Danıştay Kararı 4. Daire 2021/5741 E. 2023/1024 K. 27.02.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2021/5741 E.  ,  2023/1024 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/5741
Karar No : 2023/1024

TEMYİZ EDEN TARAFLAR:
1- … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. …

2- … Kimya Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem : Davacı şirket adına, ihracattan kaynaklı götürü gider indirimine ilişkin ihtirazı kayıt dilekçesi dikkate alınmaksızın tahakkuk ettirilen 2019 yılı kurumlar vergisinin 224.552,50 TL’lik kısmının iptali ve yasal faizi ile birlikte iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 193 sayılı Kanun’un 40/1. maddesinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan ve Vergi Usul Kanunu uyarınca belgelendirilmesi gereken genel giderlere ilaveten yurt dışındaki işlerle ilgili giderlere karşılık olmak üzere, hasılatın binde beşini aşmamak şartıyla götürü giderin kazançtan indirilebileceği herhangi bir şarta bağlı kalmaksızın kabul edildiğinden, davacının götürü gider indirimine ilişkin ihtirazi kaydı kabul edilmeyerek yapılan tahakkuk işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; İstinaf başvurusuna konu kararın, dava konusu tahakkuk işleminin iptaline ilişkin kısmı yönünden, davalı iddialarının kararın bu kısmı yönünden kaldırılmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından istinaf isteminin bu kısma yönelik olarak reddine karar verilmiştir. Davacının, fazladan tahsil edildiği ileri sürülen 224.552,50 TL kurumlar vergisinin tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faizi ile birlikte iadesi istemi yönünden dava konusu olayda, davacı şirketçe ihtirazi kayıtla verilen 2019 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde, 1.020.693,16 TL götürü giderin kazançtan indirilmesi gerektiği yönündeki ihtirazi kaydı kabul edilmeksizin, 626.119,91 TL ticari bilanço karı ve 448.868,15 TL kanunen kabul edilmeyen giderden oluşan matraha dahil toplam 1.074.988,06 TL’den, aynı tutarda nakdi sermaye artışından kaynaklanan faiz indirimi (5520 sayılı Kanunun 10/1-ı maddesi uyarınca) indirilmek suretiyle kurumlar vergisi matrahı sıfırlandığından, dava konusu yılda kurumlar vergisi matrahı, hesaplanan veya tahakkuk eden kurumlar vergisi bulunmadığı gibi, davacı tarafından yersiz ödenen bir tutardan söz etme imkanının da bulunmadığı, bunun yanı sıra, beyannamede, yıl içinde kesinti yoluyla ödenen ve matrahın ve hesaplanan verginin bulunmaması nedeniyle kurumlar vergisine mahsup edilemeyen 124.320,28 TL verginin de iadesi gereken kurumlar vergisi olarak aynen beyan edildiği (söz konusu iade tutarında da, kabul edilmeyen ihtirazi kayıt nedeniyle bir azalma meydana gelmediği) anlaşılmakla, davacının iade ve faiz isteminin yersiz ve hukuka aykırı olduğu (davacıya, dava konusu işlem nedeniyle iadesi gereken bir tutar bulunmadığı) sonucuna varılmakla, istinaf isteminin bu kısım yönünden kabulüyle, Mahkeme kararının bu kısım yönünden kaldırılmasına ve davanın bu kısım yönünden incelenmeksizin reddine karar vermek gerektiği, öte yandan, davacının, 5520 sayılı Kanunun 10/1-ı maddesi uyarınca nakdi sermaye artışından kaynaklanan faiz indiriminden, kabul edilmeyen ihtirazi kayıt nedeniyle fazladan yararlanılmak zorunda kaldığı anlaşılmakla birlikte, anılan maddede “matrahın yetersiz olması nedeniyle ilgili dönemde indirim konusu yapılamayan tutarların, sonraki hesap dönemlerine devredeceği”nin açıkça hükme bağlanmış olması karşısında, (indirim konusu yapılamayan nakdi sermaye artışından kaynaklanan faiz indirimi tutarlarının nakten iadesine mevzuat cevaz vermediğinden), dava konusu işlem nedeniyle fazladan indirilen faiz indirim tutarının, Kanunda öngörülmeyen şekilde, salt dava konusu işlemin iptali nedeniyle davacıya nakten iadesinin mümkün bulunmadığı, ancak, davacının, 2019 yılından devreden nakdi sermaye artışından kaynaklanan faiz indirim tutarlarının, dava konusu işlemin iptali sonucu, azalan tutarda artacağı da açık olduğu sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, kararın dava konusu iade ve faiz istemi yönünden kaldırılmasına, bu kısım itibariyle davanın (incelenmeksizin) reddine, dava konusu işleme ilişkin davalı istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI: Davacı tarafından, 193 sayılı Kanun’un 40/1. maddesinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan ve Vergi Usul Kanunu uyarınca belgelendirilmesi gereken genel giderlere ilaveten yurt dışındaki işlerle ilgili giderlere karşılık olmak üzere, hasılatın binde beşini aşmamak şartıyla götürü giderin kazançtan indirilebileceğinin herhangi bir şarta bağlanmadığı, söz konusu hükmün tebliğ ile sınırlanamayacağı, dava konusu tutarın yasal faizi ile birlikte taraflarına iadesi gerektiği ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmiştir

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI: Götürü gider hesaplanabilmesi için harcamanın yapılması ve işletmenin mal varlığında bir azalmanın meydana gelmesi gerektiği, gerçekte var olmayan bir giderin indirime konu olmasının mümkün olmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmiştir

DAVACININ SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DAVALININ SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ:Temyiz istemlerinin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4.Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 27/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.