Danıştay Kararı 4. Daire 2020/1847 E. 2023/1282 K. 07.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/1847 E.  ,  2023/1282 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/1847
Karar No : 2023/1282

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- … Dış Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ: Av. …
2- …Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…., K:…sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, faaliyetleri sonucunda elde ettiği ihracat hasılatının binde beşi olan … TL götürü giderin beyanname üzerinden indirebileceğine dair ihtirazi kayıtla verilen 2017 yılı kurumlar vergisi beyannamesi üzerine ihtirazi kaydı kabul edilmeksizin yapılan tahakkuk nedeniyle ödenen … TL’nin iptali ve tahsil edilen tutarın tecil faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İstanbul …. Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; yurtdışında herhangi bir gider yapılmadan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 40/1. maddesinde belirtilen hasılat tutarının binde beşinin hiçbir kayıt ve şart olmadan indirilmesinin mümkün olmadığı, anılan düzenlemenin yurtdışı hasılatı elde eden mükelleflere tanınan bir vergi istisnası olmadığı, düzenleme ile maddede yazılı işleri yapan mükelleflerin belgesiz giderlerin belli bir tutarının gider hesaplarına belge şartı olmadan aktarılarak gider kabul edildiği, bu şekilde tek düzen hesap planı muhasebe kurallarına uyulacağı, şirketin mal varlığında bir azalma oldu ise bunun tespit edileceği, bir başka anlatımla anılan maddedeki hakkın ancak belgelendirilemeyen gider bulunması durumunda mutlak bir hak olduğu sonucuna varıldığından; davacı şirket tarafından yapılan belgesiz giderlerin de şirket yasal defter kayıtlarında yer alması gerektiği ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 40/1. maddesi kapsamında binde beşlik götürü istisna kapsamında ancak anılan şekillerde yararlanılacağı görüşüyle, yapılan tahakkuk işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; 194 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde mükelleflerin yurt dışındaki işlerle ilgili belgesiz giderlerinin muhasebe kayıtlarına intikal ettirilmesi, bu giderlerden hasılatın binde beşine tekabül eden kısmının kanunen kabul edilen gider olarak gösterilmesi gerektiği belirtilerek götürü gider uygulamasına yönelik bir açıklama getirilmiş ise de; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 40/1. maddesinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca belgelendirilmesi gereken genel giderlere ilaveten yurt dışındaki işlerle ilgili giderlere karşılık olmak üzere, hasılatın binde beşini aşmamak şartıyla götürü giderin kazançtan indirilebileceği herhangi bir şarta bağlı kalmaksızın kabul edildiğinden, götürü gider indirimi için belgesi temin edilemeyen bir harcamanın olduğunun ve bu harcamanın muhasebe kayıtlarına intikal ettirildiğinin ispatına gerek bulunmadığından ihtirazi kayıtla verilen 2017 yılı kurumlar vergisi beyannamesi üzerine tahakkuk ettirilen kurumlar vergisinin götürü gidere tekabül eden 345.168,80 TL’lik kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, öte yandan iade nedeniyle faiz ödemesinin, 213 sayılı Kanun’un 112. maddesi 5. fıkrası uyarınca faiz isteminin, iadeye hak kazanıldığı tarih olan, beyannamenin verildiği tarihten itibaren üç aylık sürenin sonundan, iadenin gerçekleşeceği tarihe kadar kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen gerekçeli reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, götürü gider indiriminden yararlandırılmama nedeniyle fuzulen ödenmek zorunda kalınan tutarın 213 sayılı Kanun’un 112/4. maddesi uyarınca tecil faizi ile iadesi talep edildiği halde, Mahkemesince; yapılacak iadeye ait faiz ödemesinin beyannamenin verildiği tarihten itibaren üç aylık sürenin sonundan itibaren başlayacağı, dava tarihi itibarıyla herhangi bir faiz alacağının doğmadığı gerekçesiyle faiz talebinin reddine karar verildiği, söz konusu hüküm fıkrasının temyize konu edildiği, haksız ve yersiz olarak tahsil edildiği mahkeme kararı ile sabit olan tutar için faiz talebinin reddedilmesinin 213 sayılı Kanun’un 112/4. maddesine açıkça aykırı olduğu, tahakkuk eden kurumlar vergisinin geçici vergiden mahsup suretiyle ödendiği ve tahakkuk eden tutar kadar geçici verginin haksız yere vergi dairesinin uhdesinde kaldığı, haksız olarak tahsil edilen verginin iadesinin faizsiz olarak yapılmasının mülkiyet hakkını ihlâl ettiği belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkeme kararının faiz talebinin reddine ilişkin olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının ihracat hasılatı üzerinden hesaplanan götürü giderin indirim konusu yapılması gerektiği yönündeki iddiasının yerinde olmadığı, mevzuata göre götürü gider uygulamasından bahsedilebilmesi için yurt dışında gerçekleştirilen (inşaat işi, ulaşım işi vb) faaliyetler kapsamında yapılmış giderlerin olması gerektiği, mükelleflerin belgesini temin edemedikleri giderleri için bu uygulamadan yararlanabileceği, yurt dışında bu türden bir gider yapılmamış ise götürü gider indiriminin de söz konusu olmadığı, götürü gider indiriminin mükelleflerin gerçek kazançlarının vergilendirilmesine imkân sağlayan bir düzenleme olduğu, bir istisna veya muafiyet düzenlemesi olarak değerlendirilemeyeceği, davacının götürü gider indirimi uygulamasını mükelleflere tanınmış bir hak olarak ve hiçbir şarta bağlı olmaksızın kullanılabilmesi gerektiğini iddia ettiği, somut olayda davacının yurt dışındaki ihracat faaliyeti nedeniyle belgelendiremediği giderler için ayırdığı döviz olarak tahsil edilemeyen götürü gider tutarının ihtilaf konusu olduğu, oysa kanun gereği davacı kurumun götürü gider ayırma hakkının döviz olarak elde edilen hasılatın binde beşiyle sınırlı olduğu, 193 sayılı Kanun’un 40. maddesinin parantez içi hükmünün amacının yurt dışında ve kanunla belirlenen alanlarda verilen hizmetler nedeniyle, giderlerini mevzuatın aradığı belgelerle belgeleyemeyen mükelleflere yasada belirlenen oranda götürü gider düşme imkânı sağladığı, burada önemli olan hususun bir giderin mevcut olma durumu olduğu, bunun belgelendirilmesinin gerekmediği, dolayısıyla hiçbir gider yapılmadan, işi devam ettirecek veya elde edilmesinde harcanmış bir meblağ olmadan, ihracatın gerçekleşmesi ile ilgili bir harcama da yapılmamışken, sadece ihracat yapıldığı gerekçesiyle yurt dışında yapılan giderlerin tamamına götürü gider uygulanmasının talep edilmesinin kanuna ve hukuka aykırı olduğu, götürü gider düşülebilmesi için öncelikle harcama yapılmış olması ve işletmenin mal varlığında bir azalmanın meydana gelmesi ve gider hesaplarında izlenerek dönem sonunda kâr – zarar hesabına aktarılması gerektiği, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DAVALININ SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ :Davacının temyiz isteminin kabulü, davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar temyiz konusu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmamıştır.
Davacının faize ilişkin temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 4. fıkrasında; fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergilerin, fazla veya yersiz tahsilatın, mükelleften kaynaklanması halinde düzeltmeye dair müracaat tarihi, diğer hallerde verginin tahsili tarihinden düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz ile birlikte, 120. madde hükümlerine göre mükellefe red ve iade edileceği hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, 2017 yılı ihtirazi kayıtla verilen kurumlar vergisi beyannamesinde bildirilen geçici vergilerin, dönemi içerisinde tahsil edilmediğine ilişkin davalı idare tarafından herhangi bilgi, belgenin sunulmadığı anlaşıldığından, geçici vergilere dair ödemelerinin yapıldığı hususunun taraflar arasında ihtilafsız olduğu, bu durumda mezkur beyanname üzerine tahakkuk ettirilen kurumlar vergisinin götürü gidere tekabül eden … TL’lik kısmın; anılan kurumlar vergisi beyannamesinin ihtirazi kayıtla verildiği tarihten itibaren 213 sayılı Kanun’un 112. maddesinin 4. fıkrası uyarınca tecil faiziyle iadesi gerektiğinden, Vergi Dava Dairesi kararının faiz ödemesine ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne, davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu İstanbul Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, tahakkukun iptaline ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Anılan Vergi Dava Dairesi kararının, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 5. fıkrası uyarınca iadesine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 07/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacı tarafından, faaliyetleri sonucunda elde ettiği ihracat hasılatının binde 5’i olan … TL götürü giderin beyanname üzerinden indirebileceğine dair ihtirazi kayıtla verilen 2017 yılı kurumlar vergisi beyannamesi üzerine ihtirazi kaydı kabul edilmeksizin yapılan tahakkuk nedeniyle ödenen … TL’nin iptali ve tahsil edilen tutarın tecil faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, 2017 yılı ihtirazi kayıtla verilen kurumlar vergisi beyannamesinde bildirilen geçici vergilerin, dönemi içerisinde tahsil edilip edilmediğine ilişkin dosyada bilgi, belge bulunmadığından ara karar ile geçici vergilerin tahsiline ilişkin hususun sarih olarak ortaya konulması suretiyle mezkur beyanname üzerine tahakkuk ettirilen kurumlar vergisinin götürü gidere tekabül eden … TL’lik kısmına ilişkin bir karar verilmesi gerektiğinden Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.