Danıştay Kararı 4. Daire 2020/5923 E. 2023/2187 K. 12.04.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/5923 E.  ,  2023/2187 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/5923
Karar No : 2023/2187

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1) … Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
2) … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…. sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; dava konusu ödeme emri dayanağı davacı şirket hakkında düzenlenen 2013/6, 7, 11, 13 sayılı ihbarnamelerin, ilanen tebliğ edildiği, savunma ekinde yer alan davalı idarece tanzim edilen … tarih ve … sayılı yazıda; tarh dosyası ve sistem kayıtlarının tetkiki neticesinde ilgili ilan belge örneğinin kayıtlarında bulunmadığının belirtildiği, bu durumda usulüne uygun olarak kesinleşmiş vergi borcu bulunduğunu ortaya koyamayan davalı idarenin davacı adına tanzim ettiği ödeme emrinde hukuku uygunluk bulunmadığı, öte yandan, bahse konu vergi ve cezaların 2008 dönemine ilişkin olduğu göz önüne alındığında, vergi alacağının doğduğu tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıllık zamanaşımı süresi içerisinde usulüne uygun şekilde mükellefe tebliğ edilememiş olması nedeniyle söz konusu vergi ve cezalar zamanaşımına uğradığından, davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; dosyada mevcut olan … Ticaret Odası’nın “Firma Detay” başlıklı belgesinde, davacı şirketin sicil kaydının 18/02/2015 tarihinden itibaren kapatıldığının belirtildiği, 24/02/2015 tarih ve 8765 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yapılan ilana göre de, davacı şirketin Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden kaydının silindiğinin görüldüğü, dolayısıyla, ticaret sicilinden silinmekle hukuk alemindeki varlığı sona eren şirketin, davada taraf olma ehliyeti bulunmadığından, davanın ehliyetsizlik sebebiyle reddedilmesi gerekirken, dava konusu ödeme emrinin iptali yönünde verilen istinafa konu kararda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davalı idare istinaf başvurusunun kabulüne, kararının kaldırılmasına, davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, taraflarına ödeme emri tebliğ edilerek devamında söz konusu borca ilişkin takip yapıldığından kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yasal süresinde açılmayan davanın usul yönünden reddi gerektiği, esasa ilişkin ise davacı şirketin sicil kaydı kapatılmadan önce usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek kesinleştirilen ihbarname içeriği borçlar nedeniyle takibe geçildiğinden, dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı ve kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacı temyiz isteminin reddi, davalı temyiz isteminin ise incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Davalı idarenin temyiz istemine gelince;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 46. maddesinde, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabileceği; 49. maddesinin 3. fıkrasında, kararların kısmen onanması ve kısmen bozulması hallerinde kesinleşen kısmın Danıştay kararında belirtileceği; 50. maddesinin 4. fıkrasında ise, Danıştay’ın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı kurala bağlanmıştır.
Yargılama hukuku kurallarına göre, kanun yoluna başvuranın, aleyhine kanun yoluna başvurduğu kararın bozulmasını talep etmesinde korunması gereken hukuki menfaatinin bulunması zorunludur.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptalinin istenildiği davada Mahkemece verilen kabul kararı üzerine ve Bölge İdare Mahkemesince “davacı şirketin Ticaret Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden kaydının silindiği dolayısıyla, ticaret sicilinden silinmekle hukuk alemindeki varlığı sona eren şirketin, davada taraf olma ehliyeti bulunmadığından, davanın ehliyet yönünden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulmasında davalı idarenin hukuki menfaati bulunmadığından temyiz isteminin incelenme olanağı bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Davalının temyiz isteminin İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 12/04/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar karşısında davalı idarenin temyiz isteminin incelenmesi gerektiği görüşüyle Daire kararının davalının temyiz isteminin incelenmeksizin kısmına katılmıyorum.