Danıştay Kararı 4. Daire 2020/3669 E. 2023/1057 K. 28.02.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/3669 E.  ,  2023/1057 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/3669
Karar No : 2023/1057

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Mühendislik Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret
Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ….

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, 2016 ve 2017 yılına ait indirimli orana tabi satışları nedeniyle yüklenip indiremediği katma değer vergisinin iadesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu uyarınca hazırlanarak yürürlüğe konulan Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nde iadenin nakden veya mahsuben talep edilmesinin mümkün olduğu, mükelleflerin aralarında Tam Tasdik Sözleşmesi bulunan YMM’lere düzenlettikleri KDV İadesi Tasdik Raporunu sunmaları halinde miktara bakılmaksızın inceleme ve teminat aranmadan iade istemlerinin yerine getirileceği düzenlenmiş olup buna göre davacı şirketin yüklendiği katma değer vergisinin YMM KDV İadesi Tasdik Raporu ile nakden iadesi talebiyle yaptığı başvurunun; dava konusu olayda yasal koşulları oluştuğu halde, idarece konut olarak teslim edilen ancak yapı ruhsatında iş yeri olarak görünen taşınmazlar için %18 oranında katma değer vergisi hesaplanması gerektiğinden bahisle reddedilmesine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davacı şirket tarafından, gerçekleşen projenin sonucunda bağımsız bölümlerin konut olarak inşa edildiği, konut olarak satıldığı ve fiilen kullanımının da konut olduğundan bahisle ve aynı zamanda daire büyüklüklerinin 150 metrekareden az olduğu belirtilerek uygulanacak vergi oranının %1 olması gerektiği iddia edilmişse de, taşınmaz teslimlerinde esas alınması gereken kıstasın inşaat ruhsatı kayıtları olduğu, kişilerin hangi amaçla sattıkları veya alanların hangi amaçla kullandıkları uygulanacak vergi oranının tespitinde önem arzetmediği, aksi halde bağımsız bölümlerin hukuki nitelendirilmesinin kullanıcıların tercihine bırakılmış olacağı ve bu durumun vergilendirme tekniğine aykırı bir durum oluşturacağı, bu noktada belediyece verilen ruhsatta, dava konusu bağımsız bölümlerin iş yeri (dükkan, büro) olarak isimlendirildiği hususu tartışmasız olup bağımsız bölümlerin tercihen iş yeri olarak kullanımının önünde bir engel bulunmadığından, konut olarak satışı gerçekleştirildiği iddia edilen ancak iş yeri olarak ruhsatlandırılan ve iş yeri olarak yapı kullanım izni bulunan bağımsız bölümlerin tesliminden kaynaklanan katma değer vergisi iade isteminin reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, konut olarak satılan dairelerin, ruhsatının iş yeri olması nedeniyle ileride iş yeri olarak kullanılma ihtimaline göre iş yeri olarak vergilemenin somut olaya göre değil, varsayıma göre vergileme olduğu, somut olayda satılan taşınmazların konut dışında iş yeri olarak kullanılması hem konum hem ekonomik olarak hem de fiilen (mimari olarak) iş yeri olarak kullanılmasının mümkün olmadığı belirtilerek Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, …TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 28/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.