Danıştay Kararı 4. Daire 2020/2020 E. 2023/1129 K. 02.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/2020 E.  ,  2023/1129 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/2020
Karar No : 2023/1129

TEMYİZ EDEN TARAFLAR:
1- … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. …

2- … Elektronik Ve Elektrik Sanayi Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem :Davacı şirket adına, sahte fatura kullandığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden re’sen tarh edilen 2016/8 ila 11 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile 213 sayılı Kanun’un 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının ilgili dönemlerde fatura aldığı Ziyapaşa Vergi Dairesi mükellefi … Lokomotif Matbaacılık Otomotiv A.Ş. hakkındaki vergi tekniği raporunda yer alan tespitlere göre, düzenlenen faturaların sahte olduğu anlaşıldığından dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı, dava konusu özel usulsüzlük cezasına gelince; özel usulsüzlük cezası kesilmesini öngören ve cezanın kesilmesine dair koşulları düzenleyen maddede belirtilen unsurların uyuşmazlık konusu olayda bir arada gerçekleştiği ortaya konulamadığından, idari cezalar için de geçerli olan “cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan failin cezalandırılamayacağı” yolundaki genel ceza hukuku ilkesinin varsayım ya da kıyas yoluyla ceza tayinine olanak tanımaması nedeniyle davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasında ise hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI: Davacı tarafından, mükellefiyete ilişkin yükümlülüklerin şirketin kurulduğu 1998 yılından itibaren düzenli olarak yerine getirildiği, sadece mal alımı yapılan bir firma hakkında olumsuz rapor düzenlenmesi üzerine alışların reddedilmesinin adalet anlayışıyla bağdaşmayacağı, şirketin faaliyetine devam ettiği, mal alınan dönemde ilgili firma hakkında olumsuz bir tespit veya yoklamanın bulunmadığı, diğer bir ifadeyle ticari ilişkinin olduğu dönemlerde fatura alınan mükellefin faaliyetinin bulunmadığına yönelik bir tespit yapılmadığı, raporda yer alan karşıt incelemeler irdelendiğinde, ilgili firmaların tamamının mal ve hizmet alındığını, ödemelerin banka kanalıyla yapıldığını beyan ettiği, olumsuz bir karşıt tespit bulunmadığı, yalnızca faturaları düzenleyen mükellef ile ilgili tespitlerden hareketle ilgili faturaların sahte olduğunun iddia edildiği, ancak söz konusu fatura muhteviyatı hizmetlerin gerçekten alınıp alınmadığı, alınmış ise kimlerden alındığına (gerçek satıcılara) ilişkin hukuken geçerli somut bir tespit yapılmaksızın fatura tutarları üzerinden yorum ve varsayıma dayalı olarak dava konusu cezanın kesildiği, Danıştay kararları dikkate alındığında yorum ve varsayıma dayalı tarhiyat yapılamayacağının açık olduğu, fatura alınan mükellefin sigortalı işçi çalıştırdığı, şirketin vergi dairesi ve sigorta müdürlüğüne borcunun bulunmadığı, basiretli bir tacir olarak faaliyete devam edildiği belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının aleyhe olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI: Davalı idare tarafından, dava konusu tarhiyata mesnet olan sahte faturalarla belgelendirilen mal ve hizmet alımlarına ilişkin olarak kanunen kabul edilebilir belge alınmadığından, yani faturalarda gerçek meblağlardan farklı meblağlara yer verildiğinden, özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmekte olup, cezanın kesilebilmesi için belgenin alınmadığı ve verilmediğinin her iki taraf nezdinde somut olarak tespiti gerektiği yönünde kanuni bir şart bulunmadığı, fatura alınan mükellef hakkındaki vergi tekniği raporunda yer alan tespitlere göre, düzenlenen faturaların sahte olduğunun somut tespitlerle ortaya konulduğu, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının aleyhe olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

DAVALININ SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4.Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 02/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.