Danıştay Kararı 4. Daire 2020/95 E. 2023/1681 K. 27.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/95 E.  ,  2023/1681 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/95
Karar No : 2023/1681

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, … Tüketim Malları ve İnşaat Malzemeleri Sanayi Ticaret Ltd. Şti.’nin vergi borçlarının tahsili için şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu ödeme emri içeriği amme alacaklarının asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu ile sahte fatura düzenleme fiilinden dolayı tespit edilen matrah farkı üzerinden takdir komisyonu kararına dayalı olarak vergi ziyaı cezalı olarak resen tarh edilen 2012/1-12 dönemi kurumlar vergisi ve 2012/4-6 dönemi geçici vergiye ilişkin olduğunun anlaşıldığı, asıl borçlu şirket adına düzenlenen vergi tekniği raporunda yapılan inceleme neticesinde; şirket hisselerinin … ve … tarafından devir alındığı tarih olan 15/05/2012 tarihinden itibaren (davacının hisselerini devrettiği 15/05/2012 tarihinden itibaren) şirketin düzenlediği tüm belgelerin gerçek bir mal teslimi ve hizmet ifasını yansıtmayan sahte belgeler olduğu sonucuna varıldığı görülmekle, şirketteki hisselerini devrederek şirket ortaklığından ayrılan davacının devir tarihinden sonraki sahte belge düzenleme faaliyetlerden kaynaklanan vergi borçlarından sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, bu durumda 15/05/2012 tarihli hisse devrinden sonra asıl borçlu şirket adına doğan 2012/1-12 ve 2012/4-6 dönemine ait vergi borçlarının, borçtan sorumluluğu bulunmayan davacı adına ödeme emri düzenlenerek takip ve tahsili yoluna gidilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davacının ortağı olduğu şirketten 15/05/2012 tarihli ortaklar kurulu kararı ile mevcut hisselerini devrederek ortaklıktan ayrıldığı tespit edilmiş olup, hisse devir tarihi olan 15/05/2012 tarihine kadar şirket ortağı olması nedeniyle, bu tarihe kadar tahakkuk etmiş vergi borçlarından sorumlu olması kanun gereği olmakla birlikte, bu tarihten sonra tahakkuk edecek vergiler nedeniyle herhangi bir sorumluluğu olmayacağının açık olduğu, dava konusu ödeme emri içeriği amme alacaklarının ise, davacının hisselerini devrettiği 15/05/2012 tarihinden sonra asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu ile sahte fatura düzenleme fiilinden dolayı tespit edilen matrah farkı üzerinden takdir komisyonu kararına dayalı olarak vergi ziyaı cezalı olarak resen tarh edilen 2012 yılı kurumlar vergisi ve 2012/4-6 dönemi kurumlar geçici vergisine ilişkin olduğunun anlaşıldığı, bu durumda, dava konusu ödeme emri içeriği amme alacaklarının tahakkuk tarihleri, dolayısıyla amme alacağının doğduğu zamanın, şirket ortaklığı sıfatının sona erdiği 15/05/2012 tarihinden sonrasına rastlaması nedeniyle davacı belirtilen borçlardan sorumlu tutulamayacağından dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, dava konusu ödeme emrinin usul ve hukuka uygun olarak düzenlendiği belirtilerek Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 27/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.