Danıştay Kararı 4. Daire 2020/68 E. 2020/4449 K. 17.11.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/68 E.  ,  2020/4449 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/68
Karar No : 2020/4449

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Ajans Yayın Kağıtçılık Reklamcılık İnşaat
Taahhüt ve Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek kabule ilişkin hüküm fıkranın davalı idarece bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2010 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden, sahte fatura kullandığından bahisle 2010/1,2,4,5,6,7,8,9,10,11 dönemleri için re’sen tarh edilen katma değer vergileri ve tekerrür hükümleri uygulanarak kesilen vergi ziyaı cezaları ile 213 sayılı Kanunun 353/1 maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda, … Vergi Dairesi mükellefi … hakkında … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunun düzenlediği belirtilmiş ise de, Mahkemelerince verilen ara kararına istinaden dosyaya ibraz edilen vergi tekniği raporu ve eklerinden, … Vergi Dairesinin … vergi kimlik numaralı mükellefinin … değil … olduğu, söz konusu vergi tekniği raporunun … adına düzenlendiği ve raporda … ile ilgili herhangi bir tespitin bulunmadığı, davacıya fatura düzenleyen … Vergi Dairesi mükellefi … ile … Vergi Dairesi mükellefi … hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporlarında yer alan tespitlerin, anılan mükellefler tarafından düzenlenen faturaların sahte olduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığı ve somut bir tespit bulunmaksızın özel usulsüzlük cezası kesildiği anlaşıldığından, dava konusu özel usulsüzlük cezası ile cezalı tarhiyatların …, … ve … tarafından düzenlenen faturalardan kaynaklanan kısımlarında hukuka uyarlık; davacıya fatura düzenleyen diğer mükellefler hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporlarının tetkikinden, bu mükellefler tarafından düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi ve hizmet ifasına dayanmadığı ve 2008 yılında kesinleşen vergi ziyaı cezalarının tekerrüre esas alındığı anlaşıldığından, cezalı tarhiyatların söz konusu faturalar nedeniyle yapılan kısımları ile bu kısımlara isabet eden vergi ziyaı cezalarının tekerrür uygulanan bölümlerinde ise hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacıya fatura düzenleyen mükellefler hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporlarında yer alan tespitlerin faturaların sahte olduğunu kanıtlamaya yeterli nitelikte olduğu, sahte fatura kullandığı tespit edilen davacı adına kanunda yer alan şartlar oluştuğundan özel usulsüzlük cezası kesilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, temyize konu kararın aleyhe olan hüküm fıkralarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davalı idare tarafından Vergi Mahkemesi kararının özel usulsüzlük cezası ile cezalı tarhiyatların … tarafından düzenlenen faturalar nedeniyle yapılan kısmını kaldıran hüküm fıkrasına yönelik olarak temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın buna ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Davalı idarenin diğer temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacının fatura aldığı mükellef tarafından düzenlenen faturaların gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmaktadır. Bu tespitin yapılabilmesi ve söz konusu faturaların hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından da, bu faturaları düzenleyen mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacıya fatura düzenleyen … hakkında tanzim edilen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda; mükellefin, medikal ürünlerin toptan alım satımı ve temizlik hizmetleri faaliyetiyle iştigal etmek üzere 14/08/2009 tarihinde mükellefiyet tesis ettirdiği, 09/03/2010 tarihi itibarıyla faaliyetine son verdiği, 14/08/2009 tarihinde yapılan yoklamada, iş yerinde 2 adet masa, 3 adet sandalye ve muhtelif büro malzemesinin olduğu, 06/04/2010 tarihinde yapılan yoklamada, iş yerinin kapalı olduğu, mükellefin iş yerini terk ettiği, 15/04/2010 tarihinde ikametgah adresinde yapılan defter belge isteme yazının tebliğine rağmen defter ve belgelerini ibraz etmediği, iptal edilmek üzere vergi dairesine ibraz edilmeyen … ila … numaralı faturaların da düzenlendiği halde beyanlara intikal ettirilmediği, 2009 ve 2010 yıllarına ilişkin gelir vergisi beyannamelerini vermediği, 2009/8 ila 2010/3 dönemlerine ilişkin katma değer vergisi beyannamelerinde yüksek tutarlardaki matrahlara karşılık ödenecek vergi tutarlarının çok cüz’i olduğu, Ba-Bs analizine göre, 2010 yılında Bs formu ile 1.004.872,00 TL satış bildirdiği halde, karşı Ba formu ile kendisinden 10.586.621,00 TL alış bildirildiği, faaliyetine son verdiği 09/03/2010 tarihinden sonra da mükelleften yüksek tutarlarda alım yaptığını bildiren mükelleflerin bulunduğu, 2010 yılında alım yaptığını bildirdiği mükelleflerden 5 tanesi hakkında sahte belge düzenleme nedeniyle vergi tekniği raporu bulunduğu, 2 tanesinin mükellefe düzenlediği faturaların mükellefin faaliyet konusuyla uyuşmadığı, 1 tanesi hakkında taklit fatura nedeniyle basit rapor düzenlendiği, vadesi geçmiş vergi aslı borç tutarının toplam 43.290,98 TL olduğu, 2009 ve 2010 yıllarına ilişkin yasal defterlerinin tasdikine ilişkin herhangi bir bilgiye rastlanmadığı, 2009 ve 2010 yıllarına ilişkin katma değer vergisi beyannamelerinde yer alan indirilecek katma değer vergilerinin dayanağını teşkil eden yasal alış belgelerine ilişkin herhangi bir veriye ulaşılamadığı, VEDOP sorgulamalarında mükellefe ait araç, gayrimenkul alış-satış ve banka üye kimlik bilgileri kayıtlarına rastlanmadığı tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen tespitlerden; mükellefin defter ve belgelerini ibraz etmeyerek gizlediği, iş yerinde yapılan yoklamalarda herhangi bir mal stoku, vasıta ve deposunun bulunmadığı, KDV beyannamelerinde beyan ettiği matrahları kapsayacak iş yeri donanımına sahip olmadığı, gelir vergisi beyannamelerini vermediği, KDV beyannamelerinde beyan ettiği matrahlar ve Bs formları ile bildirdiği satış tutarları ile karşı Ba formları ile bildirilen alış tutarları arasında uyumsuzluk olduğu, KDV beyannamelerinde beyan ettiği yüksek matrahlara rağmen ödenecek KDV’sinin çok cüz’i olduğu veya hiç çıkmadığı, ödeme çıkan dönemlere ilişkin KDV’lerin de ödenmediği hususları ile davacıya düzenlediği fatura içeriklerinin faaliyet konusu ile uyumlu olmadığı ve davacı tarafından ödemeye ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı da dikkate alındığında, anılan mükellef tarafından davacıya düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi ve hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna varıldığından, söz konusu faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyatı kaldıran Vergi Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Davacıya fatura düzenleyen … hakkında yapılan tespitlere ilişkin olarak; Vergi Mahkemesince, anılan mükellef hakkında tanzim edilen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu incelenerek karar verilmiş ise de, adı geçen mükellef tarafından düzenlenen faturalarda yer alan katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilmemesi suretiyle başka bir mükellef hakkında yapılan cezalı tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davaya ilişkin olarak Dairemizin E:2016/14449 sayılı dosyasının incelenmesinden, … hakkında, davacıya fatura düzenlediği dönemleri de kapsayacak şekilde 2009 ila 2012 yıllarına ilişkin olarak … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nun da düzenlendiği görülmüş olup, anılan mükellefin davacıya düzenlediği faturaların sahte olup olmadığının tespiti açısından, tarih ve sayısı belirtilen rapor temin edilerek söz konusu raporda yer alan tespitlerin de incelenmesi suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, işbu bozma kararı üzerine, anılan mükellefler tarafından düzenlenen faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyata ilişkin olarak vergi ziyaı cezasının tekerrür uygulanan kısımları hakkında bir değerlendirme yapılarak karar verileceği tabiidir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının özel usulsüzlük cezası ile cezalı tarhiyatların … tarafından düzenlenen faturalar nedeniyle yapılan kısmını kaldıran hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Mahkeme kararının cezalı tarhiyatların … ve … tarafından düzenlenen faturalar nedeniyle yapılan kısmını kaldıran hüküm fıkrasının ise BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 17/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.