Danıştay Kararı 4. Daire 2021/1940 E. 2023/1641 K. 23.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2021/1940 E.  ,  2023/1641 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/1940
Karar No : 2023/1641

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- …
2- … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ: Av…

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Telekomünikasyon Turizm Taşımacılık Nakliye Tic. Ltd. Şti.’nin kanuni temsilcisi sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …sayılı ödeme emirleri ile şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen …tarih ve … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emri bakımından; ödeme emrinin 1 ila 4. satırlarında yer alan amme alacakları için, daha sonraki kanuni temsilci olan … tarafından tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerinden yararlanmak amacıyla başvurulduğu, 20/02/2015 tarihinde tarhiyat öncesi uzlaşıldığı ve borcun yeni bir nitelik kazandığı anlaşıldığından, ödeme emrinin bu borçlara ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmediği; ödeme emrinin 5. ve 6, 7. satırından yer alan amme alacaklarının doğduğu ve ödenmesi gereken zamanlarda davacının asıl borçlu şirketin ortağı olmaması nedeniyle, ödeme emrinin bu kısmında da hukuka uyarlık bulunmadığı; davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …. sayılı ödeme emri bakımından; ödeme emrinin 1, 2, 3, 4. satırında yer alan amme alacağının, davacının şirket ortaklığından ayrılmasından sonra verilen düzeltme beyannamesi üzerine tahakkuk eden amme alacağı olduğu anlaşıldığından, ödeme emrinin belirtilen borçlara ilişkin kısmında hukuka uygunluk görülmediği; davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve .. sayılı ödeme emri bakımından; ödeme emrinin 1. satırında yer alan amme alacağının, 2009/04 dönemine ilişkin Ba/Bs formunun süresinden sonra 07/01/2010 tarihinde verilmesi üzerine kesilen özel usulsüzlük cezası olduğu, davacının 15/02/2012 tarihinde kanuni temsilcilik görevinden ayrıldığı göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu borçtan sorumlu olduğu, bu amme alacağını ihtiva eden asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen ödeme emrinin şirketin kanuni temsilcisi …’ın imzasına 18/09/2015 tarihinde tebliğ edildiği ve amme alacağının kesinleştirildiği, yapılan mal varlığı araştırılmalarında şirketin borcu karşılayacak miktarda mal varlığının bulunmadığının anlaşılması üzerine kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan söz konusu ödeme emrinin 1. satırında yer alan amme alacağının takibine yönelinmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı; aynı ödeme emrinin 2. satırında yer alan amme alacağı ile davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen 29/03/2017 tarih ve 2017/8 sayılı ödeme emrinin 1, 2, 4, 5, 6, 29, 33. satırlarında yer alan amme alacaklarının, davacının şirket kanuni temsilciliğinden ayrılmasından sonra verilen düzeltme beyannameleri üzerine tahakkuk eden amme alacakları olduğu anlaşıldığından, ödeme emirlerinin anılan borçlara ilişkin kısımlarında hukuka uygunluk görülmediği, … tarih ve …sayılı ödeme emrinin kalan satırlarında yer alan amme alacakları için ise, daha sonraki kanuni temsilci olan Abdullah VURAL tarafından tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerinden yararlanmak amacıyla başvurulduğu, 20/02/2015 tarihinde tarhiyat öncesi uzlaşıldığı ve borcun yeni bir nitelik kazandığı anlaşıldığından, ödeme emrinin bu borçlara ilişkin kısmında da hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davacı adına ortak sıfatıyla düzenlenen 2017/6 ve 2017/7 sayılı ödeme emirleri yönünden; bu ödeme emirleri içeriği borçların tahakkuk ettiği zamanda şirket ortağı olmadığı anlaşılan davacının, ödeme emri içeriği borçlardan sorumlu tutulamayacağı, dolayısıyla anılan ödeme emirlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı; kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … sayılı ödeme emri yönünden; belirtilen ödeme emrinin 1, 2, 4, 5 ve 6. satırlarının 2012/2 dönemi için verilen düzeltme beyannamesi üzerine tahakkuk eden vergi ve cezalara ilişkin olduğu, 2012/2 dönemi vergilerinin normal beyan tarihinin davacının kanuni temsilcilikten ayrıldığı 15/02/2012 tarihinden sonra olması nedeniyle davacının bu borçlardan da sorumlu tutulamayacağı kanaatine varıldığı; ödeme emrinin 29. satırındaki tutarın yarısında hukuka uygunluk bulunmadığı; aynı ödeme emrinin 29. satırının diğer yarısı ile kalan satırları açısından; davacının 15/02/2012 tarihli ortaklar kurulu kararıyla kanuni temsilcilik görevinden ayrıldığı dikkate alındığında, bu tarihten önceye rastlayan borçlardan sorumlu olduğu, bu döneme ait amme alacağını ihtiva eden asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen ödeme emirlerinin şirketin kanuni temsilcisi …’ın imzasına 18/09/2015 tarihinde tebliğ edildiği ve amme alacağının kesinleştirildiği, şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırılmalarında şirketin borcu karşılayacak miktarda mal varlığının bulunmadığının anlaşıldığı, bunun üzerine söz konusu ödeme emirlerinin ilgili satırlarında yer alan amme alacağının kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan takip edilmesinde hukuka aykırılık görülmediği; yine kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen …sayılı ödeme emrinin 2.satırındaki borcun, davacının kanuni temsilcilik döneminin sona erdiği 15/02/2012 tarihinden sonra tahakkuk eden amme alacağının ödenmemesinden kaynaklandığı ve bunda davacının kusurunun olmadığı anlaşıldığından, bu borç için davacının takibinde de hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun kısmen gerekçeli reddine, kısmen kabulüne; Mahkeme kararının kısmen kaldırılmasına, davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI: Davacı tarafından, adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ile kararının aleyhe kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ile kararın aleyhe kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin kabulü; davalı idarenin temyiz isteminin ise reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 23/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacı adına, … Turizm Taşımacılık Nakliye Tic. Ltd. Şti.’nin kanuni temsilcisi sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …, … sayılı ödeme emirleri ile şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …, 7 sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davada verilen Vergi Dava Dairesi kararı taraflarca temyiz edilmiştir.
Olayda, Vergi Dava Dairesi kararının, davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasındaki amme alacaklarının, şirket kanuni temsilcisi … tarafından 20/02/2015 tarihinde tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerinden yararlanmak üzere yapılan başvuruya istinaden tahakkuk eden vergi borçları olduğu; bu haliyle, davacının kanuni temsilcilik görevinin sona ermesinden sonra uzlaşmaya gidilmesi nedeniyle borcun davacı ile olan illiyet bağının kesildiği, oluşan durum nedeniyle borcun yeni bir nitelik kazandığı anlaşıldığından, uzlaşma sonucu belirlenen borçların ödenmemesinden, uzlaşma tarihinde kanuni temsilcilik sıfatına sahip olmayan davacının değil, bu ödevi yerine getirmeyen kanuni temsilcinin sorumlu olduğu, dolayısıyla söz konusu borçların tahsili amacıyla davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının, davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararının belirtilen kısmına katılmıyoruz.