Danıştay Kararı 4. Daire 2020/893 E. 2020/4874 K. 24.11.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/893 E.  ,  2020/4874 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/893
Karar No : 2020/4874

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …Makina İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle, takdir komisyonu kararına istinaden 2010/1,2,3,4,5,7,8,9,10,11 ve 12 dönemlerine ilişkin olarak re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Bölge İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davacıya ilgili yılda fatura düzenleyen … Vergi Dairesi mükellefi … Demir Çelik İnş. Nak. Nal. İz. ve Yap. Malz. San. Tic. Ltd. Şti. ile ilgili tespitler değerlendirildiğinde; ilgili şirketin bir kısım vergisel ödevlerini yerine getirmediği görülmekte ise de, ihtilaflı dönemlerde yapılan yoklamalarda aktif olarak yer alması, işçisinin bulunması, mükellefin sahte fatura düzenlediği hususunun somut ve yeterli verilerle tespit edilememesi karşısında, mükellef tarafından indirim konusu yapılan katma değer vergilerinin yer aldığı faturaların gerçek bir alım satıma dayalı olmadığı sonucuna varılmasının mümkün olmadığı, bu nedenlerle, takdir komisyonu kararına istinaden indirim konusu katma değer vergilerinin reddi suretiyle, ilgili dönemler için davacı adına re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı şirketin sahte belge düzenlediği tespit edilen mükelleften aldığı faturaları indirim konusu yaptığının sabit olduğu, buna göre tesis edilen işlemlerin usul ve yasaya uyarlı olduğu belirtilerek, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
… Vergi Dairesi mükellefi … Demir Çelik İnş. Nak. Nal. İz. ve Yap. Malz. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen 24/09/2013 tarih ve 2013-A-1605/47 sayılı vergi tekniği raporunda özetle; mükellefin, … Mah. … Sok. … AVM D…. …/… adresinde ”yapı malzemeleri toptan alım satımı” işinde faaliyette bulunmakta iken 31/08/2011 tarihi itibarıyla mükellefiyetinin re’sen terkin edildiği, mükellef kurumun mükellefiyet kaydının re’sen terkin edilmesi olması ve şirket müdürüne ulaşılamaması nedeniyle defter ve belgeler üzerinden inceleme yapılamadığı, mükellef kurum 23/02/2011 tarihli Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkındaki 6111 sayılı Kanun’dan KDV ve Kurumlar Vergisi yönünden yararlandığı, bu nedenle 2009 yılı hesap dönemi ile ilgili inceleme yapılamadığı, mükellefin 23/07/2009 tarihinde … Vergi Dairesine vermiş olduğu işe başlama dilekçesiyle faaliyetine başladığı, işyeri adresinde 27/07/2009 tarihinde yapılan yoklamada; mükellefin yapı malzemeleri toptan alım satımı işinde faal olduğu, işyerinde 2 işçi çalıştırdığı, 08/04/2010 tarihli yoklama fişinde; mükellefin yapı malzemeleri toptan alım satımı işinde halen faal olduğu, iş yerinde 3 işçi çalıştırdığı, 31/05/2010 tarihli yoklama fişinde; mükellefin faal olduğu, iş yerinde hiçbir işçi çalıştırmadığı, 23/08/2010 tarihli yoklama fişinde mükellefin halen faal olduğu iş yerinde hiçbir işçi çalıştırmadığı, 11/04/2011 tarihli yoklama fişinde; mükellef kurumun söz konusu adresi 1,5 yıl önce terk ettiği, mükellef kurumun …Mah. … Sok. … AVM D… …/… olan işyeri adresinde 22/08/2011 tarihinde yapılan yoklamada; mükellef kurumun yaklaşık 11 ay önce anılan adresten ayrılmış olduğu, 26/12/2011 tarihli yoklama fişinde; mükellef kurumun ilgili adreste bulunmadığı, faaliyetini 1.5 sene önce terk ettiği ilgili adreste 09/02/2010 tarihinden itibaren …Vergi Dairesi’nin mükellefi …Çelik Hırd. Yapı Malz. İnş. Taş. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin olduğu, mükellef kurumun Ağustos 2013 tarihi itibariyle toplam borç tutarının …-TL olduğu, mükellef kurumun 2010 yılı alışlarına ilişkin olarak Ba (Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim) bildirim formu verdiği, 2010 yılı Ba-Bs analizi sonucu mükellef kurumun 10 mükelleften toplam …-TL değerlendirme 933 adet belge aldığı, Bs-Ba analizi sonucuna göre 2010 yılında toplam …-TL mal ve hizmet satışı yaptığını bildirdiği, fakat Bs-Ba analizi sonucuna göre mükellef kurumdan mal ve hizmet aldığını bildiren mükelleflerin, mükellef kurumdan 2010 yılında toplam …-TL mal ve hizmet alımı yaptıklarını bildirdiği, mükellef kurumun 2010 yılı KDV matrahı toplamlarının ise …-TL olduğu, mükellef kurum Bs-Ba analizi sonucuna göre 2011 yılında toplam …-TL mal ve hizmet satışı yaptığını bildirdiği, fakat Bs-Ba analizi sonucuna göre mükellef kurumdan mal ve hizmet aldığını bildiren mükelleflerin, mükellef kurumdan 2011 yılında toplam …-TL mal ve hizmet alımı yaptıklarını bildirdiği, mükellef kurumun 2011 yılı KDV matrahı toplamları ise …-TL olduğu, mükellef 2010 yılı Ba-Bs bildirimine göre mükellef kurumun satışları ve KDV matrahının gerçeği yansıtmadığı, mal ve hizmet alımının tamamına yakını sahte olan mükellefin 2010 yılı içerisinde …-TL satış yapmasının mümkün olmadığı, gerçekte alımı yapılmayan bir malın satışının söz konusu olamayacağı, mükellef 2010/04.ayında yapılan yoklamalarda 3 adet işçi çalıştırdığını beyan ettiği, fakat 2010/5.ayında ve daha sonraki tarihlerde yapılan bütün yoklamalarda işçi çalıştırmadığı ve işyerinde herhangi bir mal olmadığı tespitleri yapıldığı, mükellef kurumun 09/02/2009 ve 12/10/2010 döneminde şirket müdürü olan …’nın ifadesine başvurulduğu, şirket ortağı firmanın aracı, deposu ve şubesinin olmadığını sadece ofisinin olduğunu ifade ettiği, mükellefin 01/01/2010 yılından itibaren komisyon karşılığı sahte fatura ticareti yapmak maksadıyla faaliyette bulunduğu, 01/01/2010 tarihinden sonra düzenlenen tüm faturaların sahte olduğu ve sahte fatura düzenleme fiilinin bilerek ve tasarlanarak işlendiği sonucuna varıldığı tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri ile tespitlerin bir bütün halinde değerlendirilmesinden, hakkında vergi tekniği raporu düzenlenen firmanın yoklamalarda yerinde bulunmasının ve işçi çalıştırdığını beyan etmesinin tek başına faaliyet gösterdiğine karine teşkil etmeyeceği, bu büyüklükte bir iş yapmak için gerekli işyeri büyüklüğüne, işçi sayısınca, araç gereç ve emtia mevcuduna sahip olmadığı, dolayısıyla şirket kapasitesinin belirtilen cirolarda iş yapmasının imkansız olduğu, kaldıki, demir-çelik satışı gibi bir iş için deposunun bulunmamasının ticari icaplara uygun düşmeyeceği, bir an için depoya gerek olmaksızın malların temin edildiği yerlerden doğrudan satıcıya sevkinin gerçekleştirildiği kabul edilse dahi bu durumu ispatlayıcı nitelikte herhangi bir bilgi/belgenin dosyaya sunulmadığı, dava konusu döneme ilişkin Bs-Karşıt Ba verilerinde uyumsuzluk bulunduğu ve karşıt incelemelerdeki beyanlarla birlikte dava konusu dönemlerdeki alımlarının yaklaşık %92 sinin hakkında vergi tekniği raporu bulunan firmalar ile özel esaslara tabi firmalardan yapıldığı göz önünde alındığında söz konusu firmanın düzenlediği faturaların muhteviyatı itibariyle sahte ve yanıltıcı belge olduğu sonucuna varılmış olup, aksi yönde verilen Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 24/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.