Danıştay Kararı 4. Daire 2020/2964 E. 2023/547 K. 06.02.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/2964 E.  ,  2023/547 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/2964
Karar No : 2023/547

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av….

KARŞI TARAF (DAVACI) : … İmalat ve Dekoratif Panel
Sanayi Dış Ticaret Anonim Şirketi
(Eski Unvanı: … Profil İmalat ve Dekoratif Panel
Sanayi Dış Ticaret Limited Şirketi)

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E…., K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; olayda, 213 sayılı Kanun’un 01/01/2018 tarihinden itibaren yapılacak tebligatlarda uyulması gereken usulü düzenleyen 102/5. maddesi uyarınca ödeme emri içeriği amme alacaklarına ait ihbarnamelerin tebliği için kanuni temsilcinin adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine tebligata çıkılmasında yasaya aykırılık bulunmasa da, Mahkemelerinin 07/05/2019 ve 12/06/2019 tarihli ara kararlarına istinaden davalı idare tarafından gönderilen belgeler incelendiğinde, kanuni temsilciye gönderilen tebliğ zarfının sağ üst kısmına “24/01/2018 tarihinde adresten ayırıldığı” şerhiyle iade edilmesi sebebiyle tekrar tebligata çıkıldığı ve ikinci defa çıkılan bu tebliğ için düzenlenen zarfta, Kanunun aradığı şekil şartlarından olan ikinci defa çıkarılan tebliğ evrakının “aynı sebeplerle” tebliğ edilemediğine dair bir şerh bulunmadığı gibi tebligat pusulasının muhatap nüshasının kapıya yapıştırıldığına dair bir ibareye de yer verilmediği; bu durumda, davacı şirket adına düzenlenen ihbarnamelerin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği anlaşıldığından, dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ve Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 06/02/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacı şirket adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın kabulü yönünde verilen Mahkeme kararına ilişkin istinaf başvurusunun reddine dair Vergi Dava Dairesi kararı davalı idarece temyiz edilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 100. maddesinde, bilinen adrese gönderilen mektupların posta idaresince muhatabına teslim edildiği tarihte tebliğ edilmiş sayılacağı düzenlenmiş; 101. maddesinde, bu Kanuna göre bilinen adreslerin nereler olduğu belirtilmiş; 102. maddesinin 5. fıkrasında da, bu Kanunun 101. maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde sayılan adrese( yani 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine) tebliğe çıkılan hallerde, tebliğ yapılacak kişinin adresinde bulunamaması durumunda, bu durumun posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakının gönderildiği idareye iade edileceği, bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğe çıkarılacağı, ikinci defa çıkarılan tebliğ evrakının da aynı sebeplerle tebliğ edilememesi halinde, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren bir pusulanın kapıya yapıştırılacağı, bu durumun, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakının, gönderildiği idareye iade edileceği, tebliğ evrakının pusulanın yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde muhatabı tarafından alınması hâlinde alındığı günde, bu süre içerisinde alınmaması hâlinde ise on beşinci günde tebliğ yapılmış sayılacağı kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket adına düzenlenen ihbarnamelerin, tebliğ edilmek üzere 11/08/2018 tarihinde şirketin iş yeri adresine gönderildiği ancak şirket adresten taşındığı için tebliğ edilemediği, bunun üzerine ihbarnamelerin 14/08/2018 tarihinde şirketin kanuni temsilcisi …’ın MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, bu adreste de tebligat yapılamadığı için tebliğ alındısı üzerine adresten ayrılmıştır şerhi düşüldüğü, 28/08/2018 tarihinde ihbarnamelerin tebliğ edilmek üzere aynı adrese ikinci defa gönderildiği, adrese gidildiğinde kanuni temsilciye yine ulaşılamadığı ve ilgili evrakın idareden alınması için aynı tarihli tebligat pusulasının kapıya yapıştırıldığı, tebligat pusulasının yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içinde idareye tebliğ evrakının alınması için herhangi bir başvuru yapılmaması nedeniyle takip eden on beşinci gün tebliğ tarihi olarak kabul edilip, ilgili vergilerin vadesinde ödenmemesi ve vergilere dava açılmaması üzerine kesinleşen vergi borçlarının tahsili amacıyla dava konusu ödeme emrinin tanzim ve tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacı şirket adına düzenlenen ihnarnamelerin, yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine uygun olarak tebliğ edildiği anlaşıldığından, usulüne uygun olarak kesinleşen amme alacaklarının tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı; davalı idarenin temyiz talebinin kabulü ve Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.