Danıştay Kararı 4. Daire 2020/819 E. 2023/1518 K. 20.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/819 E.  ,  2023/1518 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/819
Karar No : 2023/1518

TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, hakkında düzenlenen sayılı vergi inceleme raporuna istinaden … Nak. İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti.’den 2016 yılında aldığı faturaların gerçek bir mal veya hizmet karşılığında düzenlenmediğinden bahisle toplam 686.649,81 TL tutarındaki katma değer vergisi indiriminin kabul edilmemesine dair işlemin iptali ile 213 sayılı Kanunun 352. maddesi uyarınca kesilen usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının fatura aldığı Karabük Vergi Dairesi mükellefi … Nak. İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu incelendiğinde; mükellefin mal sattığı firma yetkililerinin mükellef hakkında olumsuz beyanda bulunmaması, beyannamelerin verilmesi, işçi çalıştırılması, yapılan yoklamalarda mükellefin faal olması, ayrıca komisyon geliri nedeniyle yapılan tarhiyatlara karşı açılan davada … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla mükellef lehine karar vermesi hususları karşısında anılan mükellefin davacıya düzenlediği faturaların gerçeği yansıttığının kabulü gerektiğinden davacının, … Nak. İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti.’den 2016 yılında aldığı faturalara ilişkin toplam 686.649,81 TL tutarındaki katma değer vergisi indiriminin reddedilmesinde ve 213 sayılı Kanunun 352. maddesi uyarınca kesilen usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmaların düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellefler hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacının fatura aldığı Karabük Vergi Dairesi mükellefi … Nakliyat İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda, 07/12/2015 tarihinde demir/çelikten diğer birincil formdaki ürünlerin toptan ticareti ile iştigal etmek üzere kurulduğu, 09/12/2015 tarihinde yapılan yoklamada; ofis olan iş yerinin mülkiyetinin şirketin %100 ortağı olan …’ün babası ve şirket yöneticisi olan …’e ait olduğu, aylık net 350,00 TL kira ödenen iş yerinde iki adet büro masası, iki koltuk ve dört sandalye bulunduğu, bu tespitlerin davacının demir ticareti yapmak için gerekli olan nakliye, yükleme, boşaltma işlerini yapacak aracının olmadığı ve beyan ettiği satış hacmini gerçekleştirebilecek kapasitesinin olmadığı yönünde değerlendirildiği, …’ün öz sermaye raporu ile aktif ve pasifi ile yeni kurulan şirkete devredildiği, 2016 yılında toplam 112.953,038,75 TL katma değer vergisi matrahı beyan edilmiş olmasına rağmen hiçbir dönemde ödenecek vergi çıkmadığı, şirketin %100 ortağı ve müdürü olan …’ün daha önce özel esaslara alınarak daha sonra özel esaslardan çıkarıldığı, hakkında sahte belge kullanımına dair vergi inceleme raporları düzenlendiği, şirketin 2016 yılına ilişkin olarak verdiği muhtasar beyannamelerinde her ay 3 ila 4 işçi çalıştırdığını beyan ettiği, davacının mal alımında bulunduğunu bildirdiği firmaların %95’i hakkında sahte belge düzenleme yönünden vergi tekniği raporu bulunduğu veya sahte belge düzenleme yönünden özel esaslar kapsamında olduğu, davacının mal sattığını bildirdiği firmaların yaklaşık %50’si hakkında incelemelerin devam ettiği, davacıdan mal aldığını bildiren … İnşaat Limited Şirketi nezdinde yapılan karşıt tespitte, anılan şirket temsilcisinin, davacıya yapılan tüm ödemelerin ve nakliye ödemelerinin Eft yoluyla yapıldığı, alışların tamamının gerçek olduğu, bu malların sevkiyatını yapan araçlara ilgili vergi dairesince denetim noktalarında yapılan denetimlerde sevk irsaliyelerinin arkasına görülmüştür kaşesi basıldığı, hatta ilgili yol denetimlerinde malların sevki sırasında ilgili araçların fazla tonajdan veya taşınan miktarın sevk irsaliyesinde sehven belirtilmemesinden dolayı kesilen cezaların evraklarının inceleme elemanına ibraz edildiğinin ifade edildiği, … Nakliyat İnşaat Limited Şirketi nezdinde yapılan karşıt tespitte davacı şirketten yapılan alışların tamamının gerçek olduğu, ödemelerin banka yoluyla yapıldığı, ilgili banka dekontları ve sevk irsaliyelerinin inceleme elemanına sunulduğunun belirttiği, davacının inceleme elemanına ibraz ettiği fatura ve sevk irsaliyelerinde bulunan araç plakalarının sahibi nakliyeciler nezdinde yapılan karşıt incelemelerde, bazı nakliyecilerin mal sevkiyatını doğruladığı, bazı nakliyecilerin söz konusu tarihlerde belirtilen tonajda sevkiyat yaptıklarını, ancak şirketin farklı olduğu ve çalıştıkları şirketin malı kimden aldığını bilemeyeceklerini ifade ettiği, …, … plakalı araç nakliyecilerinin söz konusu tarihlerde başka firmaların sevkiyatlarını yaptıkları için o tarihte davacı şirket ile çalışmalarının mümkün olmadığı, … ve … plakalı araçların nakliyecileri tarafından sevkiyat yapılmadığı, araç plakalarının neden verildiğini bilmediklerinin belirtildiği tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden, söz konusu mükellefin 2016 yılında 112.953.038,75 TL KDV matrahı beyan etmesine rağmen, hiç bir dönemde ödenecek vergi çıkmadığı, anılan hasılatları yapabilecek ticari organizasyonunun olmadığı, davacının mal alımında bulunduğunu bildirdiği firmaların %95’i hakkında sahte belge düzenleme yönünden vergi tekniği raporu bulunduğu veya sahte belge düzenleme yönünden özel esaslar kapsamında olduğu, davacının mal sattığını bildirdiği firmaların yaklaşık %50’si hakkında incelemelerin devam ettiği, mükellefin 2016 yılında bildirdiği alış tutarının 112.281.215,00 TL, karşı mükelleflerin bildirdiği satış tutarlarının 107.857.298,00 TL olduğu, elde edilen yüksek cirolara rağmen tahakkuk eden düşük tutarlı vergi borçlarını ödemediği, fatura ve sevk irsaliyelerinde bulunan araç plakalarının sahibi nakliyeciler nezdinde yapılan karşıt incelemelerde davacı şirketin tanınmadığı, sevkiyat tarihlerinde başka şirketlere sevkiyat yapıldığı ya da hiç sevkiyat yapılmadığı ifade edildiği hususları dikkate alındığında anılan mükellef tarafından davacıya ilgili dönemlerde düzenlenen söz konusu faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna ulaşıldığından Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan yeniden verilecek kararda, 213 sayılı Vergi Usul Kanun’unun 352. maddesi uyarınca kesilen usulsüzlük cezasının hukuka uygunluğunun ayrıca değerlendirileceği tabiidir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 20/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.