Danıştay Kararı 4. Daire 2021/3436 E. 2023/983 K. 27.02.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2021/3436 E.  ,  2023/983 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/3436
Karar No : 2023/983

TEMYİZ EDEN TARAFLAR:
1- …
VEKİLİ: Av. …

2- … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem : Serbest muhasebeci ve mali müşavir olan davacı adına, …’ün komisyon karşılığı sahte fatura düzenleme fiiline iştirak ettiğinden bahisle 2016 yılı için tekerrür hükümleri uygulanarak kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; … hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu ve raporda yer alan tanık ifadeleri ile davacının ifadelerinden, davacının gerçek anlamda ticari faaliyeti olmayan ve organizasyon kapsamında yer alan … ile diğer ilgili birçok firmanın muhasebe hizmetlerini yürüttüğü, kurulan şirket ve gerçek kişi mükellefiyetlerinin başından beri gerçek bir ticari faaliyetini olmadığını ve sahte belge düzenlemek amacıyla belli başlı şahıslar tarafından yönetildiğini, diğer bir anlatımla organizasyonun varlığına ilişkin bilgi sahibi olduğu, bu organizasyona katkısının sadece mali müşavirlerin sorumluluğu kapsamında değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla davacının sahte belge düzenleme fiiline iştirak ettiği tespit edildiğinden, kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı; dava konusu cezaya tekerrür hükmünün uygulanmasına ilişkin olarak; vergi ziyaı cezasına tekerrür uygulanmasına esas alınan cezanın, 2012/11 dönemi için kesilen ve 2013 yılında tahsil edilen vergi ziyaı cezası olduğu dolayısıyla 213 sayılı Kanun’un 339. maddesinde aranılan koşulların olayda gerçekleştiği anlaşıldığından, kesilen vergi ziyaı cezalarına tekerrür uygulanmasında da yasal isabetsizlik görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davacının 2016/2 ila 12. dönemleri için kesilen tek kat vergi ziyaı cezası yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik istinaf isteminin reddine, vergi ziyaı cezasının tekerrür uygulanmasından kaynaklanan kısmı yönünden ise, kesilen cezaya tekerrür uygulanabilmesi için ilk fiilin ve ikinci fiilin aynı mükellefe ait olması gerektiği, olayda ise davacının tekerrür sayılan ikinci eylemi, bir başkası tarafından gerçekleştirilen fiile iştirak olduğundan, şahsi mükellefiyeti nedeniyle davacı adına kesilen vergi ziyaı cezasının, başkasının sahte belge düzenleme eylemine iştirak ettiğinden bahisle kesilen vergi ziyaı cezasına tekerrür uygulanmasına esas teşkil edemeyeceği dolayısıyla, davacı adına kesilen vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle arttırılan kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davacı istinaf isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine; vergi mahkemesi kararının tekerrür uygulanarak artırılan vergi ziyaı cezası kısmının kaldırılmasına, bir kat vergi cezası kısmı yönünden ise istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI: Davacı tarafından, ceza mahkemesi nezdinde vergi suçu nedeniyle açılan davada hakkında beraat kararı verildiği, bu dava ile ilgisi nedeniyle anılan kararın dikkate alınarak hatalı ve eksik inceleme ile kesilen cezalara ilişkin davanın reddi yönünde verilen karar kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI: Davalı İdare tarafından, kabule ilişkin karar kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DAVALININ SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde yer alan bir fille iki ayrı suç olan Ceza Mahkemesinde yargılama gerektiren kaçakçılık suçu ile aynı zamanda vergi kaybı olması durumunda, aynı Kanun’un 344. maddede yer alan ve vergi mahkemeleri görevinde olan vergi ziyaı cezası uygulanmasının mümkün olduğu, vergi kaybı niteliğindeki zararın ayrıca Kanunda vergi ziyaı cezasına bağlanmasının yargılamada “Ne bis in idem” ilkesine aykırılık ve mükerrerlik oluşturmadığına Anayasa Mahkemesi kararlarında da yer verildiği hususu gözetilerek ve davacının aynı olay nedeniyle ceza mahkemesinde yargılaması devam eden dosyasının dikkate alınması gerektiği hususu yerinde görülmeyerek, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 27/02/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY:
Serbest muhasebeci ve mali müşavir olan davacı adına, … hakkında düzenlenen vergi tekniği raporuna dayanılarak sahte belge düzenleme eylemine iştirak ettiğinden bahisle 2016 yılı için tekerrür hükümleri uygulanarak kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davanın reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik davacı istinaf başvurusunu kısmen kabul kısmen reddeden Vergi Dava Dairesi kararı taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenmiştir.
Vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle artırılmasına dair düzenleme 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 339’uncu maddesinde yapılmıştır. Maddede, ceza türleri belirtilmiş ve artırımın yapılabilmesi için bu cezalarla ilgili tekrar ceza kesilmesinde sürelere yer verilmiş; cezayı gerektiren fiillerin bizzat veya iştirak halinde işlemiş olması gibi bir ayrıma gidilmemiştir. Bu bakımdan iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümüne dayanılarak artırılan tutar yönünden yasada aranılan koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğine göre incelenmesi gerekir.
Açıklanan nedenle, dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Dava Dairesi kararının; iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezasına ilişkin hüküm fıkrasının aynı gerekçe ve nedenlerle onanması; vergi ziyaı cezasının tekerrür hükmünün uygulanmasından kaynaklı kısmı hakkında ise yeniden karar verilmek üzere buna ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.