Danıştay Kararı 4. Daire 2020/1837 E. 2023/1036 K. 28.02.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/1837 E.  ,  2023/1036 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/1837
Karar No : 2023/1036

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Dış Ticaret Anonim Şirketi

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 2017 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde Gelir Vergi Kanunu’nun mük. 121.maddesi uyarınca %5 oranında hesaplanan toplam 587.860,88 TL vergi indiriminin (beyannamede ödenecek vergi çıkmaması nedeniyle) diğer vergi borçlarına mahsubu isteminin, 2015/6. dönem KDV beyannamesi ve 2017/4. dönem 1.dilim ÖTV beyannamesine ilişkin vergilerin geç ödendiğinin tespit edildiği, bu nedenle vergi indiriminden yararlandırılmasının mümkün bulunmadığından bahisle reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 2015/6. dönem KDV beyannamesine ilişkin geç ödemenin değerlendirilmesinden; 30/07/2015 tarihinde yapılması gereken vergi ödemelerinin banka ile GİB arasında kurulu olan vergi transfer sistemindeki hata nedeniyle bir gün sonra gerçekleştirildiği, bu durumdan idare yetkililerinin haberdar olduğu, davacı açısından mücbir sebep olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, bu gerekçeye dayanılarak vergi indiriminden faydalandırılmamasında hukuka uyarlık bulunmadığı, davacı tarafından 25/04/2017 tarihinde verilen 2017/4. dönem 1. dilim ÖTV beyannamesi üzerine 7,50 TL ÖTV ve 33,90 TL damga vergisi tahakkuk ettirildiği görülmüş olup, ilgili yasa düzenlemelere göre vergi beyannamesi ve beyanname üzerine tahakkuk eden vergilerin ödenmesi gerektiği, davacı tarafından ödenmeyen ve indirimden faydalanılması şartları değerlendirilirken dikkate alınması gereken beyanname ve tahakkukun ÖTV beyannamesi ve beyan üzerine tahakkuk eden vergi olması gerektiği, damga vergisinin beyan edilen bir vergi olmaması, ÖTV beyanı sonucunda doğması nedeniyle indirimden faydalanılması şartları değerlendirilirken dikkate alınmayacağından, düzenlemeye göre de her bir beyanname itibarıyla 10,00- TL’ye kadar yapılan eksik ödemeler, söz konusu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresi içerisinde ödenmiş olması şartının ihlali anlamına gelmeyeceği, ÖTV beyannamesine ilişkin ödenmeyen tutarın 7,50 TL olduğu ve belirlenen tutarın altında kaldığından, bu gerekçeye dayanılarak vergi indiriminden faydalandırılmamasında hukuka uyarlık bulunmadığı, sonuç olarak, 2017 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde hesaplanan kurumlar vergisi üzerinden 2015/6.dönem KDV beyannamesi ve 2017/4.dönem 1.dilim ÖTV beyannamesine ilişkin vergilerin geç ödendiğinden bahisle Gelir Vergi Kanunu’nun mük. 121.maddesi uyarınca hesaplanan %5 oranında indirimden yararlandırılmamasına ilişkin 28/09/2018 tarih ve 867831 sayılı işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davacı tarafından süresinden sonra ödenen ÖTV ve damga vergisi tutarının, maddenin uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde öngörülen ve madde hükmünden yararlanmaya engel teşkil etmeyeceği kabul edilen tutarın üzerinde olduğu anlaşılmakla, söz konusu düzenlemede, bu tutarla ilgili, uyuşmazlık tarihinden sonra, madde hükmünden yararlanmaya engel teşkil etmeyeceği kabul edilen tutarın 250 TL’ye artırılması yönündeki değişikliğin, maddenin, esasen cezai yükümlülük öngören bir madde olmayıp, vergilendirme esaslarını belirleyen nitelikte, yalnızca maddede sayılan şartların tamamını sağlayan mükelleflerin yararlanabileceği istisnai bir düzenleme olduğu ve Kanun koyucu tarafından, söz konusu değişikliğin yanı sıra, değişikliğin geçmişe yürütülmesini mümkün kılacak ayrıca bir düzenleme (geçici madde düzenlenmek vb. suretle) de yapılmadığı dikkate alınarak, geçmişe yürütülmesi de hukuken mümkün görülmeyerek, davacının, uyuşmazlık tarihi itibariyle anılan madde hükmünden yararlanma şartlarını sağlamadığı, bu nedenle adına, vergi indiriminden yararlanamayacağından bahisle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmakla, istinaf isteminin kabulüyle, aksi yöndeki Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun, olay tarihinde yürürlükte bulunan şekliyle, “Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi” başlıklı mükerrer 121. maddesinde, ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile kurumlar vergisi mükelleflerinden (fınans ve bankacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri ile emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları hariç olmak üzere), bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartları taşıyanların yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5’inin, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirileceği, şu kadar ki hesaplanan indirim tutarının, her hâl ve takdirde 1 milyon Türk lirasından fazla olamayacağı, indirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda kalan tutarın, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebileceği, bu süre içinde mahsup edilemeyen tutarların red ve iade edilmeyeceği, gelir vergisi mükelleflerinin yararlanacağı indirim tutarının, ticari, zirai veya mesleki faaliyet nedeniyle beyan edilen kazançların toplam gelir vergisi matrahı içerisindeki oranı dikkate alınmak suretiyle hesaplanan gelir vergisi esas alınarak tespit edileceği, söz konusu indirimden faydalanabilmek için, indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş (Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.) ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması (Her bir beyanname itibarıyla 10 Türk lirasına kadar yapılan eksik ödemeler bu şartın ihlali sayılmaz), (1) numaralı bentte belirtilen süre içerisinde haklarında beyana tabi vergi türleri itibariyle ikmalen, resen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması (Yapılan tarhiyatların kesinleşmiş yargı kararlarıyla veya 213 sayılı Vergi Usul Kanununun uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış olması durumunda bu şart ihlal edilmiş sayılmaz), indirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibariyle vergi aslı (vergi cezaları dâhil) 1.000 Türk lirasının üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmamasının şart olduğu, indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile önceki dört takvim yılında 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359. maddesinde sayılan fiilleri işlediği tespit edilenlerin, bu madde hükümlerinden yararlanamayacakları,…, bu maddede geçen vergi beyannamesi ve vergi ibarelerinin, Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken vergi beyannameleri ile bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergileri ifade edeceği, birinci fıkrada yer alan tutarın, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanacağı, bu şekilde hesaplanan tutarın %5’ini aşmayan kesirlerin dikkate alınmayacağı hükme bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı tarafından 2017 yılı kurumlar vergisi beyannamesi yasal süresi içerisinde verilirken Gelir Vergi Kanunu’nun mükerrer 121.maddesi uyarınca vergiye uyumlu gelir ve kurumlar vergisi mükelleflere beyan edilen vergiler üzerinden %5 oranında vergi indirimi hesaplanarak 587.860,88 TL indirim yapılarak beyan edildiği, 16/08/2018 tarihli vergilerin kanuni süresinde ödenme durumu kontrolü ve vadesi geçmiş vergi borcu kontrolünün başarısız olması üzerine yapılan görüşmelerde 2015/6.dönem KDV beyannamesi ve 2017/4.dönem 1.dilim ÖTV beyannamesine ilişkin vergilerin geç ödendiğinin öğrenildiği, … tarih ve … sayılı dilekçe ile gerekli açıklamalar yapılarak hatalı işlemlerin kaldırılması ve beyan edilen kurumlar vergisinin %5 oranına tekabül eden 587.860,88 TL’nin diğer vergi borçlarına mahsuben kullandırılmasının istenildiği, yapılan başvurunun hesaplanan kurumlar vergisi üzerinden 2015/6.dönem KDV beyannamesi ve 2017/4.dönem 1.dilim ÖTV beyannamesine ilişkin vergilerin geç ödendiğinden bahisle Gelir Vergi Kanunu’nun mük. 121.maddesi uyarınca hesaplanan %5 oranındaki indirimden yararlandırılmamasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin tebliği üzerine iptali ve beyan edilen kurumlar vergisinin %5 oranına tekabül eden 587.860,88 TL’nin diğer vergi borçlarına mahsuben kullandırılması istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, 2015/6. dönem KDV beyannamesine ilişkin geç ödemenin değerlendirilmesinden; davacının vergi ödemesinin yapıldığı bankanın … tarih ve … sayılı yazısında; 30/07/2015 tarihinde yapılması gereken vergi ödemelerinin banka ile GİB arasında kurulu olan vergi transfer sistemindeki hata nedeniyle bir gün sonra gerçekleştirildiği, bu durumun idare yetkilileri bilgisi dahilinde yapıldığı bilgisine yer verildiği görülmüş olup; yapılan geç ödemenin davacının kusuru olmaksızın sistem hatası nedeniyle gerçekleştiği, bu durumdan idare yetkililerinin haberdar olduğu, davacı açısından mücbir sebep olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, bu gerekçeye dayanılarak vergi indiriminden faydalandırılmamasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
2017/4. dönem 1. dilim ÖTV beyannamesine ilişkin geç ödemenin değerlendirilmesinden ise, davacı tarafından 25/04/2017 tarihinde verilen 2017/4. dönem 1. dilim ÖTV beyannamesi üzerine 7,50 TL ÖTV ve 33,90 TL damga vergisi tahakkuk ettirildiği görülmüş olup, yukarıda verilen düzenlemeye göre de her bir beyanname itibarıyla 10,00- TL’ye kadar yapılan eksik ödemeler, söz konusu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresi içerisinde ödenmiş olması şartının ihlali anlamına gelmeyeceği, ÖTV beyannamesine ilişkin ödenmeyen tutarın 7,50 TL olduğu ve indirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibariyle vergi aslı (vergi cezaları dâhil) 1.000 Türk lirasının üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmamasının şart olduğu, vadesi geçmiş 33 TL borç belirlenen tutarın altında kaldığından, bu gerekçeye dayanılarak vergi indiriminden faydalandırılmamasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 28/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.