Danıştay Kararı 4. Daire 2020/341 E. 2023/2429 K. 03.05.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/341 E.  ,  2023/2429 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/341
Karar No : 2023/2429

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, Tasfiye Halinde … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin 2005 ve 2006 yıllarına ilişkin muhtelif vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun olarak tebliğ edilerek takibin kesinleştirilip kesinleştirilmediği hususunun açıklığa kavuşturulması için Mahkemelerince verilen 05/12/2018 tarihli ara kararla, dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan ve asıl borçlu şirket adına düzenlenerek tebliğ edilen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin asıl borçlu şirkete 13/05/2014 tarihinde posta yolu ile tebliğ edildiğini gösteren tebliğ mazbatasının ve ödeme emrinin bir örneğinin istenildiği, idarece gönderilen 27/12/2018 tarihli cevap yazısı ve ekli belgelerde, şirket hakkında düzenlenen ödeme emrinin posta yolu ile 13/05/2014 tarihinde asıl amme borçlusu şirketin kanuni temsilcisinin ikametgah adresi olan “…” adresinde şirket müdürü …’a tebliğ edildiği, dosyaya ibraz edilen bilgi ve belgelerde asıl amme borçlusu şirket adına düzenlenen ödeme emrinin dayanağı olan vergi/ceza ihbarnamelerinin de şirketin adresinde tebliğ edilemediğinden bahisle ilanen tebliğ edildiği görülmekle birlikte, ilanen tebliğin dayanağı olan tebliğ mazbatalarının şirket adresinden başka bir adreste yapılamayan tebligat nedeniyle tutanağa bağlandığı, bu hali ile şirketin kanuni temsilcisinin adresinde şirket borçlarının şirket müdürüne tebliğ edilmesi ve ödeme emrinin dayanağı olan ihbarnamelerin tebliğ edilemediğini gösteren tebliğ mazbataları ve adres tespit tutanaklarında yer alan adresin de yine şirketin adresi olmaması karşısında; şirket adına usulüne uygun olarak takibin kesinleştirilmediği anlaşıldığından davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrinin şirket kanuni temsilcisinin ikametgah adresinde bizzat kanuni temsilciye tebliğ edilmesinin yapılan tebligatı usulsüz hale getirmeyeceği, şirket tarafından bu ödeme emrine karşı dava açılmadığı ihtilafsız olduğundan usulüne uygun bir şekilde kesinleşen borçların takibi için davacı adına düzenlenen ödeme emrinin hukuka uygun olduğu ve kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikaların ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği, ilgilinin kabul etmesi şartıyla tebliğin daire veya komisyonda yapılmasının caiz olduğu, 94. maddesinde, tebliğin, mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılacağı, tebliğin, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müsdahdemlerinden birine yapılacağı ve muhatap yerine bu şekilde kendisine tebligat yapılacak kimsenin görüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerektiği, 100. maddesinde ise, bilinen adrese gönderilen mektupların posta idaresince muhatabına teslim edildiği tarihte tebliğ edilmiş sayılacağı düzenlemelerine yer verilmiştir. Aynı Kanunun bilinen adresleri düzenleyen 101. maddesinin uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan halinde ise; 1. Mükellef tarafından işe başlamada bildirilen adresler, 2. Adres değişikliğinde bildirilen adresler, 3. İşi bırakmada bildirilen adresler, 4. Vergi beyannamelerinde bildirilen adresler, 5. Yoklama fişinde tespit edilen adresler, 6. Vergi mahkemesinde dava açma dilekçelerinde ve cevaplarında gösterilen adresler, 7. Yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen adresler (İlgilinin tutanakta imzası bulunmak şartıyla), 8. Bina ve arazi vergilerinde komisyonlarca tahrir varakalarında tespit edilen adresleri, bilinen adresler olarak sayılmış olup, mektupların gönderilmesinde bu adreslerden tarih itibariyle tebligat yapacak makama en son olarak bildirilmiş veya bu makamca tespit edilmiş olanın nazara alınacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; asıl borçlu şirketin 2015 yılında ticaret sicilinden silinmeden önceki son ticaret sicil gazetesi ilanları (15/08/2006 ve 23/02/2006 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ilanları) incelendiğinde, şirketin bilinen son adresinin “…” olduğu, şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda, söz konusu adreste 13/02/2007 tarihinde yapılan yoklamada mükellef kurumun bu adresi 30/10/2006 tarihinde terk ettiğinin tespit edildiğine yer verildiği, ancak yoklama fişine dosyada rastlanılmadığı, dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan ve asıl borçlu şirket adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin ise şirket müdürü …’ın ikametgah adresinde 13/05/2014 tarihinde bizzat kendisine tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Vergi Mahkemesince her ne kadar şirket borçlarının şirketin kanuni temsilcisinin adresinde şirket müdürüne tebliğ edilmesi ve ödeme emrinin dayanağı olan ihbarnamelerin tebliğ edilemediğini gösteren tebliğ mazbataları ve adres tespit tutanaklarında yer alan adresinde yine şirketin adresi olmadığından şirket adına usulüne uygun olarak takibin kesinleştirilmediği gerekçesiyle karar verilmiş olsa da, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri dikkate alındığında, vergi tekniği raporunda yer verildiği üzere asıl borçlu şirketin bilinen son adresini terk ettiği hususunun 13/02/2007 tarihinde yapılan yoklama ile usulüne uygun bir şekilde tespit edilmiş olması halinde şirket kanuni temsilcisinin ikametgah adresinde 13/05/2014 tarihinde bizzat kanuni temsilciye yapılan tebliğ hukuka uygun olacağından bu husus araştırılarak yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 03/05/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.