00-TL civarında bir para verdiler. Daha sonra ihtiyacım olduğunda …’dan ara sıra para istedim o da bana yaklaşık 250,00-TL civarında bir para verdi…” şeklinde beyanda bulunduğu, dosyada muhasebe işlerini yürüten diğer tanıkların da ifadeleri ile tüm bu tespitlerden hareketle mükellefin sahte belge düzenleme organizasyonu içerisinde bulunan ve komisyon karşılığı sahte fatura düzenleyen kişilerden olduğu, gerçek bir ticari faaliyetinin bulunmayıp, 01/01/2016 tarihinden itibaren düzenlediği belgelerin tamamının sahte olduğu, …, … ve …’ın iştiraki ile mükellefin bu fiilleri işlediği kanaatine varıldığı, bu bakımından adı geçen mükellef tarafından düzenlenen faturaların gerçek bir mal ve hizmet teslimine dayanmayan sahte faturalar olduğu ve alınan ifadelerde, E:… sayılı dosyada mevcut … Demir Çelik Nak. İnş. ve İnş. Malz. Maden San.ve Tic. Ltd. Şti. hakkında tanzim olunan vergi tekniği raporunda ve E:… sayılı dosyada mevcut Mab. Demir Çelik İnş. Kağ. ve Matb. San. ve Tic. A.Ş. hakkında tanzim olunan vergi tekniği raporunda yer alan ifadeler dikkate alınarak davacı …’un sahte fatura düzenleme fiiline iştirak ettiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davacının istinaf başvurusu üzerine, … hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda ifadesine başvurulan …’un ve organizasyon kapsamında kurulduğu belirtilen … Demir Çelik A.Ş.’nin %100 hissesine sahip yönetim kurulu başkanı …’nin ifadeleri dışında, davacının …’un sahte belge düzenleme eylemine hangi iş ve işlemleriyle iştirak ettiği yönünde herhangi bir somut tespit yapılmadığı görüldüğünden, …’un sahte fatura düzenleme fiiline iştirak ettiği tespit edilemeyen davacı adına kesilen vergi ziyaı cezalarında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davacının davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, asıl borçlu şirket adına düzenlenen vergi tekniği raporları ile anılan şirketin sahte belge düzenlediğinin somut verilerle ortaya konulduğu, davacının da organizasyon kapsamında gerçekleştirilen bu eyleme menfaat gözeterek iştirak ettiği anlaşıldığından idarece kesilen vergi ziyaı cezalarında hukuka aykırılık bulunmadığı, bu itibarla Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 344. maddesinin 1. fıkrasında, 341. maddede yazılı hallerde vergi ziyaı sebebiyet verildiği takdirde, mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesileceği, 2. fıkrasında vergi ziyaına 359. maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde bu fiillere iştirak edenlere ise bir kat olarak uygulanacağı kuralına yer verilmiş, 359. maddesinde ise; ” Vergi kanunları uyarınca tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananların, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı ifade edilmiş, gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgenin sahte belge olduğu, kaçakçılık suçlarını işleyenler hakkında bu maddede yazılı cezaların uygulanmasının 344. maddede yazılı vergi ziyaı cezasının ayrıca uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği kurala bağlanmıştır.
Ayrıca “Cezalarda İndirim” başlıklı 360. maddesinde ise; 359. maddede yazılı suçların işlenişine iştirak eden suç ortaklarının bu suçların işlenmesinde menfaatini bulunmaması halinde Türk Ceza Kanunu’nun suça iştirak hükümlerine göre hakkında verilecek cezanın yarısının indirileceği belirtilerek, cezalara iştirak hususunda Ceza Kanunu hükümlerinin esas alınacağı vurgulanmıştır. Bu itibarla, vergi kanunlarında düzenlenen vergi suç ve cezaları ile ilgili hususlarda uygulanacak olan Türk Ceza Kanunu’nun 37. maddesi gereğince, bir kişi tarafından işlenebilen bir suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi durumunda her bir failin sorumlu olduğunu belirtmiş, 40. maddesinin 1. fıkrasında ise; kasten ve hukuka aykırı olarak işlenen fiilin varlığının iştirakin oluşabilmesi için gerekli olduğu, diğer bir failin cezalandırılmasını engelleyen kişisel nedenlerin göz önünde bulundurulmaksızın her bir failin kendi kusurlu fiilinden dolayı cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır. Özetlemek gerekirse iştirakin varlığı için; birden fazla failin olması, faillerin suçu birlikte işleme iradesinin olması ve suçun işlenmesi ile iştirak edenin fiili arasında nedensellik bağının bulunması gerekmektedir.
Bu itibarla her bir iştirakçinin fiilinin asıl sorumlulardan bağımsız olarak değerlendirilmesi mümkün olup, asıl şirket veya mükellefin sorumlu bulunup bulunmaması iştirakçinin ondan bağımsız olarak değerlendirilmesine engel değildir. Ancak, sahte belge düzenleme fiiline iştirak edildiğinden bahisle vergi ziyaı cezası kesilebilmesi için iştirakin gerçekleştiği hususunun maddi delillerle tespit edilmesi zorunludur.

Dava dosyasının aynı maddi olaydan kaynaklanan ve Dairemizde temyiz incelemesi yapılan ilgili diğer dosyalar ile birlikte değerlendirilmesinden,, dava konusu olayda, Ankara-İstanbul-Hatay İlleri Yoğunlukta Bulunan ve Ağırlık Hurda Sektörünü İçeren çok sayıda mükelleften oluşan 2016 yılı Sahte Fatura Düzenleme Organizasyonu Tespiti konulu … tarih ve … sayılı Rapor’da; aralarında …’un da yer aldığı adlarına göstermelik olarak mükellefiyet kurulan çok sayıda kurum/gerçek kişi mükelleflerin 2016 yılı fatura akışları, Ba-Bs formları üzerinden alış ve satışlarının incelenmesi sonucunda, sahte belge düzenleme organizasyonu oluşturdukları, değişik pozisyonlarda, bu organizasyona katkı sağladıkları, bir kısmının doğrudan sahte belge düzenlediği, diğer bir kısmının ise bu yöndeki faaliyetleri dolayısıyla sahte belge düzenleyen kişi ve firmalara alt yapı sağladıkları, genel anlamda bir üst yönetim tarafından idare edildikleri, organizasyondakilerin çeşitli pozisyonlarda iş bölümü halinde olup, bir kısmının doğrudan, bir kısmının ise organizasyona sahte fatura temini ile katkıda bulunduğu, söz konusu mükelleflerin muhasebe işlerinin aynı isimler tarafından yürütüldüğü, bunlardan 28’inin mali müşavirliğinin … tarafından yapıldığı, organizasyon içerisindeki yükümlülerin 2016 yılında toplam 3.941.335.224 TL civarı olan alışlarının, 3.527.043.275 TL’sinin grup içindeki kişi ve firmalardan yapıldığı, toplam 5.025.227.205 TL’ye ulaşan satışlarının ise, 3.527.043.275 TL’sinin organizasyon içindeki kişi ve firmalara yapıldığı, 2016 yılında yaklaşık % 261 olan kâr marjının, metal sektöründe gerçekçi olmadığı, oluşturulan tabloda yer alan yükümlülerin ilgili dönemde organize bir şekilde sahte fatura düzenledikleri ve kullandıkları hususunda tespitlerin bulunduğu grup içerisindeki kişi ve firmaların, birbirleriyle faturalaştıkları, muhasebe işlerinin aynı muhasebeciler tarafından yürütüldüğü, bilançoları, mali tabloları, çalışanları gibi unsurlar dikkate alındığında, bu firmaların sahte belge düzenleme organizasyonu kapsamında işlem tesis ettikleri sonucuna varıldığı değerlendirmelerine yer verilmiştir.
Dava dosyasının aynı maddi olaydan kaynaklanan ve Dairemizde temyiz incelemesi yapılan ilgili diğer dosyalar ile birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu olayda, Ankara-İstanbul-Hatay İlleri Yoğunlukta Bulunan ve Ağırlık Hurda Sektörünü İçeren çok sayıda mükelleften oluşan 2016 ve 2017 yılı Sahte Fatura Düzenleme Organizasyonu Tespiti konulu … tarih ve … sayılı Rapor’da; aralarında …’un da yer aldığı adlarına göstermelik olarak mükellefiyet kurulan çok sayıda kurum/gerçek kişi mükelleflerin fatura akışları, Ba ve Bs formları üzerinden alış ve satışlarının incelenmesi sonucunda, sahte belge düzenleme organizasyonu oluşturdukları, değişik pozisyonlarda, bu organizasyona katkı sağladıkları, bir kısmının doğrudan sahte belge düzenlediği, diğer bir kısmının ise bu yöndeki faaliyetleri dolayısıyla sahte belge düzenleyen kişi ve firmalara alt yapı sağladıkları, genel anlamda bir üst yönetim tarafından idare edildikleri, organizasyondakilerin çeşitli pozisyonlarda iş bölümü halinde olup, bir kısmının doğrudan, bir kısmının ise organizasyona sahte fatura temini ile katkıda bulunduğu, söz konusu mükelleflerin muhasebe işlerinin aynı isimler tarafından yürütüldüğü, bunlardan 28’inin mali müşavirliğinin … tarafından yapıldığı, grup içerisindeki kişi ve firmaların, birbirleriyle faturalaştıkları, muhasebe işlerinin aynı muhasebeciler tarafından yürütüldüğü, bilançoları, mali tabloları, çalışanları gibi unsurlar dikkate alındığında, bu firmaların sahte belge düzenleme organizasyonu kapsamında işlem tesis ettikleri sonucuna varıldığı değerlendirmelerine yer verilmiştir.
… hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nun incelenmesinden; anılan mükellefin faaliyet alanının da bazı ilgili firmalar gibi inşaat malzemesi toptan ticareti olarak gösterildiği, 30/11/2017 tarihinde mükellefiyetinin re’sen terk ettirildiği, mali polis baskınında; Yıldızevler Mahallesinde elkonulan bir kısım belgelerin de bu mükellefe ait olduğu, muhasebe işlemlerini …’un yürüttüğü, mükellefin ayrıca … İnşaat Nakliyat Tic. Ltd. Şti. ile … İnşaat Sanayi Tic. Ltd. Şti.’nin %100 hisseli ortağı- müdürü olduğu, … İnşaat firması hakkında sahte belge düzenleme nedeniyle incelemenin devam ettiği, 2016 yılında Ba-Bs formu vermediği, Ba formlarında mükelleften 2016 takvim yılında toplam 116.575.154 TL tutarında mal/hizmet aldığını bildiren şirket ve şahıs firmalarından 103.779.606 TL tutarındaki kısmını bildirenlerin organize biçimde sahte belge düzenleme kapsamında incelemeye sevk edilen 173 mükellef arasında bulunan şirketlerden olduğu, mükelleften 2016 takvim yılında 5.606.471TL tutarında alış yaptığını bildiren ve organize biçimde sahte belge düzenleme kapsamında incelemeye sevk edilen 173 mükellef arasında bulunan cumhuriyet vergi dairesi mükellefi … Marka Patent Prodüksiyon Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda, anılan şirketin muhasebe işlemlerini de …’un yürüttüğü, ayrıca … Marka… Ltd. Şti.’nin Müdürü …’ın; “…’tan çeşitli temizlik malzemesi aldık. Bunların içinde el makinesi, deterjan, makine gibi farklı malzemeler aldık. Nakliyeyi aracılık yaptığım şirketler kendi aralarında yapıyordu. ödemeleri satış yaptığım firmadan alıp, mal aldığım firmaya ödeme yapıyordum. …’a 1.000.000,00 TL civarı borcum vardı. kendisini çok aradım ama ulaşamadım. Şirketin muhasebesini benim zamanımda yanında kısa bir dönem çalıştığım … tuttu. Kendisiyle sürekli görüşüyorum.” şeklinde ifade verdiği, mükellefin 2016/9,10,11 dönemlerine ait KDV beyannamelerini verdiği tespit edilen …’un; bu mükellefle ilgili olarak; “söz konusu şahıs firmasını biz kurmadık. Bu şirketin muhasebe işlerini yürütmemi … bana teklif etti, ben de kabul ettim. Bu firmanın beyannameleri hazırlanmış şekilde tarafınıza sunduğum mail çıktısından da görüleceği üzere mail adresinden … tarafından tarafıma ait mail adresine gönderiliyordu. Biz de sisteme giriyorduk. Faturaları ve içeriklerini görmediğimiz için şüphelenmedim.” şeklinde beyanda bulunduğu, ayrıca … ile aynı iş yeri adresini kullanan ve aynı şekilde hakkında vergi tekniği raporu bulunan ve organize biçimde sahte belge düzenleme kapsamında incelemeye sevk edilen … Demir Çelik A.Ş.’nin %100 hissesine sahip olduğu …’nin … Firması ile ilgili olarak; “şirketi tam olarak ben kurmadım. 2014 yılının sonlarına doğru işsizdim, eşim hamileydi, o yüzden sigorta yapılmasına ihtiyacım vardı. Bir gün berberdeyken … ile tanıştım. biz berberle iş aradığım ve sigortamın olması gerektiği konusunda sohbet ederken … bana yardım edebileceğini söyledi. Daha sonra beni adamım diye tanıştırdığı … ile birlikte …’un ofisine gönderdi. Orada … ile tanıştım. Sigortamı yapacağını, bunun için kimlik suretini ve vekaletname vermemi istedi. Daha sonra ofisinin olduğu binanın hemen yanındaki binada bulunan Ankara ….Noterliğine gittik. Burada bana bir vekaletnameye imza attırdılar. Bana 600,00 TL civarında bir para verdiler. Daha sonra ihtiyacım olduğunda …’dan ara sıra para istedim o da bana yaklaşık 250,00 TL civarında bir para verdi. Benim şirket kurulacağından haberim yoktu…. Şirketin üzerime açıldığını anlamadım. … daha sonra iş buldum Antalya’ ya taşındım. 3 gün önce … telefon numaramı bir yerden bulmuş ve bana benimle görüşmek istediğini mesaj attı. Ben de bana neden böyle bir şey yaptığını sordum o cevap olarak … İle … iş çevirmiş bu işin peşindeyim böyle kolay kolay bırakmam dedi. …” şeklinde beyanda bulunduğu, mükellef … tarafından vekil tayin edildiği tespit edilen … ifadesinde; ” o dönemde … Petrolleri Akaryakıt…Ltd’Şti.nde ön muhasebe elemanı olarak çalışmakta iken soyadını hatırlamadığım … adlı kişi ile … tarafından, …’un vekili tayin edilmem istendi. Noterden vekaletname çıkarttılar. Söz konusu kişiyi tanımam ama işlerini takip etmem istendi. Sebebini sorunca beraber iş yaptığımız bir şahıs olduğunu söylediler. Firma çalışanı olduğumdan kabul etmek zorunda kaldım. Ben de noterde defter tasdik işlemleri yaptıktan sonra defterleri bana veren
.. Hanım’a teslim ettim.” dediği, mükellefin muhasebe işlerini yürüten …’un mükellefle ilgili olarak ; “…tarafınıza sunduğum 20/02/2016 tarihli aracılık sözleşmesini … ile yaptım. Muhasebe ücretlerini … ödedi…. …, inşaat malzemeleri ticareti ile uğraşıyordu. Herhangi bir deposu şubesi yoktu…söz konusu İş yerine bir defa ilhan ayan tarafından götürüldüm. iş yerinde sadece büro malzemeleri vardı. O kadar yüksek tutarlı faturaların kapasitesini aştığı için şüphelenerek … Vergi Dairesine 29/12/2016 tarihli dilekçemi verdim. Çalışan işçisi ve motorlu taşıtı yoktu…Dört mükellefin de aynı işyeri adresini vergi dairesine bildirdiklerini sonradan öğrendim. Daha önce farkına varmış olsaydım dilekçelerimi daha önceden vergi dairesine verirdim…” şeklinde beyanda bulunduğu, mükellefe 10.000,00 TL para gönderen …’ın başkasının isteği üzerine para gönderdiğini ve para gönderdiği kişinin … olduğunu bilmediğini ifade ettiği, ayrıca Mali Suçlar Şube Müdürlüğü tarafından … Mah. adresinde yapılan bahsi geçen baskında; … adına bastırılan 100 ciltlik faturanın ve 2500 tahsilat makbuzunun … tarafından matbaadan imza karşılığı teslim alındığının tespit edildiği, mükellefin adına kayıtlı hesaptan 295.300,10 TL gönderdiği, …’ın organizasyon kapsamında incelemeye sevk edilen 173 firma/şahıs arasında olduğu, yine mükellefin para gönderdiği başka kişiler tarafından kim olduğunun bilinmediği, organizasyon kapsamında bulunan mükellefler arasında çek ilişkilerinin bulunduğu, mükelleften mal alanların mükellefi tanımadıkları, tüm bu tespitlerden hareketle de mükellefin sahte belge düzenleme organizasyonu içerisinde bulunan ve komisyon karşılığı sahte fatura düzenleyen kişilerden olduğu, gerçek bir ticari faaliyetinin bulunmadığı, bu nedenle mükellefin 01/01/2016 tarihinden itibaren düzenlediği belgelerin tamamının sahte olduğu, …’un, … ve …’ın iştiraki ile bu fiilleri işlediği tespit ve değerlendirmelerine yer verilmiştir.
Ayrıca; organizasyon kapsamında kurulduğundan haklarında vergi tekniği raporu düzenlenen ilişkili firmalardan …Yapı İnşaat firması hakkında düzenlenen 13/12/2018 tarihli 4560/37 sayılı; … Demir Çelik firması hakkında düzenlenen … tarihli ve …. sayılı Raporlar’da; …’ın para transferleri için kendisine ait İş Bankası hesap numarasının kullanıldığı, bu hesap numarasına …’un talimatıyla para yatırıldığı ve çekildiği, bu hesaplardan adlarına şirket kurulan işsiz güçsüz kişiler adına yatan ve çekilen paraların yanısıra …’un kardeşi …. adına da para transferi gerçekleştirildiğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Bütün bu tespitler ve alınan ifadelerin ayrıca bu raporda yer almayan ancak aynı davacı hakkında olan diğer ilgili dosyalarda ifade verenlerin beyanları da birlikte değerlendirildiğinde; mükellefin sahte belge düzenlemek amacıyla bir kısım kişilerin öncülüğünde göstermelik olarak kurulan şirketler arasında yer aldığı ve …’un da söz konusu organizasyon kapsamında bu faaliyetin tasarlanması ve eyleme geçirilmesinde görev alarak sahte belge düzenleme fiiline iştirak ettiği sonucuna varıldığından belirtilen gerekçe ile verilen Vergi Dava Dairesi kararında yasal isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 16/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacı tarafından, sahte fatura düzenleme fiiline iştirak ettiğinden bahisle kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istemiyle açılan davanın reddeden Mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin Vergi Dava Dairesi kararı temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlıkta konusu olayda davacı tarafından …’un sahte belge düzenleyerek komisyon geliri elde etme eylemine ne suretle iştirak ettiği, hangi belgelerin düzenlenmesinde iştirak söz konusu olduğu, ceza ihbarnamelerinde belirtilen ceza tutarlarının belirlenmesinde hangi belgelerin dikkate alındığı, ziyaa uğratılan vergi miktarının ve hükmedilen ceza tutarının takdirinde hangi matrah tutarlarına göre nasıl bir hesaplama yapıldığının açıklanamadığı, diğer bir deyişle davacı ile anılan sahte belge düzenleme eylemi arasında illiyet bağı kurulamadığı, vergi ziyaı cezasının dayanaklarının şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya koyulamadığı anlaşıldığından temyiz isteminin reddi ile Vergi Dava Dairesi kararının belirtilen gerekçe ile onanması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.