Danıştay Kararı 4. Daire 2020/2081 E. 2023/302 K. 19.01.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/2081 E.  ,  2023/302 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/2081
Karar No : 2023/302

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Döviz Ticaret Yetkili Müessese Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121. maddesinde yer alan vergiye uyumlu mükelleflere tanınan indirimden yararlandırılması gerekirken yararlandırılmadığından bahisle 2018 yılına ilişkin ihtirazi kayıtla verilen beyanname ile tahakkuk eden 827.542,45 TL kurumlar vergisinin iptali ve iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …Vergi Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121. maddesinin ilk fıkrasında, vergiye uyumlu mükelleflere gelir ve kurumlar vergisi indirimi tanınırken bu indirimden yararlanamayacak kurumlar vergisi mükelleflerinin parantez içinde sınırlı olarak sayıldığı ve bunlar arasında yetkili müesseselere yer verilmediği hususu da dikkate alınarak, Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121. maddesi ile vergiye uyumlu mükelleflere tanınan vergi indirimi uygulamasından davacının da yararlandırılması gerektiği sonucuna ulaşılmış, davacı şirketin ihtirazi kaydı dikkate alınmaksızın tahakkuk ettirilen dava konusu kurumlar vergisinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf istemine konu kararın, vergiye uyumlu mükellef indiriminden yararlandırılmaması sebebiyle davacı adına fazladan tahakkuk eden kurumlar vergisinin kaldırılmasına ilişkin kısmında usul ve hukuka uygun olduğu ve istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürülen iddiaların da kararın bu kısmının kaldırılmasını gerektiren nitelikte bulunmadığı, davacının indirim hakkı bulunsa da indirimin uygulanmasıyla ortaya çıkan, fazladan ödendiği belirtilen tutarın, beyannameye göre, hesaplanan kurumlar vergisinden diğer vergilerin mahsubu sonucu ödenmesi gereken kurumlar vergisi 0,00 TL olduğu için ancak mahsubu söz konusu olabileceği; bu durumda, Vergi Mahkemesince, fazladan tahakkuk eden kurumlar vergisinin davacıya iadesine karar verilmesi yönündeki istemin reddine karar verilmesi gerektiğinden, bu istemin kabulüne ilişkin karar kısmında isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine, kararın iadeye ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Finans ve bankacılık sektöründe faaliyet gösterenlerin vergi indiriminden faydalanamayacağı, davacının da bu mükelleflerden olduğu, davacının iştigal ettiği döviz alım satımı işinin Bankacılık Kanunu kapsamında yer alan faaliyet konularından olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi …Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 19/01/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
08/03/2017 tarih ve 30001 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6824 sayılı Kanun’un 4. maddesiyle 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mülga mükerrer 121. maddesi başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmiş olup “Vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi” başlıklı mükerrer 121. maddenin ilk fıkrasında, ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile kurumlar vergisi mükelleflerinden (finans ve bankacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri ile emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları hariç olmak üzere), bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartları taşıyanların yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5’inin, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirileceği, şu kadar ki hesaplanan indirim tutarının, her hal ve takdirde 1 milyon Türk lirasından fazla olamayacağı; indirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda kalan tutarın, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebileceği, bu süre içinde mahsup edilemeyen tutarların ret ve iade edilmeyeceği, gelir vergisi mükelleflerinin yararlanacağı indirim tutarının, ticari, zirai veya mesleki faaliyet nedeniyle beyan edilen kazançların toplam gelir vergisi matrahı içerisindeki oranı dikkate alınmak suretiyle hesaplanan gelir vergisi esas alınarak tespit edileceği kurala bağlanmıştır.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 3. maddesinde, finansal kuruluşun, kredi kuruluşları dışında kalan ve sigortacılık, bireysel emeklilik veya sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunmak veya bu Kanun’da yer alan faaliyet konularından en az birini yürütmek üzere kurulan kuruluşlar ile kalkınma ve yatırım bankaları ve finansal holding şirketlerini ifade ettiği düzenlenmiş; aynı Kanun’un “Faaliyet Konuları” başlıklı 4. maddesinin (h) bendinde de, efektif dahil kambiyo işlemleri; para piyasası araçlarının alım ve satımı; kıymetli maden ve taşların alımı, satımı veya bunların emanete alınması işlemleri bankaların faaliyet konuları arasında sayılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminal Binasında döviz alım-satımı işiyle uğraştığı ve “Yetkili Müessese” niteliğinde olduğu, 2018 yılı kurumlar vergisi beyannamesini bağlı bulunduğu Bakırköy Vergi Dairesi Müdürlüğüne, 6824 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121. maddesi ile bu Kanun’da yer alan vergi indirimi uygulamasına ilişkin usul ve esaslar hakkında açıklamaların yapıldığı 301 Seri no’lu Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliği’nde finans ve bankacılık sektöründe faaliyet gösteren kurumların tanımı yapılmadığı ve şirketlerinin bu kapsamda değerlendirilip değerlendirilemeyeceği konusunda vergi mevzuatında netlik olmadığından bahisle vergiye uyumlu mükelleflere tanınan %5 vergi indiriminden yararlanarak kurumlar vergisi ödemek istediklerini belirten ihtirazi kayıtla verdiği, söz konusu beyannamede indirimli orana isabet eden kurumlar vergisi tahakkukunun iptali ile fazladan ödenen 827.542,45 TL’lik kurumlar vergisinin iadesi istemiyle bakılmakta olan iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu olayın ve yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121.madde hükmü uyarınca vergiye uyumlu mükellef indiriminden finans ve bankacılık sektöründe faaliyet gösterenlerin yararlanamayacağı düzenlenmiş, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’na göre ise bu Kanun kapsamında faaliyet yürütenlerin finansal kuruluş sayılacağı, Kanun kapsamındaki faaliyetler arasında ise para piyasası araçlarının alımı ve satımı sayılmıştır. Buna göre “yetkili müessese” niteliğindeki döviz bürolarının da Bankacılık Kanunu hükümlerinin yorumlanmasından finans sektöründe faaliyet gösteren kuruluşlardan sayılması gerektiği, bu nedenle davacı şirketin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121.maddesinde yer alan vergiye uyumlu mükellef indiriminden yararlanamayacağı görüşüyle, aksi yönde verilen temyiz konusu kararı onayan Dairemiz kararına katılmıyoruz.