Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2020/6045 E. , 2023/1730 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/6045
Karar No : 2023/1730
TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, hakkında düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca re’sen tarh edilen 2012 yılı vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davalı idarece savunma dilekçesi ekinde sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde; davacı adına yapılan cezalı tarhiyata ilişkin ihbarnamenin 29/12/2017 tarihinde ilanen tebliğ edildiği, ancak, dava konusu ihbarnamenin davacının bilinen adresinde tebliğ cihetine gidildiğine ilişkin tebliğ alındısının üzerine adreste bulunamama hususunun 213 sayılı Kanun’un 102. maddesinde öngörülen şahıslara imzalatılmak suretiyle tutanak haline getirilmeden ilanen tebliğ yoluna gidildiği görüldüğünden bahsedilen kanun hükümlerine göre davaya konu ihbarnamenin usulüne uygun tebliğ cihetine gidilmediği sonucuna ulaşıldığı, bu durumda, ilanen tebliğ şartları oluşmayan olay için yapılan ilanın hukuken geçerli ve sonuç doğurucu bir özelliğinin bulunmadığının açık olduğu, cezalı tarhiyatın ilan yoluyla usulüne uygun olarak davacıya tebliğ edildiğinden söz edilemeyeceğinden, davacının iddia ettiği ıttıla tarihi olan 06/12/2018 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüyle, dava dilekçesinin reddine karar verilen, E:… sayılı dava dosyası ile ilk olarak süresi içinde 13/12/2018 tarihinde açılan davada, uyuşmazlık konusu cezalı gelir vergisinin 2012 yılında doğması ve tarh zamanaşımı süresinin 31/12/2017 tarihinde dolması karşısında 06/12/2018 tarihinde davacının ıttılaına giren cezalı tarhiyatta zamanaşımı sebebiyle hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, idarece yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, aksi yöndeki kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Tebliğ Esasları” başlıklı 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikaların ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği, aynı Kanunun “Tebliğ Evrakının Teslimi” başlıklı 102. maddesinde de, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerinde yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, son fıkrasında da, yukarıda fıkralarda yazılı işlemlerin komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyeti taahhüt ilmuhaberine yazılarak tarih ve imza vazedilmek ve hazır bulunanlara da imzalattırmak suretiyle tespit olunacağı, aynı Kanunun 103. maddesinde ise; muhatabın adresi hiç bilinmezse, muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilan yoluyla yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, mükellefin adresinde bulunmadığının idarece usulüne uygun olarak tespit edilmiş olması halinde, bu tespitten sonra yapılacak olan tebligatın ilanen tebliğ yoluyla yapılmasında usule ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; dava dosyasında mevcut bulunan davacı hakkında düzenlenmiş vergi inceleme raporunun, “Genel Bilgi” bölümünde, davacının bilinen adresinde ulaşılamadığının yoklama fişi ile tespit edildiğinin belirtildiği, söz konusu tutanağın İstinaf Dairesince incelenerek, yukarıdaki mevzuat ve 2577 sayılı Kanun uyarınca dosya hakkında karar vermesi gerekmekte olup, yazılı gerekçeyle verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 28/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.