Danıştay Kararı 4. Daire 2020/990 E. 2023/1207 K. 06.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/990 E.  ,  2023/1207 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/990
Karar No : 2023/1207

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Sanayi Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına; ihtirazi kayıtla verilen katma değer vergisi beyannameleri üzerine 2017/04, 05, 06 ve 07 dönemleri için tahakkuk ettirilen katma değer vergisi, damga vergisi ve hesaplanan gecikme faizi ile kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; resen tarhiyata konu edilebilecek gerekçelerle davacının yeniden beyanname vermesi, vergi mevzuatında yer almayan bir beyan şekli olduğundan, davacının serbest iradesini yansıtmayan beyannamedeki ihtirazi kaydın kabul edilmemesi suretiyle yapılan tahakkuk işleminde hukuki isabet görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davacı şirkete fatura düzenleyen, Küçükçekmece Vergi Dairesi mükellefi … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi hakkında tanzim edilen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda yer verilen tespitler davacının alım yaptığı … İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından düzenlenen faturaların gerçeğe aykırı olarak düzenlediği başka bir deyişle sahte olduğunu ortaya koyacak şekilde yeterli tespitler içermediği, davacı tarafından anılan faturaların yasal kayıtlardan çıkarılması suretiyle verilen katma değer vergisi düzeltme beyannamelerine istinaden yapılan tahakkuklarda ve kesilen vergi ziyaı cezalarında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından vergi tekniği raporundaki tespitlerin gerçek bir ticaretin olmadığına yönelik somut deliller içerdiği, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellefler hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacıya fatura düzenleyen Küçükçekmece Vergi Dairesi mükellefi … İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi hakkında tanzim edilen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda özetle; mükellef hakkındaki incelemenin mükellefin %4 komisyon karşılığında sahte fatura düzenlediği yönünde ihbarlar olması nedeniyle başladığı, mükellefin 20/08/2009 tarihinde Ümraniye/İstanbul adresinde İnşaat malzemeleri ticareti faaliyeti ile iştigal ettiğinden bahisle mükellefiyet tesis ettirildiği, 21/12/2014 tarihinde adresini … Mah. … Sokak No:… … adresine taşıdığı, şirketin %100 hissesinin …’ya ait olduğu, defter belge isteme yazısının 2016 yılında şirketin çalışanı …’a tebliğ edildiği, buna rağmen defter belge ibrazının olmadığı, daha sonra 2017 yılında gönderilen yazılarının tebliğ edilemediği, şirket yetkilisine ulaşılamadığı, 30/06/2015 tarihinde aynı adreste yapılan yoklamada işyeri büyüklüğünün yaklaşık 60 metrekare olduğu, 500 TL kira ödemesi olduğu, çalışan olarak …’ın bulunduğu, 2 ofis masası, 1 bilgisayar ve sınırlı miktarda inşaat malzemesi bulunduğu, 19/08/2015 tarihinde aynı adreste yapılan yoklamada “belirtilen adreste mükellefin faaliyetinin olmadığı, işyerinde … olarak tabela asılı olduğu ve kapalı olmasından dolayı bilgilerin alınamadığı, 27/01/2016 tarihinde yine aynı adreste yapılan yoklamada “işyerinin faaliyette olduğu, adresin hem depo hem de merkez olduğu 1 ofis takımı, 1 bilgisayar, 1 dolap ve sınırlı inş. malzemesi bulunduğu” çalışan … ile birlikte imza altına alınan tutanak ile tespit edildiği, 02/03/2016 tarihinde işyeri adresinde yüksek matrah beyan eden mükellefin faaliyetinin gerçekliğini tespit maksadıyla yapılan yoklamada “mükellefin faal olduğu, 2 tane işçi beyan edildiği ancak sadece …’ın mevcut olduğu ve tutanağın onunla imza altına alındığı, mülkiyetin kiralık olduğu, başkaca şube ve depo olmadığı, kiranın aylık 550 TL olarak beyan edildiği, 2 adet ofis masası ve koltuğu ile bir evrak dolabının bulunduğu, depo bölümünde ise boya kovaları, matkap kutusu, zımpara kutusu, takım çantası, kablo gibi sınırlı sayıda malzelemeler bulunduğu, 15/11/2016 tarihli defter ve belge isteme yazısı tebliğ edilmesine rağmen dönüş yapmayan mükellefin işyeri durumu hakkında yoklama yapılması istenmesi üzerine yapılan 28/11/2016 tarihli yoklamada, iş yerinde çalışan … nezdinde, diğer sigortalı çalışanın 10 gündür işe gelmediği, demirbaş ve emtia olarak 2 ofis takımı, 2 bilgisayar, 100 adet kutu boya, 30 top muşamba, 4 top gaz hortumu, sınırlı miktarda parke ve inşaat malzemeleri bulunduğunun tespit edildiği, mükellef kurumun yıllar itibariyle (2014,2015,2016) kurumlar vergisi beyanname ve beyanname ekinde yer alan gelir tablosu özetlerinin yer aldığı, 2017 yılında henüz kurumlar vergisi beyanı bulunmadığı, 2017/1. ve 2. dönem geçici vergi beyanlarına yer verildiği, tarh dosyasının incelenmesinde defter tasdik bilgilerinin yer almadığı, vadesi geçmiş ve bugün ödenmesi gereken vergi aslı borcunun 570.746,56 TL olduğu, 2014-2015-2016 yılında Ba formu ile bildirdiği alımlarının tamamının ya da tamamına yakınının hakkında sahte belge düzenleyicisi oldukları yönünde olumsuz tespitler yapılmış mükelleflerden olduğu, mal ve hizmet satış bildirimleri tetkik edildiğinde, satış yaptığı mükelleflerden birçoğu hakkında sahte belge düzenleme konusunda olumsuz tespit bulunduğu, mükellef kurumun, satış faturası düzenlediği işletmelerden faal durumda olanlardan bazı mükellefler nezdinde yapılan karşıt tespitlerde genel olarak mükelleflerin kiminle muhatap olduklarını hatırlamadıkları, ödeme belgelerinin senetle ve bu senetlerinde nakit ödemelerle ifa edildiğinin beyan edildiği, mükellef kurumun Garanti Bankası ve Vakıfbank hesaplarının bulunduğu, bu hesapların da, alış ve satış bildirimlerime nispet edildiğinde ancak komisyon tutarları düzeyinde bir para hareketi ya da faaliyetini maskelemek için bulundurulan cüzi miktardaki ticari malzemenin alış ve satışıyla ilgili olabileceği tespit ve değerlendirmelerine yer verildiği görülmüştür.
Yukarıda belirtilen tespitlerin değerlendirilmesinden yapılan yoklamalarda beyan edilen hasılatı gerçekleştirebilecek, emtia, demirbaş ve işinin tespit edilememesi, alım ve satımları ile mükellefin vergisel yükümlülüklerini yerine getirmemesi, şirket yetkilisine ulaşılamaması, Ba/Bs formları arasındaki tutarsızlık bulunması mükellef tarafından davacıya düzenlenen söz konusu faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, adı geçen mükellefler tarafından davacıya düzenlenen faturaların gerçek bir emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı anlaşılmakla, aksi yöndeki Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 06/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.