Danıştay Kararı 4. Daire 2020/2276 E. 2022/8617 K. 20.12.2022 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/2276 E.  ,  2022/8617 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/2276
Karar No : 2022/8617

TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2017 yılı defter ve belgeleri incelemeye ibraz etmediğinden bahisle vergi inceleme raporuna istinaden tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle resen tarh edilen 2017/1 ve 2. dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda, defter ve belge isteme yazısının 11/01/2018 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği, söz konusu yazının tebliği üzerine davacı şirket tarafından defter-belge ibrazı için üç aylık ek süre talep edildiği, davacı şirkete ek süre verildiği ve bu sürenin başlangıç ve bitiş tarihlerini gösteren herhangi bir bildirimde bulunulmadığı anlaşıldığından, 213 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca ek sürenin, davacıya defter belge ibraz edilmesi için verilen 15 günlük kanuni sürenin dolduğu 26/01/2018 tarihinden itibaren başlayacağı, bu sürenin dolması beklenmeden vergi inceleme raporlarının düzenlenmeye başlandığı ve talep edilen ek süre dolmadan 13/04/2018 tarihinde raporun tamamlandığı anlaşıldığından, 15 günlük kanuni süre içerisinde defter belge ibraz edilmediğinden bahisle davacı adına inceleme raporu düzenlenerek resen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, kararın hukuka aykırı olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Re’sen Vergi Tarhı” başlıklı 30. maddesinde, re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış, maddenin 3. bendinde, bu Kanuna göre tutulması zorunlu olan defterlerin hepsi veya bir kısmının tutulmaması veya tasdik ettirilmemesi veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemesi, 6. bendinde de, tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunmasının re’sen tarh nedeni olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket adına düzenlen defter ve belge isteme yazısının davacı şirkete tebliği üzerine davacı tarafından “iş yoğunluğu” sebebiyle üç ay ek süre talep edildiği, talep üzerine davacıya defter belge ibraz edilmesi için zımnen verilen sürenin defter ve belge isteme yazısının tebliğ tarihinden itibaren başlatılarak 3 ayı izleyen süre sonunda vergi inceleme raporun düzenlenerek dava konusu tarhiyatların gerçekleştirildiği, her ne kadar mahkeme kararında 213 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca ek sürenin, davacıya defter belge ibraz edilmesi için verilen sürenin dolduğu tarihten itibaren başlaması gerektiği, bu süre dolmadan vergi inceleme raporunun düzenlendiğinden defter belge ibraz edilmediğinden bahisle davacı adına inceleme raporu düzenlenerek tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılsa da kararın gerekçesinde belirtilen 213 sayılı Kanun’un 18. maddesinde, vergi kanunlarında yazılı sürelerin hesaplanmasına ilişkin hükümlere yer verildiği 213 sayılı Kanunu’nun 139. maddesinde defter ve belgelerin incelemeye haklı bir mazeret nedeniyle ibraz edilemediği ispat olunursa özel bir mühlet verme esası kabul edilerek mükellefe ibraz ödevini yerine getirmesi için münasip bir mühlet verilebileceği, anılan Kanun’un 14. maddesine göre vergi muamelelerinde sürelerin vergi kanunları ile belli edilebileceği ve Kanun’da açıkça yazılı olmayan hallerde 15 günden aşağı olmamak şartıyla bu süreyi, tebliği yapacak olan idare belirleyeceği ve ilgiliye tebliğ edeceği, defter ve belgelerin daireye ibrazı için verilecek sürenin 14. maddede belirtilen süreden daha az olmayacağı belirtildiğinden, defter ve belge isteme yazısının tebliğ tarihinden itibaren talep edilen ek süre sonunda düzenlendiği görülen vergi inceleme raporunda düzenlenme tarihi itibariyle hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 08/02/2019 tarih ve E:2013/3, K:2019/1 sayılı kararıyla; davacılar tarafından, mücbir sebep olmaksızın inceleme elemanına ibraz edilmeyen yasal defterler ve belgelerin mahkemeye sunulabileceğinin ileri sürülmesi halinde, bu defter ve belgeler davacıdan istenilip, defterlerdeki kayıtlar incelenip, bu kayıt ve belgeler hakkında davanın diğer tarafı olan vergi dairesinin görüşü ve saptamaları da alınarak yapılacak hukuki değerlendirmeye göre karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, oluşan içtihat aykırılığının bu doğrultuda birleştirilmesine karar verilmiştir.
Bu durumda, davacının ilk derece Mahkemesince yapılan yargılama aşamasında ibraz edebileceğini belirttiği defter ve belgeler istenilerek, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun anılan kararında belirtilen inceleme yapılarak karar verilmesi gerektiğinden Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 20/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.