Danıştay Kararı 4. Daire 2021/1216 E. 2023/1658 K. 23.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2021/1216 E.  ,  2023/1658 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/1216
Karar No : 2023/1658

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1) 1- … Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi
2- … Sanayi Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
2) … Başkanlığı

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı … Spor Giyim A.Ş. maliki olduğu İstanbul İli Bağcılar İlçesi … Mh. … pafta … parselde ve diğer davacı … Elekt. Sayaçları Elekt. Malz. San. ve Tic. A.Ş.’nin maliki olduğu İstanbul İli Şişli İlçesi … ada … nolu parselde yer alan ve … Holding A.Ş. bünyesinde bulunan şirketlerin vergi borçlarına mahsuben Hazine adına tescil edilen taşınmazların mahkeme kararı ile kıymetlerinin takdiri sonucu, … Spor Giyim A.Ş. maliki olduğu taşınmazın değerinin vergi borçlarından artan kısmının devir tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesi ve … Elekt. Sayaçları Elekt. Malz. San. ve Tic. A.Ş.’nin maliki olduğu taşınmazın iadesi ile Hazine adına tescil edildiği tarihten itibaren aylık/yıllık kira bedelinin yıllara sari olarak her yıl için ayrı ayrı hesaplanarak yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle Gelir İdaresi Başkanlığı’na 19/03/2018 tarihinde yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; … Spor Giyim San A.Ş. adına kayıtlı taşınmazın belirlenen değerinden fazla olan kısmın yasal faiziyle iadesi istemi değerlendirildiğinde; taşınmazın vergi borcuna karşılık olarak, borcun ödenmesi amacıyla davalı idare adına mülkiyeti tescil edilmiş olup, ortada para karşılığı ticari mahiyette bir satış işlemi bulunmadığı, vergi borcunun ödenmesi amacıyla, gayrimenkul teslimlerinin 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesi kapsamında bir teslim sayılmasının mümkün olmadığı, aksi düşüncenin varsayımla mükellefiyet yaratılması sonucunu doğuracağı, bunun da “verginin kanuniliği” ilkesi ile bağdaşmayacağı, bu haliyle vergi borçlarına karşılık Hazine adına yapılan tescil işleminde katma değer vergisi doğmayacağı, her nekadar 431 Seri No’lu Tahsilat Genel Tebliği’nde bu işlemlerde katma değer vergisi doğacağı düzenlenmişse de katma değer vergisinin mahiyetinin tebliğ ile değiştirilmesi mümkün olmadığı, mahkeme kararıyla dava konusu taşınmazın değerinin KDV hariç 12.997.565,00 TL olarak belirlendiği, … Holding A.Ş. bünyesinde bulunan şirketlere ait terkin edilen vergi borçlarının ise 13.173.380,75 TL olduğu gözönüne alındığında, davacıya iade edilebilecek bir tutarın artmadığı görüldüğünden, dava konusu işlemin bu kısmı ile … Elekt. Sayaçları Elekt. Malz. San. Ve Tic. A.Ş. adına kayıtlı taşınmazın iadesi ile Hazine adına tescil edildiği tarihten itibaren aylık/yıllık kira bedelinin yıllara sari olarak her yıl için ayrı ayrı hesaplanarak faizi ile birlikte iadesi istemi yönünden, mahkeme kararıyla … Spor Giyim San. A.Ş.’ne ait taşınmazın değerinin KDV hariç 12.997.565,00 TL olarak belirlendiği, … Holding A.Ş. bünyesinde bulunan şirketlere ait terkin edilen vergi borçlarının ise 13.173.380,75 TL olduğu gözönüne alındığında, vergi borcunun tahsilinde … Spor Giyim San. A.Ş.’ne ait taşınmaz bedelinin yetmediği görüldüğünden, eksik kalan 175.815,75 TL’lik kısmın dava konusu taşınmazın bedelinden karşılanağı açık olduğundan, davacı şirketin maliki olduğu taşınmazın mahkeme kararıyla belirlenen değeri olan 5.469.000,00 TL’den de vergi borcu terkini yapılacağı ve dava konusu taşınmazın davacı şirkete iadesinin ve kira kaybı bedelinin ödenmesinin mümkün olmayacağı sonucuna varıldığından, dava konusu işlemin bu kısmında da hukuka aykırılık bulunmadığı, … Elekt. Sayaçları Elekt. Malz. San. Ve Tic. A.Ş. adına kayıtlı taşınmazın değerinden 175.815,75 TL vergi borcu terkini yapıldıktan sonra geriye fazladan 5.293.184,25 TL kaldığının görüldüğü, bu tutar dava konusu tescil tarihinde herhangi bir vergi terkinine konu olmadığından, davacıya iadesi gereken ve Hazine adına tescil tarihinden işbu karara göre iadesi tarihine kadar geçen süre içinde kullanımından mahrum kalınan tutarın yasal faizi ile davacıya iadesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davanın kabulüne ilişkin mahkeme kararının hüküm fıkrasında hukuka aykırılık bulunmadığından davalı idare istinaf isteminin reddine, davacı istinaf istemi değerlendirildiğinde; teslim ve tescil edilen taşınmazlar için katma değer vergisi hesaplanması konusundaki önceki uygulamasının da bu yönde olduğu, bu konuda taraflar arasında herhangi bir anlaşmazlık bulunmadığı, dolayısıyla taşınmazların teslimi nedeniyle katma değer vergisi hesaplanması gerekeceği, buna göre taşınmazların KDV dahil bedellerinden borcun mahsubu sonrası artan bir tutar bulunması halinde bu tutarın davacılara iade edilmesi gerekeceği, taşınmazların KDV dahil yeni değerlerinin … Spor Giyim San A.Ş. adına kayıtlı taşınmaz için 15.337.126,70 TL ve … Elekt. Sayaçları Elekt. Malz. San. ve Tic. A.Ş. adına kayıtlı taşınmaz için 6.453.420,00 TL olduğu dikkate alındığında, … Holding A.Ş. bünyesindeki şirketlerin borçlarının bu iki taşınmaz için önceden takdir edilen KDV dahil toplam 13.173.380,75 TL bedelden karşılanmış olması hususu gözönüne alınarak, en son takdir edilen KDV dahil toplam değer ile önceki takdir edilen KDV dahil toplam değer arasında kalan (21.790.546,70 TL-13.173.380,75 TL=) 8.617.165,95 TL tutarın 2.441.420,00 TL’lik kısmının … Elekt. Sayaçları Elekt. Malz. San. ve Tic. A.Ş.’ne, 6.175.745,95 TL’lik kısmının ise … Spor Giyim A.Ş.’ne taşınmazların Hazine adına tescil edildiği tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte iadesi gerektiği sonucuna varıldığından mahkeme kararının buna ilişkin kısmında hukuka uyarlık, taşınmazların şirket tarafından teklif edilmesi üzerine … Holding A.Ş. bünyesinde bulunan şirketlerin vergi borçlarına mahsuben Hazine adına tescil edildiği, bu tescilin anılan şirketin başvurusu ve rızası doğrultusunda gerçekleştiği, ayrıca bugüne kadar davacılar tarafından açılan davaların söz konusu taşınmazların değerine ilişkin olduğu, tescil kararının geri alındığına ya da mahkeme kararı ile iptal edildiğine dair bir bilgi ve belge de bulunmadığı, dolayısıyla Kanun gereği teklif üzerine yapılan tescil işleminin halen ayakta olması nedeniyle … Elekt. Sayaçları Elekt. Malz. San. ve Tic. A.Ş. adına kayıtlı taşınmazın davacıya iadesi mümkün olmadığından dava konusu işlemin söz konusu taşınmazın iadesi ile Hazine adına tescil edildiği tarihten itibaren aylık/yıllık kira bedelinin yıllara sari olarak her yıl için ayrı ayrı hesaplanacak faizi ile birlikte iadesi istemi yönünden reddine ilişkin kısmında ise hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davalı iade istinaf başvurusunun reddine, davacı istinaf başvurusunun kısmen kabul, kısmen gerekçeli reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Kararın aleyhe olan hüküm fıkralarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Kararın aleyhe olan hüküm fıkralarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

DAVALININ SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Dava konusu taşınmazların … Holding A.Ş. bünyesinde bulunan şirketlerin vergi borçlarına mahsuben Hazine adına 30/06/2004 tarihinde tescil edildiği, taşınmazların malikleri ve holdinge bağlı diğer şirketler tarafından, taşınmazlar için yapılan değer takdir komisyonlarınca değerlerin düşük bulunması üzerine İstanbul Vergi Mahkemelerinde açılan davalar sonucunda takdir komisyonları kararlarının iptal edilmesi üzerine tekrar değer belirleme işlemleri yapıldığı, bu değerlemelere karşı açılan dava sonucunda yeni değerlerin belirlendiği, davacılar tarafından mahkeme kararlarının yerine getirilmesi ve özü itibariyla 6183 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümünün, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümünün, 2577 sayılı Kanun’un 2. ve 2576 sayılı Kanun’un 6. maddeleri uyarınca idari yargı içerisinde yer alan vergi mahkemesinin görevine girdiği sonucuna varıldığından, dosyanın esasının incelenmesi gerektiği, diğer taraftan davacı temyiz başvurusunun reddi ile davalı idare tarafından verilen istinaf ve istinaf dilekçesine cevap dilekçelerinde, taşınmazların değerine ilişkin açılan davaların kesinleşmesi neticesinde davacılara ait 3.805.553,73 TL amme borcunun terkin edildiği, ayrıca davacı şirketlerden … El. Say. ve Elk. Mlz. Tic. San A.Ş.’nin 09/10/2020 tarihi itibarıyla 4.753.079,22 TL, … Spor Giyim San. ve Tic. A.Ş.’nin ise aynı tarih itibarıyla 2.023.810.31 TL vergi dairelerine vadesi geçmiş amme borcu bulunduğunun iddia edildiği, bu hususlar araştırılmadan verilen kararda hukuki isabet bulunmadığından davalı idare temyiz başvurusunun kabul edilerek Vergi Dava Dairesi kararının kabule ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 6. maddesinde “Vergi Mahkemeleri; a) Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait, vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları, b) (a)bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun uygulamasına ilişkin davaları,c) Diğer kanunla verilen işleri çözümler” hükmü yer almaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde, “İdari dava türleri şunlardır: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen, imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde dava dilekçelerinin “görev ve yetki” yönünden inceleneceği, 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde ise; adli yargının görevli olduğu konularda açılan davanın reddine karar verileceği belirtilmiştir.
Öte yandan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Taşınmaz Mülkiyetinin Konusu, Kazanılması ve Kaybı” başlıklı 1. kısım 2. bölüm 1. ayrımın 704. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin konusu şunlardır: 1. Arazi, 2. Tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar, 3. Kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler.” hükmü, 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” hükmü, 706. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması, resmî şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlıdır. Ölüme bağlı tasarruflar ve mal rejimi sözleşmeleri, kendilerine özgü şekillere tâbidir.” hükmü, 716. maddesinde; “Mülkiyetin kazanılmasına esas olacak bir hukukî sebebe dayanarak malikten mülkiyetin kendi adına tescilini istemek hususunda kişisel hakka sahip olan kimse, malikin kaçınması hâlinde hâkimden, mülkiyetin hükmen geçirilmesini isteyebilir. Bir taşınmazın mülkiyetini işgal, miras, kamulaştırma, cebrî icra veya mahkeme kararına dayanarak kazanan kişi tescili doğrudan doğruya yaptırabilir. Bir taşınmazın mülkiyetinde eşler arasındaki mal rejimi dolayısıyla meydana gelen değişiklikler, eşlerden birinin istemiyle tapu kütüğüne doğrudan tescil olunur.” hükmü, “Tapu Sicili” başlıklı 3. kısmının 2. bölümünün 997. maddesinde; “Taşınmazlar üzerindeki hakları göstermek üzere tapu sicili tutulur. Tapu sicili, tapu kütüğü ve kat mülkiyeti kütüğü ile bunları tamamlayan yevmiye defteri ve belgeler ile plânlardan oluşur. Sicilin örneği, nasıl tutulacağı ve yardımcı siciller Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir.” hükmü 998. maddesinde; “Tapu siciline taşınmaz olarak şunlar kaydedilir:1. Arazi, 2. Taşınmazlar üzerindeki bağımsız ve sürekli haklar, 3. Kat mülkiyetine konu olan bağımsız bölümler. Arazinin tapu siciline kaydı, özel kanun hükümlerine tâbidir. Bağımsız ve sürekli hakların kaydedilmesi için gerekli koşullar ve usul Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir. Süreklilik koşulunun gerçekleşmesi için hakkın süresiz veya en az otuz yıl süreli olması gerekir. Kat mülkiyetine konu olan bağımsız bölümlerin taşınmaz olarak kaydı, özel kanun hükümlerine tâbidir.” hükmü, 1008. maddesinde;” Taşınmaza ilişkin aşağıdaki haklar, tapu kütüğüne tescil edilir:1. Mülkiyet, 2. İrtifak hakları ve taşınmaz yükleri, 3. Rehin hakları.” hükmü düzenlenmiştir.
2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26. maddesinin birinci fıkrasında, “Mülkiyete, mülkiyetin gayri ayni haklara ve müşterek bir arzın hissedarları veya birbirine muttasıl gayrimenkullerin sahipleri arasında bunlardan birinin veya bir kaçının o gayrimenkul üzerinde mevcut veya inşa edilecek binanın muayyen bir katından veya dairesinden yahut müstakillen istimale elverişli bir bölümünden munhasıran istifadesini temin gayesiyle Medeni Kanunun 753. maddesi hükümlerine göre irtifak hakkı tesisine veya tesisi vâdine mütedair resmi senetler tapu sicil müdürü veya tapu sicil görevlileri tarafından tanzim edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
İdare hukuku kuralları içerisinde, kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlemler ile aynı amaçla gerçekleştirilen idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların görüm ve çözümü idari yargının görev alanına girmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirketlerin maliki oldukları dava konusu taşınmazların, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun mülga 45. maddesi uyarınca … Holding A.Ş. bünyesinde bulunan şirketlerin vergi borçlarına mahsuben Hazine adına 30/06/2004 tarihinde tescil edildiği, tescil edilmeden önce ihtirazi kayıtla davalı idareye bildirimde bulunulduğu, taşınmazların malikleri ve holdinge bağlı diğer şirketler tarafından, taşınmazlar için yapılan değer takdir komisyonlarınca değerlerin düşük bulunması üzerine İstanbul Vergi Mahkemelerinde açılan davalar sonucunda takdir komisyonları kararlarının iptal edilmesi üzerine tekrar değer belirleme işlemleri yapıldığı, bu değerlemelere karşı açılan dava sonucunda … Spor Giyim San A.Ş. adına kayıtlı taşınmazın değerinin 12.997.565,00 TL olarak kesinleştiği, davacı şirket tarafından, taşınmazın KDV dahil bedelinin 15.337.126,70 TL olduğu, KDV dahil bu bedelin … Holding A.Ş. bünyesindeki tüm şirketlerin terkin edilen borçlarından fazla olduğu ve bu fazla olan kısmın taşınmazın Hazine adına tescili tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte nakden iadesi” ve tüm borcu bu taşınmaz karşıladığından … Elekt. Sayaçları Elekt. Malz. San. Ve Tic. A.Ş.’nin maliki olduğu taşınmazın Hazine adına tescil edilmesini gerektiren sebebin ortadan kalktığından bahisle bu taşınmazın iadesi ile Hazine adına tescil edildiği tarihten itibaren aylık/yıllık kira bedelinin yıllara sari olarak her yıl için ayrı ayrı hesaplanarak faizi ile birlikte iadesi istemiyle Gelir İdaresi Başkanlığı’na 19/03/2018 tarihinde başvurulduğu, başvurunun zımnen reddedilmesi üzerine davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tapu sicilinde yapılan değişikliklere ve tapu kayıtları üzerinde tescil, terkin, tashih ve şerh gibi özel hukuk hükümlerine göre çözümlenmesi gereken işlemlere ilişkin uyuşmazlıkların görüm ve çözüm yerinin, kural olarak, bu istemlerin mülkiyet veya sınırlı ayni hakların doğması, kısıtlanması ya da ortadan kalkmasına yönelik olması nedeniyle, yukarıda yazılı mevzuat hükümleri dikkate alındığında fazlaya ilişkin ödenen tutarın yasal faiziyle iadesi, taşınmaz mülkiyetinin iadesi/tescili, Hazine adına tescil edildiği tarihten itibaren aylık/yıllık kira bedelinin yıllara sari olarak her yıl için ayrı ayrı hesaplanarak faizi ile birlikte iadesi ile ilgili uyuşmazlığı çözmekle görevli yargı yerinin adli yargı mahkemeleri olduğu açıktır.
Sonuç itibariyle uyuşmazlığın çözümünün esası, davacı şirketlerin borçlarına karşılık iki taşınmazın henüz değer tespitleri ortaya çıkmadan ihtirazi kayıtla tescil işlemlerinin davalı idare üzerine yapıldığı, ancak açılan davalar bilirkişi raporları sonucunda iki taşınmazın kamu borcunu karşıladığının ortaya çıkması üzerin davacı şirketler tarafından düğer taşınmazın tescilinin yapılmasının gerek olmadığı dolayısıyla değeri daha düşük olan taşınmazın tescilin iptal edilmesi ve kendileri adına tescilin yapılması oluşturmaktadır.
Bu durumda, ihtirazi kayıt konulmasına karşın 30/06/2004 tarihinde tescil işlemi yapıldığı ve sonrasında davacılar tarafından açılan davalar sonucunda takdir komisyonları kararlarının iptal edilmesi üzerine tekrar değer belirleme işlemleri yapıldığı, bu değerlemelere karşı açılan dava sonucunda … Spor Giyim San A.Ş. adına kayıtlı taşınmazın değerinin 12.997.565,00 TL olarak kesinleştiği, davacı şirket tarafından, taşınmazın KDV dahil bedelinin 15.337.126,70 TL olduğu, KDV dahil bu bedelin … Holding A.Ş. bünyesindeki tüm şirketlerin terkin edilen borçlarından fazla olduğu ve bu fazla olan kısmın taşınmazın Hazine adına tescili tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte nakden iadesi ve tüm borcu bu taşınmaz karşıladığından … Elekt. Sayaçları Elekt. Malz. San. ve Tic. A.Ş.’nin maliki olduğu taşınmazın Hazine adına tescil edilmesini gerektiren sebebin ortadan kalktığından bahisle bu taşınmazın iadesi ile Hazine adına tescil edildiği tarihten itibaren aylık/yıllık kira bedelinin yıllara sari olarak her yıl için ayrı ayrı hesaplanarak faizi ile birlikte iadesi istemi istemiyle yapılan başvurunun zımmen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan dava içeriğinin vergi alacağının tahsiline ilişkin vergisel işlemler olmadığından, mevcut vergi kanunlarında yer alan düzenlemelerle çözümüne imkan bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın görüm ve çözümünün adli yargının görevinde olduğu ve görev yönünden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Belirtilen gerekçelerle, tapuda devir tarihinden sonra, ortada resmi makamlarca düzenlemiş tapu senetleri mevcut iken, şartların gerçeği yansıtmadığından bahisle açılan dava konusu uyuşmazlığın adli yargıdaki genel yetkili mahkemelerce çözülmesi gerektiğinden davanın görev yönünden reddi gerekirken davanın esasına ilişkin değerlendirme yapan Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 23/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacılar tarafından, davacı … Spor Giyim A.Ş. maliki olduğu İstanbul İli Bağcılar İlçesi … Mh. … pafta … parselde ve diğer davacı … Elekt. Sayaçları Elekt. Malz. San. ve Tic. A.Ş.’nin maliki olduğu İstanbul İli Şişli İlçesi … ada … nolu parselde yer alan ve … Holding A.Ş. bünyesinde bulunan şirketlerin vergi borçlarına mahsuben Hazine adına tescil edilen taşınmazların mahkeme kararı ile kıymetlerinin takdiri sonucu, … Spor Giyim A.Ş. maliki olduğu taşınmazın değerinin vergi borçlarından artan kısmının devir tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesi ve … Elekt. Sayaçları Elekt. Malz. San. ve Tic. A.Ş.’nin maliki olduğu taşınmazın iadesi ile Hazine adına tescil edildiği tarihten itibaren aylık/yıllık kira bedelinin yıllara sari olarak her yıl için ayrı ayrı hesaplanarak yasal faizi ile birlikte iadesi istemiyle Gelir İdaresi Başkanlığı’na 19/03/2018 tarihinde yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı kısmen kabul, kısmen reddeden Vergi Mahkemesi kararına ilişkin taraflar istinaf istemlerinin değerlendirilmesi neticesinde davalı iade istinaf başvurusunun reddine, davacı istinaf başvurusunun kısmen kabul, kısmen gerekçeli reddine karar veren Vergi Dava Dairesi kararı taraflarca temyiz edilmiştir.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 6. maddesinde “Vergi Mahkemeleri; a) Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait, vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları,b) (a)bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun uygulamasına ilişkin davaları,c) Diğer kanunla verilen işleri çözümler” hükmü yer almaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde, “İdari dava türleri şunlardır: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen, imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.” hükmüne yer verilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun “İvazsız tasarrufların hükümsüzlüğü” başlıklı 27. maddesinde; “Amme alacağını ödememiş borçlulardan, müddetinde veya hapsen tazyikına rağmen mal beyanında bulunmıyanlarla, malı bulunmadığını bildiren veyahut beyan ettiği malların borcuna kifayetsizliği anlaşılanların ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru iki yıl içinde veya ödeme müddetinin başlamasından sonra yaptıkları bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar hükümsüzdür.” hükmü, “Bağışlama sayılan tasarruflar” başlıklı 28. maddesinde; “Yirmi yedinci maddenin tatbikı bakımından aşağıdaki tasarruflar bağışlama hükmündedir: 1. Üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan hısımlariyle, eşler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sıhri hısımlar arasında yapılan ivazlı tasarruflar, 2. Kendi verdiği malın, aktin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler, 3. Borçlunun kendisine yahut üçüncü bir şahıs menfaatine kaydı hayat şartiyle irat ve intifa hakkı tesis ettiği akitler.” hükmü, “Hükümsüz sayılan diğer tasarruflar” başlıklı 29. maddesinde; “Amme alacağını ödemiyen borçlulardan müddetinde veya hapsen tazyikına rağmen mal beyanında bulunmıyanlarla, malı bulunmadığını bildiren veyahut beyan ettiği malların borcuna kifayetsizliği anlaşılanların ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru iki yıl içinde veya ödeme müddetinin başlamasından sonra yaptıkları tasarruflardan aşağıda belirtilenler hükümsüzdür: 1. Borçlunun teminat göstermeyi evvelce taahhüt etmiş olduğu haller müstesna olmak üzere borçlu tarafından mevcut bir borcu temin için yapılan rehinler, 2. Borca karşılık para veya mütat ödeme vasıtalarından gayrı bir suretle yapılan ödemeler, 3. Vadesi gelmemiş bir borç için yapılan ödemeler.” hükmü, “Amme alacağının tahsiline imkan bırakmamak maksadiyle yapılan tasarruflar” başlıklı 30. Maddesinde; “Borçlunun malı bulunmadığı veya borca yetmediği takdirde amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak maksadiyle borçlu tarafından yapılan bir taraflı muamelelerle borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazımgelen kimselerle yapılan bütün muameleler tarihleri ne olursa olsun hükümsüzdür.” hükmü, “Satış ve satış komisyonları” başlıklı 90. maddesinde (Değişik:15/4/2021-7316/3 md.) “Gayrimenkuller, satış komisyonlarınca fiziki veya elektronik ortamda açık artırma ile satılır. Satış komisyonunun oluşumu alacaklı amme idarelerince belirlenir. Komisyonun çalışma usul ve esaslarını belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirketlerin maliki oldukları dava konusu taşınmazların, 5027 sayılı 2004 Mali Yılı Bütçe Kanununun mülga 45. maddesi uyarınca … Holding A.Ş. bünyesinde bulunan şirketlerin vergi borçlarına mahsuben Hazine adına 30/06/2004 tarihinde tescil edildiği, tescil edilmeden önce ihtirazi kayıtla davalı idareye bildirimde bulunulduğu, taşınmazların malikleri ve holdinge bağlı diğer şirketler tarafından, taşınmazlar için yapılan değer takdir komisyonlarınca değerlerin düşük bulunması üzerine İstanbul Vergi Mahkemelerinde açılan davalar sonucunda takdir komisyonları kararlarının iptal edilmesi üzerine tekrar değer belirleme işlemleri yapıldığı, bu değerlemelere karşı açılan dava sonucunda … Spor Giyim San A.Ş. adına kayıtlı taşınmazın değerinin 12.997.565,00 TL olarak kesinleştiği, davacı şirket tarafından, taşınmazın KDV dahil bedelinin 15.337.126,70 TL olduğu, KDV dahil bu bedelin … Holding A.Ş. bünyesindeki tüm şirketlerin terkin edilen borçlarından fazla olduğu ve bu fazla olan kısmın taşınmazın Hazine adına tescili tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte nakden iadesi” ve tüm borcu bu taşınmaz karşıladığından … Elekt. Sayaçları Elekt. Malz. San. Ve Tic. A.Ş.’nin maliki olduğu taşınmazın Hazine adına tescil edilmesini gerektiren sebebin ortadan kalktığından bahisle bu taşınmazın iadesi ile Hazine adına tescil edildiği tarihten itibaren aylık/yıllık kira bedelinin yıllara sari olarak her yıl için ayrı ayrı hesaplanarak faizi ile birlikte iadesi istemiyle Gelir İdaresi Başkanlığı’na 19/03/2018 tarihinde başvurulduğu, başvurunun zımnen reddedilmesi üzerine davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri ve maddi olay birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmazların … Holding A.Ş. bünyesinde bulunan şirketlerin vergi borçlarına mahsuben Hazine adına 30/06/2004 tarihinde tescil edildiği, taşınmazların malikleri ve holdinge bağlı diğer şirketler tarafından, taşınmazlar için yapılan değer takdir komisyonlarınca değerlerin düşük bulunması üzerine İstanbul Vergi Mahkemelerinde açılan davalar sonucunda takdir komisyonları kararlarının iptal edilmesi üzerine tekrar değer belirleme işlemleri yapıldığı, bu değerlemelere karşı açılan dava sonucunda yeni değerlerin belirlendiği, davacılar tarafından mahkeme kararlarının yerine getirilmesi ve özü itibariyla 6183 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümünün, 2577 sayılı Kanun’un 2. ve 2576 sayılı Kanun’un 6. maddeleri uyarınca idari yargı içerisinde yer alan vergi mahkemesinin görevine girdiği sonucuna varıldığından, dosyanın esasının incelenmesi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.