Danıştay Kararı 4. Daire 2020/659 E. 2022/9200 K. 26.12.2022 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/659 E.  ,  2022/9200 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/659
Karar No : 2022/9200

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Yeminli mali müşavir olan davacı adına, müteselsil sorumlu sıfatıyla adına düzenlenen … tarih ve … numaralı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu ödeme emri içeriği vergi ve cezanın asıl borçlusu … Danışmanlık Makina İmalat İnşaat Sanayi Turizm Ticaret İthalat İhracat Limited Şirketi’nin ilgili dönemde Didim Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün mükellefi olduğundan, bu alacakların asıl borçludan ya da müşterek ve müteselsil olarak borçtan sorumlu olan davacıdan takip ve tahsiline de Didim Vergi Dairesi Müdürlüğünün yetkili olduğu, bu durumda, yeminli mali müşavir olan davacının bağlı olduğu Mithatpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğünce, müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde yetki yönünden hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227. maddesinde; Maliye Bakanlığının; vergi beyannamelerinin 3568 sayılı Kanun’a göre yetki almış serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavirler tarafından da imzalanması mecburiyetini getirmeye, bu mecburiyeti beyanname çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya, bu uygulamalara ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu belirtilmiş, aynı maddede, beyannameyi imzalayan veya tasdik raporunu düzenleyen meslek mensupları, imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza ve gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur.
3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun 12. maddesinin 1. fıkrasında, yeminli mali müşavirlerin, gerçek ve tüzel kişilerin veya bunların teşebbüs ve işletmelerinin, mali tablolarının ve beyannamelerinin mevzuat hükümleri, muhasebe prensipleri ile muhasebe standartlarına uygunluğu ve hesapların denetim standartlarına göre incelediğini tasdik edecekleri, 2. fıkrasında, tasdik edecekleri belgeler, tasdik konuları ile tasdik tasdike ilişkin usul ve esasların; gerçek ve tüzel kişilerin mükellefiyet şekilleri, iş kolları ve ciroları, döviz kazandırıcı işlemleri, ithalat ve ihracatları, yatırımın miktarları ve nevileri ile belgelerin ibraz edileceği merciiler esas alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca çıkarılacak yönetmeliklerle belirleneceği, 4. fıkrasında ise, yaptıkları tasdikin doğruluğundan sorumlu oldukları, yaptıkları tasdikin doğru olmaması halinde, tasdikin kapsamı ile sınırlı olmak üzere, ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, yaptıkları tasdikin kapsamını düzenleyecekleri raporda açıkça belirtecekleri hüküm altına alınmıştır.
Yeminli Mali Müşavirlerin Tasdik Edecekleri Belgeler, Tasdik Konuları, Tasdike İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin son fıkrasında, tasdik işlemi yapılırken aranacak asgari bilgi, şekil şartları ile tasdike ilişkin diğer usul ve esasların Bakanlıkça çıkarılacak tebliğlerle belirleneceği, yukarıda belirtilen konuların ve belgelerin tasdikine ilişkin olarak Bakanlıkça tebliğ çıkartılmadıkça, yeminli mali müşavirlerin bu konu ve belgelerle ilgili olarak tasdik işlemi yapamayacakları, 8. maddesinde, yeminli mali müşavirlerin, tasdik konuları ile ilgili olarak karşıt incelemeler yapabilecekleri, 20. maddesinin 2. fıkrasında ise, inceledikleri ve sonucunda tasdik raporu düzenledikleri konu ve belgelerin gerçeği yansıtmaması ve doğru olmaması halinde, ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellef ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, bu sorumluluğunun yerine getirilmesinde Borçlar Kanunu’nun ”Tam Teselsül’ hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

Anılan Yönetmeliğin 7. maddesinin son fıkrasıyla verilen yetkiye dayanılarak çıkarılan ve yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri ile bunlara ekli mali tablolar ve bildirimlerin yeminli mali müşavirlerce tasdikine ilişkin usul ve esasların belirlendiği, 30/07/1995 tarih ve 22359 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 18 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirilik Kanunu Genel Tebliğinin müşterek ve müteselsil sorumluluğun tespitine ilişkin bölümünde, sorumluluğu tespit edilen yeminli mali müşavirler ile ilgili takibatın, yeminli mali müşavirin bağlı bulunduğu vergi dairesince yerine getirileceği düzenlenmiştir.
Öte yandan, Maliye Bakanlığınca 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227. maddesine istinaden çıkarılan ve 26/06/2017 tarih ve 23034 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01/01/1998 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe giren 4 sıra numaralı Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğin ”müşterek ve müteselsil sorumluluğunun tespitine ilişkin bölümünde, sorumluluğu tespit edilen meslek mensupları ile takibatın, bu meslek mensuplarının bağlı bulunduğu vergi dairelerince yerine getirileceği kurala bağlanmıştır.
Yukarıda mevzuat hükümleri ile dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu ödeme emirlerinin yeminli mali müşavir olan davacının bağlı olduğu vergi dairesince düzenlendiğinden yetki yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmış olup, Vergi Mahkemesince, dava konusu ödeme emrinde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığından bahisle verilen kabul kararına karşı yapılan istinaf başvurusunu reddeden Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 26/12/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Müteselsil sorumlu sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin davacının veya asıl borçlunun bağlı bulunduğu vergi dairesi müdürlüğü tarafından düzenlenip düzenlenmemesinin, esasa müessir bir hata olmadığı, Vergi Dava Dairesince işin esası incelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği, dolayısıyla temyize konu kararın bu gerekçe ile bozulması görüşüyle karara katılmıyoruz.