Danıştay Kararı 4. Daire 2020/1882 E. 2023/1356 K. 13.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/1882 E.  ,  2023/1356 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/1882
Karar No : 2023/1356

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
2- … Medikal Sanayi Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, sahte fatura kullanıldığından bahisle hakkında düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden 2013/6,7,11, 2014/1,2,3,5,6,9 dönemlerine ilişkin tek kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile 2013/11 dönemine ilişkin 213 sayılı VUK 353/1 ve mükerrer 355/1-1 maddeleri gereği kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacıya fatura düzenleyen Bakırköy Vergi Dairesi mükellefi … Sağlık Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’ndaki tespitleri ile dosyadaki veriler incelendiğinde; düzenlediği faturaların sahte olduğu sonucuna ulaşıldığından, davacının bu mükelleften aldığı faturalara ilişkin katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle yapılan cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarında hukuka aykırılık bulunmadığı; dava konusu vergi ziyaı cezasında uygulanan tekerrürün dayanağı olarak gösterilen … dönemine ilişkin … sayılı vergi-ceza ihbarnamesi, 24/02/2014 tarihinde tebliğ edilmek suretiyle 2014 yılında kesinleşmiş olup, yukarıda metnine yer verilen yasal düzenleme ve açıklamalar uyarınca tekerrür için 2014 yılından önce işlenmiş ve kesinleşmiş bir fiilin mevcut olması gerektiğinden, dava konusu 2014/3,5,6,9 dönemlerine ilişkin tarhiyatlar üzerinden kesilen vergi ziyaı cezalarının tekerrür nedeniyle artırılmasında hukuka uyarlık görülmediği; 213 sayılı Kanun’un 353/1 maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası bakımından yasal unsurların bir arada gerçekleşmediği; 213 sayılı Kanun’un mükerrer 355/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmı bakımından; davacının 2013 yılında sahte belge düzenlemekten hakkında vergi tekniği raporu bulunan mükelleften yaptığı alımların gerçek bir alıma ilişkin olmadığı, dolayısıyla sahte fatura kullandığı gerekçesiyle cezalı tarhiyatlar yönünden Mahkemece davanın reddine karar verildiği hususu dikkate alındığında, davacı şirket adına, gerçek bir alıma ilişkin olmayan ödemelerle ilgili tevsik zorunluluğuna aykırı davranıldığından bahisle kesilen cezada hukuka uyarlık görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, işlemlerin gerçek bir ticari faaliyete dayandığı, ödemelerin çek ile yapıldığı, tediye makbuzları ile banka ödeme dekontlarının dosyaya sunulduğu, uyuşmazlığa konu bir kısım malın alt firma tarafından … Medikal San. Ve Tic. A.Ş. ‘den alındığının anlaşıldığı, … Medikal San. Ve Tic. A.Ş. İçin hiçbir cezai işlem yapılmazken kendilerine yapılmasının hukuka aykırı olduğu, alt firmanın bir kısım vergisel yükümlülüğünü yerine getirmemiş olmasının düzenlediği tüm faturaların sahte olduğu sonucunu doğurmayacağı, yetersiz ve eksik inceleme yapıldığı, kararın aleyhe kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan iş ve işlemlerin hukuka uygun olduğu, kararın aleyhe kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 13/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
213 sayılı Kanun’un mükerrer 355. maddesinin 4. fıkrasında, tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayan mükelleflere, her bir işlem için bu maddeye göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutarın % 5’i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesileceği kuralı bağlanmıştır.
Öte yandan tevsik zorunluluğunun amacı 310 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde “……. Ticari işlemler ve finansal hareketlerin taraflarının izlenmesi ve vergiyi doğuran olayların mali kurumların kayıt ve belgeleri yardımıyla tespit edilmesi …….” olarak açıklanmış ve Mali İdare’de belli tutar üzerindeki tahsilat ve ödemeleri kontrol altında tutarak, ticari işlemler ve finansal hareketlere taraf olanları izleyerek, vergilendirmeyi ilgilendiren mali olayları, kurumların kayıt ve belgeleri yardımıyla tespite çalışmaktadır. Böylece kayıt dışı işlemlerin kayıt altına alınması, para hareketlerinin kontrolü ile denetlenebilir kılınmıştır.
Uyuşmazlıkta, ihtilaflı dönemde yapılan bir kısım alışlar sahte belgeye dayandırılsa da, sahte olduğu belirtilen faturalar içeriği emtiaların gerçekte alındığı ancak ödemelerin banka ve finans kurumları aracılığıyla gerçekleştirildiğine ilişkin davacı mükellefçe somut bilgi ve belgenin sunulmadığı anlaşılmakla kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından, Vergi Dava Dairesi kararının mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası yönünden davanın kabulüne ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği görüşüyle, Daire kararına kısmen katılmıyorum.