Danıştay Kararı 4. Daire 2020/352 E. 2023/1777 K. 30.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/352 E.  ,  2023/1777 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/352
Karar No : 2023/1777

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, …Makina Maden Ürün. San ve Tic. Ltd. Şti.’nin vergi borçları nedeniyle şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen …tarih ve …ve … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …Vergi Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; davacı adına düzenlenen 2018/4 sayılı ödeme emri içeriği borçların, asıl borçlu şirketten tahsil edilmesi amacıyla asıl borçlu şirket adına …sayılı ödeme emrinin düzenlendiği, bu ödeme emrinin …tarihinde şirket iş yeri adresinde tebliğ edilmeye çalışıldığı, ilgilinin adreste tanınmaması nedeniyle tebliğ edilememesi üzerine 28/12/2015 tarihinde ilanen tebliğ edildiği ancak, 24/02/2015 tarihinde şirket tüzel kişiliği sona erdirilip Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiğinden, şirket hakkında düzenlenen ödeme emrinin, bu tarihten sonra tebliğinin usulsüz olduğu, bu durumda, asıl borçlu şirket yönünden usulüne uygun olarak tebliğ edilerek kesinleşmiş bir kamu alacağının varlığından söz edilemeyeceğinden, kesinleşmeyen amme alacağının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen 2018/4 sayılı ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu 2018/5 sayılı ödeme emri içeriği borçların, asıl borçlu şirketten tahsil edilmesi amacıyla şirket adına 2016/7 ve 2016/252 sayılı ödeme emirlerinin düzenlendiği, davalı idare tarafından bu ödeme emirlerinin tebliğine ilişkin olarak herhangi bir bilgi- belge sunulamadığı, davacının ortağı olduğu şirketin 2015 yılında ticaret sicilinden silinmesinden sonra adına, 2016 yılında ödeme emri düzenlendiği görüldüğünden, usulüne uygun düzenlenmeyen ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinden de bahsedilemeyeceğinden (kaldı ki idare tarafından şirket tüzel kişiliği sona erdikten sonra düzenlenen ödeme emirlerinin tebliğine dair de bilgi ve belge sunulmadığı) vergi borcunun asıl borçlu şirket açısından kesinleştiğinden söz edilemeyeceğinden, davacı adına düzenlenen 2018/5 sayılı ödeme emrinde de hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; dava konusu 2018/5 sayılı ödeme emri içeriği borçlar için asıl borçlu şirketin tüzel kişiliğinin silindiği 24/02/2015 tarihinden sonra şirket adına … ve … sayılı ödeme emirlerinin düzenlendiği, söz konusu alacakları içeren ihbarnamelerin ise ilan yoluyla tebliğ edildiğinin görüldüğü, Vergi Mahkemesince iki defa ara karar ile istenilmesine rağmen idarece, ihbarnamelerin ilanen tebliğinden önce posta yoluyla tebligata çıkartıldığına dair herhangi bir belge dosyaya sunulmadığından, ilanen tebliğin usulsüz olduğu ve 2009 yılına ait olan alacaklar için tarh zaman aşımını durduran herhangi bir sebebin de olmadığı dikkate alındığında, beş yıllık tarh zamanaşımı süresinin, 31/12/2015 tarihinde dolduğu, böylece alacakların tarh zaman aşımına uğradığı görüldüğünden, zaman aşımına uğramış bir borcun davacından tahsili için düzenlenen söz konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu 2018/4 sayılı ödeme emri içeriği borçların şirket adına 2007 yılı için re’sen yapılan tarhiyatlara dayandığı, söz konusu tarhiyatların da dava konusu olduğu ve davaların reddedilmesi sonrasında vadelerin belirlenmesi için iki nolu ihbarnamelerin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerekmekteyken, söz konusu iki nolu ihbarnamelerin şirketin kanuni temsilcisinin ikamet adresinin olduğu “…Köyü, …/Erzincan” adresinde köy muhtarına teslim edilerek tebligatın tamamlandığı görülmekle birlikte, iki nolu ihbarnamelerin kanuni temsilcinin ikamet adresine tebligata çıkartılmadan önce şirket adresine tebligata çıkartıldığına dair herhangi bir belge idarece dosyaya sunulmadığı gibi iki nolu ihbarnamelerin Erzincan ilinde köy muhtarına tebliğ edildiği 31/10/2013 tarihinde, davacının ikamet adresinin (22/10/2013 tarihinden itibaren) İstanbul olduğu, tebligatın hatalı adrese yapıldığı ve dolayısıyla 2018/4 sayılı ödeme emri içeriği borçlar yönünden de alacağın usulüne uygun kesinleştirilmediği görüldüğünden, usulüne uygun olarak kesinleştirilmeyen amme alacaklarının davacıdan tahsili için düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı adına düzenlenen ödeme emirleri içeriğinde yer alan borçlar nedeniyle asıl borçlu şirket adına düzenlenen ihbarnamelerin tebliği usulüne uygun olarak yapıldığından, kesinleşen borçlar nedeniyle davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı ve kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 30/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.