Danıştay Kararı 4. Daire 2020/599 E. 2023/1437 K. 15.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/599 E.  ,  2023/1437 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/599
Karar No : 2023/1437

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, ortağı ve kanuni temsilcisi olduğu … Madeni Yağ Boya Pet. Ür. Kimyevi Mad. San. Tic. Ltd. Şti.’nin vergi borçlarının tahsili için banka hesapları üzerine konulan e-haciz işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …… Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; hacze dayanak alınan ödeme emirlerinin 213 sayılı Kanun’un belirttiği usule uygun tebliğ edilmediğinden, usulüne uygun olarak kesinleştirilmeyen ödeme emirleri dayanak alınarak konulan dava konusu haciz işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare vekili tarafından, yapılan işlemin hukuka uygun olduğu aksi yönde verilen karraın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Tebliğ Esasları” başlıklı 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikaların ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği, aynı Kanunun “Tebliğ Evrakının Teslimi” başlıklı 102. maddesinde de, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerinde yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, son fıkrasında da, yukarıda fıkralarda yazılı işlemlerin komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyeti taahhüt ilmuhaberine yazılarak tarih ve imza vazedilmek ve hazır bulunanlara da imzalattırmak suretiyle tespit olunacağı, aynı Kanunun 103. maddesinde ise; muhatabın adresi hiç bilinmezse, muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilan yoluyla yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. maddesinde; tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği hükme bağlanmış, 55. maddesinde; amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı ve 58. maddesinde; ödeme emrine karşı böyle bir borcun bulunmadığı veya kısmen ödendiği veya zamanaşımına uğradığı iddialarıyla 7 gün içinde dava açılabileceği öngörülmüş, 62. maddesinde de; borçlunun, mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağı hükmüne yer verilmiştir.
Türk vergi sisteminde, vergi ve benzeri mali yükümlülüklerin tarh ve tahakkuk usulleri 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda, tahsil usulleri ise 6183 sayılı Kanunda düzenlenmiştir. Bir kamu alacağının tahsil edilebilmesi için öncelikle 213 sayılı Kanuna göre tarh ve tahakkuk usulleri ile 6183 sayılı Kanuna göre tahsil usullerinin sırasıyla denenmiş olması zorunludur. Bu zorunluluğun doğal sonucu olarak, sistematiğin içinde yer alan bir idari işlemin bu amaçla tesis edilebilmesi için bir önceki hukuki durumun tekemmül etmiş olması hali aranmalıdır. Dolayısıyla bir önceki safha tekemmül etmeksizin bir sonraki safhaya ilişkin idari işlem tesis edilemeyeceği gibi, sistematik içinde yer alan herhangi bir işleme karşı dava açılması durumunda ise önceden kesinleşmiş hukuki durumların yeniden incelenmesi de yasal olarak mümkün değildir.
Dosyanın incelenmesinden, asıl borçlu … Madeni Yağ Boya Pet. Ür. Kimyevi Mad. San. Tic. Ltd. Şti.’den kamu alacağının tahsil olanağı kalmadığından bahisle kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen … tarih ve …. sayılı ödeme emirlerinin, davacıya gönderilen tebligatların tebliğ edilememesi nedeniyle 26/12/2016 tarihinde ilanen tebliğ edildiği ve borç ödenmediğinden bahisle davacının banka hesapları üzerine 08/02/2018 tarihinde haciz konulmasına karar verildiği ve elektronik ortamda 09/02/2018 tarihinde dava konusu haciz işleminin gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
Olayda; haciz işleminin dayanağı kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen 26/02/2015 tarih ve …. sayılı ödeme emirlerinin …. tarihinde davacının ikametgah adresi olan “…” adresine tebliğe çıkarıldığı, bu adreste muhatabın tanınmadığı ve muhtarlık kayıtlarınında olmadığından bahisle tebligatın 18/12/2017 tarihinde tebligat zarfının arkasına tutulan ve mahalle muhtarı imzalı tutanakla iade edildiği bu nedenle bilinen adreslerinde tebliğ yapılamadığından bahisle ilanen tebliğ yoluna gidildiği, kamu alacağının kesinleştiğinden bahisle davacının banka hesapları üzerine haciz konulduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, haczin dayanağı ödeme emrinin davacıya adresinde tebliğ edilmeye çalışıldığı, adresre bulunmadığı ve kayıtlarda olamadığı hususunun muhtarın imzası ile kayıt altına alındığı görülmüş olup, kanunun amaçladığı anlamda tebliğ imkansızlığının gerçekleştiği ve ilanen tebliğ için gerekli şartların bulunduğu açıktır.
Bu durumda; davanın esası hakkında inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken, belirtilen gerekçeyle verilen Mahkeme kararının kaldırılması isteminin reddine dair Bölge İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin …. tarih ve E:…., K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 15/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.