Danıştay Kararı 4. Daire 2020/1849 E. 2020/3170 K. 22.09.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/1849 E.  ,  2020/3170 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/1849
Karar No : 2020/3170

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, takdir komisyonu kararına istinaden re’sen tarh edilen 2009/10 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesince verilen kararda; takdir komisyonu kararına dayanak olabilecek nitelikte yapılan bir araştırma ve tespitin olmadığı, belirlenen matrahın hangi veriler esas alınarak yapıldığının anlaşılmadığı, takdir komisyonunun yasal inceleme ve araştırma yetkisini kullanmadığı, bir takım genel nitelikte soyut ve matbu ifadelerden hareket ederek matrah takdir edildiği, … tarih ve … sayılı tutanakta da matraha esas olabilecek verilerin yer almadığı, diğer taraftan katma değer vergisi matrahın dayanağı olan 2009 yılı vergi ziyaı cezalı gelir vergisi tarhiyatının da … Vergi Mahkemesi … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla iptal edildiğinden takdir komisyonu kararına dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabet görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:Mükellefin tarh dosyasının ve bilgisayar kayıtlarının incelenmesi neticesinde elde etmiş olduğu hasılatın bulunmasına rağmen ilgili dönem katma değer vergisi beyannamesinin matrahsız olarak verdiğinin tespit edilmesi üzerine, beyan dışı bırakılan katma değer vergisi matrahının takdiri için komisyona sevk edildiği, belirlenen matrah üzerinden yapılan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatında hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ: VUK 30/2. bendi uyarınca takdir komisyonuna sevk edilen mükellefe 15 günden az olmamak üzere bir süre verilmesinin yasa gereği olduğu, bu yasal şarta uyulmadan genel ifadelerle matrah takdiri yapıldığı anlaşıldığından, Mahkeme kararının belirtilen gerekçe ile onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/09/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Davacı adına, bir kısım gayrimenkul satışları nedeniyle elde ettiği kazancını beyan dışı bıraktığından bahisle takdir komisyonu kararına istinaden re’sen tarh edilen 2009/10 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergisini kaldıran Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu, 30. maddesinde, re’sen vergi tarhının, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması olduğu, maddenin 2. bendinde, vergi beyannamesi kanuni ve ek süreler içerisinde verilmekle beraber beyannamede vergi matrahına ilişkin bilgilerin gösterilmemiş olması, 3. bendinde bu Kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerin hepsi veya bir kısmı tutulmamış veya tasdik ettirilmemiş veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara ibraz edilmemiş olması, 6. bendinde tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması halinde verginin re’sen tarh edileceği, takdir komisyonunun kuruluşunu düzenleyen 72. maddesinde, takdir komisyonunun illerde defterdarın, ilçelerde malmüdürünün (müstakil vergi dairesi olan ilçelerde ilgili vergi dairesi müdürünün) veya bunların tevkil edecekleri memurların başkanlığı altında, ilgili vergi dairesinin yetkili iki memuru ile seçilmiş iki üyeden kurulacağı, 73. maddesinde, üyelerin, tüccarlar için ticaret odasınca, diğer sanat ve meslek erbabı için bunların mensup oldukları mesleki teşekküllerce kendi üyeleri arasından veya hariçten seçileceği, 74. maddesinde ise, takdir komisyonunun görevleri arasında “Yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak” olduğu hüküm altına alınmıştır.
Dosyasının incelenmesinden; davacı hakkında … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü, … Sosyal Güvenlik Merkezi’nin … tarih ve … sayılı yazısına istinaden nezdinde düzenlenen … tarih ve … sayılı yoklamada … Mahallesinde 2009/04 döneminde başlanan inşaattan elde ettiği 8 adet daireyi sattığı, … İlçesinde 24/03/2010 tarihinde devir alıp 26/04/2010 tarihinde sattığı, ayrıca … İlçesinde 3 daire alıp 2’sini sattığının tespit edildiği, … tarih ve … sayılı yazı ile … ve … Vergi Denetimi Grup Müdürlüğü’nden talep edilen incelemenin sonuçlandırılmasının istendiği, bunun üzerine davacıya … tarih ve … sayılı yazı ile 2006 ila 2010 tarihlerinde yapmış olduğu iş ve işlemler için vergi mükellefiyeti tesis ettirip elde edilen kazançların beyan edilmesi gerektiği, aksi takdirde VUK 30/3. maddesi hükmü gereği ilgili yıllar kazancının re’sen tespit edileceği ve aynı Kanunun mükerrer 355. Maddesi gereğince işlem yapılacağı bildirilmesine rağmen cevap verilmediği ve 2009 yılı kazancının belirlenmesi amacıyla 04/11/2011 tarihinde takdir komisyonuna sevk edildiği, takdir komisyonunca 15/09/2015 tarihinde VUK 30/2. maddesi müstenidat gösterilerek beyan edilen 11.000 TL’ye ilave olarak 53.400 TL matrah farkıyla ilgili dönem kazancının 64.400 TL olarak belirlendiği ve bunun üzerine dava konusu vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatının yapıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuatın değerlendirilmesinden olayda re’sen takdir nedeninin mevcut olduğu, davacının ilgili yıl beyannamesini vermekle beraber davalı idarenin yazısına cevap vermeyerek bir kısım hasılatını kayıt dışı bıraktığını kabul ettiğinin açık olduğu, takdir komisyonunca Kanunun kendisine verdiği görev ve yetki çerçevesinde matrah belirlendiği, buna istinaden dava konusu tarhiyatların tesis edildiği, bu durumda 213 sayılı Kanun’un 3. maddesi uyarınca yapılan tarhiyatın yerinde olmadığına ilişkin ispat külfeti davacıya ait iken dosyaya buna ilişkin ispat edici bilgi, belge ve defterlerin sunulmadığı görüldüğünden yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Anılan nedenlerle, davalı idarenin temyiz istemi kabul edilerek Dairemiz kararı kaldırıldıktan sonra davanın kabulüne ilişkin Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.

(XX) KARŞI OY :

Davacı adına, bir kısım gayrimenkul satışları nedeniyle elde ettiği kazancını beyan dışı bıraktığından bahisle takdir komisyonu kararına istinaden re’sen tarh edilen 2009/10 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergisini kaldıran Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinde, re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması olarak tanımlanmış, mezkur maddenin 2.bendinde, vergi beyannamesinin kanuni veya ek süreler içinde verilmekle beraber beyannamede vergi matrahına ilişkin bilgilerin gösterilmemiş bulunması takdir nedenleri arasında sayılmış, müteakip 8.bentden sonraki paragraf hükmünde ise, yukarıdaki 2. bende yazılı halin vukuunda mükellefe, takdir komisyonu tarafınan 15 günden az olmamak üzere bir mühlet verilerek vergi matrahına ilişkin bilgileri vermeye ve kanuni defterlerini ibraz etmeye davet olunacağı, bu davet üzerine mükellef istenilen bilgileri verir ve kanuni defterlerini ibraz ederse, defter ve vesikalar ihticaca salih bulunmak şartıyla, mükellefe takdir olunacak matrah defter ve vesikaları kayıtlarına göre tespit olunacak miktardan fazla olamayacağı açıklamasına yer verilmiştir.
Olayda, VUK’nun 30/2. bendi uyarınca takdir komisyonuna sevk edilen mükellefe yukarıda sözü edilen hüküm uyarınca 15 günden az olmamak üzere bir süre verilmesi yasal şartına uyulmadan genel ifadelerle matrah takdiri yapıldığı anlaşıldığından, Mahkeme kararının belirtilen gerekçe ile onanması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.