Danıştay Kararı 4. Daire 2020/723 E. 2023/1156 K. 02.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/723 E.  ,  2023/1156 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/723
Karar No : 2023/1156

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av….

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Hiz. Pet. Gıd. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin vergi borçları için şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanan 11/09/2013 ve 11/06/2014 tarihli ilanlara göre; davacının 04/09/2013 tarihinde ortak olduğu … Hizmetleri Madencilik Petrol Gıda Özel Sağlık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden 22/05/2014 tarihinde ayrıldığı görüldüğünden, 04/09/2013-22/05/2014 tarihleri arasında şirket ortağı olması nedeniyle söz konusu tarihlerde tahakkuk etmiş vergi borçlarından sorumlu tutulması kanun gereği olmakla birlikte, bu tarihten sonra tahakkuk edecek vergiler nedeniyle herhangi bir sorumluluğu olmayacağı, bu durumda, dava konusu ödeme emri içeriği 19/09/2017 vade tarihli vergi ziyaı cezası borcunun tahakkuk tarihi, dolayısıyla amme alacağının doğduğu zamanın, davacının şirket ortaklığı sıfatının sona erdiği 22/05/2014 tarihinden sonrasına rastlaması nedeniyle davacı ilgili vergi borcundan sorumlu tutulamayacağından dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare vekili tarafından dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinde, dava konusu ödeme emri içeriği amme alacağının 2014 dönemine ait vergi ve cezalardan oluştuğu, davacının 22/05/2014 tarihine kadar şirket ortaklığı ve kanuni temsilciliği sıfatının devam ettiği hususu dikkate alındığında davacı, şirket ortaklığı bulunduğu döneme ait amme alacağından hissesi oranında kusursuz olarak sorumlu olacağından, temyiz konusu Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararında yer alan gerekçe ile davayı kabul etmesinin yerinde ve hukuki olamayacağından bozulması gerekmektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’un 29/07/1998 tarihli ve 23417 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4369 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik- 35. maddesinde yer alan “Limited şirket ortakları, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar” hükmü, 06/06/2008 tarihli ve 26898 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5766 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 3. maddesi ile değiştirilerek mezkûr maddeye, “limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu oldukları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları” ibareleri ve “Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. ‘Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.” fıkraları eklenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, 11/09/2013 tarihinde yayımlanan Türkiye Ticaret Sicil Gazetesindeki ilana göre davacının asıl borçlu … Hiz. Pet. Gıd. San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin 1 pay ile şirket ortağı olarak atandığı ve 10 yıl süre ile şirketi temsil edeceği, 22/05/2014 tarihli ortaklar kurulu kararıyla ortaklıktan ayrıldığı, bu hususun 11/06/2014 tarih ve 8588 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, buna göre dava konusu ödeme emri içeriği vergi borçlarının davacının ortak ve kanuni temsilci sıfatına haiz olduğu döneme ilişkin olması nedeniyle davacının şirket ortaklığından ayrıldığı tarihe kadar sorumluluğunun bulunduğu, bu durumda, davacıdan ödeme emri ile tahsili cihetine gidilen amme alacağının usulüne uygun olarak kesinleşip kesinleşmediği ve asıl amme alacağının borçlu şirketten tahsilinin olanaksız hale gelip gelmediği, ayrıca ödeme emrinin davacının hissesi oranında düzenlenip düzenlenmediği hususunda bir inceleme ve değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle Vergi Mahkemesi kararının kaldırılması isteminin reddine dair Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 02/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.