Danıştay Kararı 4. Daire 2021/2275 E. 2023/860 K. 21.02.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2021/2275 E.  ,  2023/860 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/2275
Karar No : 2023/860

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, … Otomotiv Turizm İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından ithal edilen araçların kıymetinin noksan beyan edilerek ödenmesi gerekenden düşük katma değer vergisi ödendiğinden bahisle, takdir komisyonu kararına istinaden, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla 2012/1 dönemi için re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; cevaplı raporda yer verilen tespitlerden şirket tarafından ithal edilen araç kıymetlerinin düşük beyan edilmek suretiyle katma değer vergisinin eksik ödendiği açık olup, davacı tarafından da bu durumun aksi yönünde herhangi bir iddiada bulunulmadığı, takdire sevk sebebinin bulunduğu dava konusu olayda takdir komisyonunca söz konusu araçların fatura kıymetlerini gösterir tabloda yer alan tutarlar done alınmak suretiyle takdir olunan matrah üzerinden münfesih şirketin kanuni temsilcisi olan davacı adına yapılan cezalı katma değer vergisi tarhiyatında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; kayıt ve tescile tabi araçların gümrük beyannamesinde daha yüksek bedelle giriş yapılmasına rağmen yurt içinde satış yapılırken daha düşük bedelle satılması üzerine KDV’nin de düşük hesaplandığından bahisle ortaya çıkan matrah farkı üzerinden idarece 2012/1 dönemi için KDV tarhiyatı yapılmış ise de; ithal edilen araçların gerçek satış bedelinin, ilgili yılda satışı yapılan araçların alıcıları nezdinde karşıt incelemeler yapılarak bu araçları satın alan gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olan bu şahıs ve şirketlerin kayıtlarının incelenmesi ve bilgilerine başvurulması, derinlemesine bir araştırma yapılarak somut, geçerli ve yeterli bir şekilde gerçek fiyatın belirlenmesi suretiyle ortaya konulması gerekirken bu yola gidilmeden ve vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyeti ortaya konulmadan, takdir komisyonunca sadece Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca vergi dairesine gönderilen … tarih ve … sayılı yazı ve ekli matrah farkı listesi dayanak alınarak tarhiyat yapıldığı, … tarih ve … sayılı Cevaplı Rapor dışında idarece dosyaya yukarıda yer verilen hususları içeren inceleme raporu vs herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmadığı anlaşıldığından, dava konusu tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Tasfiye” başlıklı 17. maddesine 5904 sayılı Kanun’un 6. maddesi ile eklenen 9. fıkrasında, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak salınacak her türlü vergi tarhiyatı ve kesilecek cezaların, müteselsilen sorumlu olmak üzere; tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için ise tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılacağı, limited şirket ortaklarının, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olacakları; geçici 6. maddesinde ise, “Kanun’un 17. maddesinin 9. fıkrası hükümleri, bu geçici maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan her türlü vergi tarhiyatı ve kesilen cezalar hakkında uygulanmaz.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde; öncelikle kanuni temsilcilerin sorumluluğunun Vergi Usul Kanunu’nda, tasfiye memurlarının sorumluluğunun ise Kurumlar Vergisi Kanunu’nda düzenlendiği; kanuni temsilciler yönünden; tüzel kişilere vergi kanunları ile yüklenen ödevlerin, kanuni temsilciler tarafından yerine getirileceği, bu ödevlerin yerine getirilmemesi durumunda tüzel kişilerin varlığından alınamayan alacakların kanuni temsilcilerin varlığından alınacağı, kanuni temsilcilerin sorumluluklarının, kendilerinden beklenen ödevlerin yerine getirilmemesi çerçevesinde devam ettiği (Anayasa Mahkemesi de 19/03/2015 tarih ve E:2014/144, K:2015/29 sayılı kararında benzer bir yorumda bulunmaktadır: “213 sayılı Kanun’un 10. maddesinde, kanuni temsilciler için kabul edilen sorumluluk, kusura dayalı sorumluluktur. Buradaki kusur, vergilendirmeye dair ödevlerin ihlal edilmesidir. Buna göre, 213 sayılı Kanun’un 10. maddesi uyarınca kanuni temsilcilerin sorumlu tutulabilmesi için vergilendirme ödevlerini yerine getirmemiş olması gerekmektedir.”), dolayısıyla tasfiye edilmiş tüzel kişilerle ilgili tasfiye öncesi dönemlere ilişkin yapılacak takibatların (tarh, tahakkuk, tahsil) kanuni temsilci olarak vergi kanunlarının kendisine yüklediği ödevleri yerine getirmeyen kanuni temsilciler adına gerçekleştirileceği, tasfiye memurları yönünden; tasfiye döneminde tahakkuk eden vergilerin ödenmesi ile bu dönemde vergi kanunları gereğince ortaya çıkacak vergilerin tahakkuk ettirilip ödenmesinden ve bu ödevleri yerine getirmemesi nedeniyle yapılacak tarhiyatlardan tasfiye memurlarının sorumlu tutulduğu, ancak hem kanuni temsilcilere, hem tasfiye memurlarına bu ödevleri yerine getirdiğini ispat etmeleri şartıyla sorumluluktan kurtulma fırsatı verildiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, şirketin sicilden re’sen silindiği hususunun 19/10/2015 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlandığı; ithalat aşamasında şasi numaraları belli bir takım araçların noksan kıymet beyanı suretiyle özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi matrahının aşındırıldığından ve böylece eksik vergi ödendiğinden bahisle 29/12/2016 tarihinde sevki sağlanan takdir komisyonunca şirket adına 11/12/2017 tarihli takdir komisyonu kararlarının düzenlendiği, münfesih … Otomotiv Turizm İthalat İhracat ve Ticaret Limited Şirketi tarafından ithal edilen araçların gerçek gümrük kıymetinin altında beyan edilerek özel tüketim vergisinin eksik ödenmesine neden olunduğundan bahisle davacı adına 2012/1,2,3,4,8 dönemi için tarh edilen vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergisine karşı açılan davada, Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 12. maddesinin 1. fıkrası uyarınca beyan edilecek asgari ÖTV matrahı dikkate alınmak suretiyle ödenmesi gereken özel tüketim vergisinin eksik ödendiği, özel tüketim vergisi matrahının aşındırıldığı sonucuna ulaşıldığı, … Bölge İdare Mahkemesi İkinci Vergi Dava Dairesi’nce verilen … tarih E:… K:… sayılı ret kararının ise kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, tüzel kişiliği sona eren şirketin, tüzel kişiliğinin sona ermesinden önceki dönemleriyle ilgili, kanuni temsilci adına yapılan dava konusu cezalı tarhiyatta yukarıda açıklanan nedenlerle usul yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmış olup, bu haliyle davanın esası hakkında yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 21/02/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacı adına, kanuni temsilci sıfatıyla takdir komisyonu kararına dayanılarak 2012/1 dönemi için re’sen tarh edilen katma değer vergileri ile kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davada verilen kabul kararı davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
19/10/2015 tarih ve 8928 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7. maddesi uyarınca 09/10/2015 tarihinde ticaret sicilinden re’sen silindikleri belirtilen şirketler arasında yer alan … Otomotiv Turizm İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17. maddesinin 9. fıkrasında yer verilen tasfiye süreci takip edilerek tasfiyesinin sonlandırılmadığı anlaşılmaktadır.
Olayda, tasfiyeye girmeksizin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca terk işlemi gerçekleşen … Otomotiv Turizm İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin kanuni temsilcisi hakkında 5520 sayılı Kanun’un 17. maddesinin 9. fıkrasında öngörülen tasfiye koşulunun gerçekleşmediği dikkate alındığında, kanuni temsilci adına yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı düşünülmektedir