Danıştay Kararı 4. Daire 2021/3774 E. 2022/9540 K. 29.12.2022 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2021/3774 E.  ,  2022/9540 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/3774
Karar No : 2022/9540

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Tasfiyesi tamamlanmış … Dış Ticaret Limited Şirketi’nin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili için davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; asıl borçlu şirketin tasfiyesinin 12/04/2010 tarihinde tamamlanarak bu durumun 19/04/2010 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği, tasfiyesi tamamlanarak ticaret sicilinden silinen şirket adına, sicilden silindikten sonra 10/11/2011 tarihli vergi inceleme raporu ile 31/01/2012 tarihli takdir komisyonu kararlarına istinaden tasfiye öncesi dönemlere ilişkin vergi ziyaı cezalı tarhiyatlar yapıldığı, ancak şirketin ticaret sicilinden silinmek suretiyle tüzel kişiliği son bulduktan sonra şirket adına yapılan ihbarname ve ödeme emrine ilişkin tebligatların hukuken hüküm ve sonuç doğurmasının mümkün olmadığı, dolayısıyla, şirket adına düzenlenen ihbarnameler ile ödeme emirlerinin tebliğ işlemlerinin hukuken hükümsüz olduğu, dava konusu ödeme emrinin konusunu oluşturan vergi ve ceza alacaklarının, zamanaşımı süresi içerisinde mükellefe usulüne uygun tarh ve tebliğ edilmemesi nedeniyle tarh zamanaşımına uğradığı anlaşıldığından, kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan iş ve işlemlerin hukuka uygun olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 29/12/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca, tüzel kişiliği sona eren asıl borçlu şirketten tahsil olunamayan veya olunamayacağı anlaşılan kamu alacağının, kanuni temsilciden 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında düzenlenecek ödeme emri ile takip edilebilmesi için;
– Ya, asıl borçlu şirketin tasfiyesi tamamlanmadan önce usulüne uygun tarh ve tebliğ edildikten sonra takibi yapılan ancak tahsil edilemeyen bir amme alacağının olması,
– Ya da, şirket tasfiyesi tamamlandıktan sonra şirkete ait bir vergi borcunun olduğunun saptanması üzerine, kanuni temsilciden cebren tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenebilmesi için, yine kanuni temsilci hakkında usulüne uygun bir ihbarname düzenlenerek tebliğ edilmesi, bu şekilde tahakkuk ettirilen vergilerin vadesinde ödenmemesi üzerinede kanuni temsilci adına ödeme emri düzenlenmesi gerekmektedir.
Olayda, tasfiyesi tamamlanan şirkete ait vergi borcunun tahsili amacıyla Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca takip edildiği belirtilen amme alacağı için kanuni temsilci hakkında, ihbarname düzenlenip tebliğ edilerek amme alacağı tahakkuk ettirilmeden, doğrudan ödeme emri ile takip edilmesi nedeniyle, davacı adına düzenlenen ödeme emrini iptal eden mahkeme kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmadığından, temyize konu mahkeme kararının belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.