Danıştay Kararı 4. Daire 2020/1842 E. 2023/883 K. 21.02.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/1842 E.  ,  2023/883 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/1842
Karar No : 2023/883

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ..

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Petrol Ürünleri Taşımacılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu ve takdir komisyonu kararları uyarınca vergi ziyaı cezalı olarak re’sen tarh edilen 2012 yılı kurumlar vergisi, 2012/10-12 dönemine ilişkin geçici vergi ile 2012/8 dönemi gelir (stopaj) vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; olayda, davalı idarece, incelenen dönemler açısından matrah takdiri amacıyla mükellef takdir komisyonuna sevk edilmiş ve takdir komisyonunca matrah takdir edilmişse de, dava konusu tarhiyatların dayanağının esas itibarıyla takdire sevk tarihinden sonraki tarihte tanzim edilen vergi tekniği raporu olduğu anlaşıldığından, sadece vergi incelemesinde zamanaşımı süresini durdurma sonucunu doğuracak şekilde takdir komisyonuna sevk işleminin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesinde belirtilen zamanaşımı süresini durdurmayacağı, dava konusu cezalı tarhiyatın vergi incelemesine dayalı olduğu, bu durumda, davacı adına 2012 yılına ilişkin olarak yapılacak tarhiyatlar için tarh zamanaşımı süresi 31/12/2017 tarihinde dolduğundan, 04/10/2018 tarihli takdir komisyonu kararlarına dayanılarak tarh edilip, 19/11/2018 tarihinde tebliğ edilen dava konusu vergi ziyaı cezalı tarhiyatlarda zamanaşımı nedeniyle hukuka uyarlık görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Takdire sevk işlemiyle zamanaşımının durduğu, olayda zamanaşımının dolmadığı ve cezalı tarhiyatın yerinde olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 113. maddesinde, zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmış olup, bu durumun mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade edeceği, 114. maddesinde ise, “Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder. Ancak işlemeyen süre her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamaz.” denilmek suretiyle takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan re’sen tarhiyatlarda zamanaşımı hususunun olup olmadığının tespiti için takdir komisyonuna sevk tarihi, takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi, ihbarnamenin tebliğ tarihi ve takdir komisyonunda geçen süreye (takdir komisyonuna sevk tarihi ile takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi arasındaki süre) bakılarak karar verilmesi gerektiği düzenlemelerine yer verilmiştir.
Bilindiği üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinde sayılan re’sen vergi tarhını gerektiren sebeplerin varlığı halinde vergi inceleme elemanlarınca ilgili dönem matrahı re’sen tarh edilebileceği gibi takdir komisyonuna sevk edilerek de söz konusu işlem yapılabilmektedir. Kanunun 74. maddesinde ise, takdir komisyonlarının görevlerini yaparken takdir sebeplerinin bulunup bulunmadığını inceleyemeyeceği, hatalı gördüğü işlemlerde ilgili vergi dairesini yazı ile ikaz etmeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Bu itibarla, takdir komisyonu takdir nedenleri ile ilgili herhangi bir belirleme yapma veya değiştirme hakkına sahip değildir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, takdir komisyonu kararına göre yapılan tarhiyatlarla ilgili uyuşmazlıklarda zamanaşımı ile ilgili hususların çözümünde, genel ilke olarak takdir komisyonuna sevkle tarh zamanaşımının durduğunun kabulü gereklidir. Dolayısıyla, yalnızca takdire sevk tarihine bakılarak takdir komisyonuna sevkin, zamanaşımını durdurmak amacıyla yapıldığının bu çerçevede kabulüne imkan bulunmamaktadır. Mevcut vergi incelemeleri tamamlanmadan da takdire sevk işleminin bu kapsamda yapılabileceği ve tamamlanan inceleme sonucunda elde edilen bilgi ve verilerin takdir komisyonunca da değerlendirilebileceği tabiidir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 2012 dönemine ilişkin kurumlar vergisi, geçici vergi ile gelir (stopaj) vergisi matrahlarının re’sen takdiri için 22/12/2017 tarihinde takdir komisyonuna sevk edildiği, 04/10/2018 tarihli takdir komisyonu kararıyla matrah takdirinin yapıldığı ve cezalı tarhiyatlara ilişkin ihbarnamelerin, takdir komisyonu karar tarihine göre tarh zamanaşımı süresi içerisinde 13/10/2018 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Olayda, 2012 yılına ilişkin olarak 31/12/2017 tarihinde dolacak olan tarh zamanaşımı süresinin dolmasından önce 22/12/2017 tarihinde yapılan takdire sevk işleminin, 213 sayılı Kanun’un 114. maddesi uyarınca işlemeye devam eden tarh zamanaşımı süresini durdurduğu ve cezalı tarhiyata ilişkin düzenlenen ihbarnamelerin tarh zamanaşımı süresi dolmadan davacıya tebliğ edildiği anlaşıldığından uyuşmazlığın esası incelenerek karar verilmesi gerektiğinden, davanın kabulü yönündeki Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 21/02/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.