Danıştay Kararı 4. Daire 2020/2371 E. 2023/990 K. 27.02.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/2371 E.  ,  2023/990 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/2371
Karar No : 2023/990

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, … Metal Demir Çelik İnş. ve İnş. Malz. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şirketi’nin sahte belge düzenleme fiiline iştirak ettiğinden bahisle 2016 yılı ve 2016/10-12. dönemi için kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; anılan şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunun incelenmesinden, olayda davacının, söz konusu şirketin sahte belge düzenleme fiiline hangi fiilleri ile iştirak ettiğine ilişkin olarak yapılmış somut herhangi bir tespit bulunmadığı ve vergi ziyaı cezalarının dayanaklarının şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya konulamadığı anlaşıldığından, kesilen vergi ziyaı cezalarında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; dava konusu olayda, “Ankara-İstanbul-Hatay İlleri Yoğunlukta Bulunan ve Ağırlık Hurda Sektörünü İçeren 64 Mükellefli 2016 yılı Sahte Fatura Düzenleme Organizasyonu Tespiti” konulu … tarihli, … sayılı Rapor’da; bazı mükelleflerin sahte belge düzenleme organizasyonu oluşturdukları, bu mükelleflerin bir kaç mali müşavir etrafında toplandıkları, organizasyon içerisindeki yükümlülerin 2016 yılında toplam alış ve satışlarının tamamına yakınının organizasyon dahilinde görülen yükümlülerden yapıldığı, bunun da yaklaşık % 261 kar marjına denk geldiği, metal sektöründe böyle bir kar marjının gerçekçi olmadığı, oluşturulan tabloda yer alan yükümlülerin ilgili dönemde organize bir şekilde sahte fatura düzenleme/kullanma yönünde kuvvetli emarelerin bulunduğu hususlarına yer verildiği ve bu mükellefler yönünden ayrı ayrı vergi tekniği raporlarının düzenlenmesinin önerildiği; “2017 yılı Hurda Sektörü 104 Mükellef 12 Müşavirden Oluşan SBD organizasyonu İnceleme Önerisi” konulu … tarihli, … sayılı Görüş ve Öneri Raporu’nda ise, 104 mükellefin 2016 yılında sahte belge düzenleme organizasyonu içerisinde yer aldığı sonucuna ulaşıldığı, bu mükelleflerden bir kısmının aktif bir birliktelik içerisinde bu organizasyonu yürüttüğü, 2017 yılında, fatura akışları, Ba-Bs formlarındaki alış ve satışları analiz edildiğinde 104 mükellefin organizasyon kapsamında sahte fatura düzenleme eylemini gerçekleştirdikleri, bir kısmının doğrudan, bir kısmının ise bu organizasyona sahte fatura temin etmek suretiyle katkıda bulundukları, gruptaki mükelleflerin belli mali müşavirlerle çalıştıkları, grup içi kişi ve firmaların alış ve satışlarının değerlendirilmesinden, alış ve satışların ilgili yılda da çoğunluğunun grup içinden yapıldığı, organizasyon içerisindeki mükelleflere tek bir mükellef olarak bakıldığında, 688.504.673 TL’lik fatura girişine karşılık 3.291.445.690 TL’lik satış yapıldığı, bunun da yaklaşık % 380 gibi bir kar marjına denk geldiği, böyle bir kar marjının metal sektöründe gerçekçi olmadığı, grup içerisindeki kişi ve firmaların, birbirlerini besledikleri ve neredeyse tamamının bir kaç muhasebeci etrafında toplandığı, bilançoları, mali tabloları, çalışanları gibi unsurlar dikkate alındığında, bu firmaların sahte belge düzenleme organizasyonu kapsamında işlem tesis ettikleri hususlarına yer verildiği, dava dosyasında yer alan bu tespitlerin dairelerinde bulunan aynı maddi olaydan kaynaklanan diğer dosyalardaki tespitler ile birlikte incelenmesinden, maddi olayda, muhtelif kişi ve firmalar tarafından sahte fatura düzenleme eyleminin gerçekleştirilmesi amacıyla bir organizasyon oluşturulduğu sonucuna ulaşıldığı, davacının sahte belge düzenleme fiiline iştirak ettiği ileri sürülen … Metal firması hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda; özetle, davacının ifadesinde, sahte fatura organizasyonunda kimlerin bulunduğu, hangi mükellefle ilgili olarak kurulan organizasyon içinde kimlerin yer aldığı, ne kadar şahış ve şirket adına mükellefiyet kurulacağı, mükeleflere ait işyerlerinin …’un tanıdıkları olduğunu belirttiği vergi dairelerinin yetki alanları içerisinde bulunan bögelerden seçilerek kiralandığı, organizasyon alt yapısının nasıl oluşturulduğu, bu amaçla hangi adreste bir araya geldikleri konusunda ayrıntılı bilgiler verdiği, …’un ifadesinde, söz konusu şirketin muhasebe işlerini yapmasını … ve …’ın teklif ettiği, beyanname bilgilerini e-mail yoluyla …’ın gönderdiği, şirketin … ve … öncülüğünde … ve … aracılığıyla kurulduğunu beyan ettiği, sözleşmeyi şirket müdürü … ile birlikte yaptığını, …’ı … ve …’ün getirdiğini beyan ettiği hususları dikkate alındığında, davacının vergi idaresi tarafından somut verilerle ortaya konulan sahte belge düzenleme organizasyonu içerisinde, diğer yükümlüler tarafından gerçekleştirilen sahte belge düzenleme eylemine katkıda bulunmak suretiyle yer aldığı, bu mükellefler arasında … Metal Demir Çelik İnş. ve İnş. Malz. Nak. San. ve Ticaret Limited Şirketi’nin de olduğu sonucuna varıldığından, davacı hakkında kesilen bir kat vergi ziyaı cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davalı idarenin istinaf isteminin kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, sahte belge düzenleme eylemine iştirak ettiğine dair somut ve yeterli tespit bulunmadığı belirtilerek, usul ve hukuka aykırı olan Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 27/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.