Danıştay Kararı 4. Daire 2020/1399 E. 2023/1300 K. 09.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/1399 E.  ,  2023/1300 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/1399
Karar No : 2023/1300

TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : ….

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … İzolasyon Müş. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.nin borçları nedeniyle kanuni temsilsi sıfatıyla düzenlenen …. tarih ve … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İstanbul …. Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:…. kararda; dava konusu … sayılı ödeme emrinde yer alan amme alacağının asıl borçlu şirketten tahsili amacıyla şirket adına düzenlenen …. takip numaralı ödeme emri ile dava konusu … sayılı ödeme emrinin 2,3,4 sırasında yer alan alacaklara ilişkin olarak, asıl borçlu şirket adına düzenlenen 2011/1028 sayılı, 1.sırasında yer alan alacağa ilişkin olarak şirket adına düzenlenen 2012/690 sayılı ve 5. sırasında yer alan alacağa ilişkin olarak şirket adına düzenlenen … sayılı ödeme emirlerinin ilanen tebliğ edildiği ancak söz konusu ödeme emirlerinin şirkete tebliğine ilişkin alındıların 07/11/2018 tarihli ara kararı ile istenilmesine rağmen dosyaya ibraz edilmediği, bu nedenle şirket adına usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilmeden ve şirketten tahsiline çalışılmadan davacı adına ilgili amme alacaklarının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlendiği görüldüğünden, dava konusu … ve …sayılı ödeme emirleri yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu … sayılı ödeme emrinde yer alan alacağın asıl borçlu şirketten tahsili amacıyla şirket adına düzenlenen … sayılı ödeme emrinin ise … tarihinde davacının eşine tebliğ edildiği, ancak … İzolasyon Müş. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.nin 24/02/2015 tarihinde ticaret sicilinden kaydının silindiği, söz konusu tarih itibarıyla şirketin tüzel kişiliği sona erdiği, dava konusu ödeme emri içeriği alacakların şirketten tahsili için şirket adına düzenlenen ödeme emrinin ise şirketin ticaret sicilinden kaydının silinmesinden sonra tebliğ edildiği, tüzel kişiliğin sona ermesinden önceki dönemlerle ilgili olsa dahi, ticaret sicilinden kaydı silinen şirket adına tarh, tahakkuk ve tebliğ işlemlerinin tesis edilemeyeceği, tesis edilen işlemlerin de, herhangi bir hukuki sonuç doğurmasının mümkün olmadığı dikkate alındığında, şirketin ticaret sicilinden silinmek suretiyle tüzel kişiliği son bulduktan sonra şirkete yapılan tebliğin usulsüz olduğu, bu nedenle asıl borçlu şirket tüzel kişiliği sona ermeden önce şirkete usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilmediğinden, şirketin kanuni temsilcisi sıfatıyla davacı adına düzenlenen 2018/5 sayılı ödeme emrinde de hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : . Davacının kanuni temsilcisi olduğu şirket adına tahakkuk eden ve şirketten tahsil imkanı bulunmayan vergi borçlarının kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Temyiz dilekçesinde kararın, … ve … sayılı ödeme emirlerine ilişkin kısmına yönelik iddialar, kararın dayandığı gerekçeler karşısında, kararın bu kısımlarının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmamıştır.
Kararın …. nolu ödeme emrine ilişkin kısmına yönelik temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Kanuni Temsilcilerin Ödevi” başlıklı 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden tüzel kişiden tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı öngörülmüştür.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği, tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmalarının, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; …. İzolasyon Müş. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. adına tahakkuk eden kamu alacaklarının vadesinde ödenmemesi ve yapılan malvarlığı araştırmasında da şirket adına kayıtlı herhangi bir malvarlığına rastlanmadığından bahisle kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan tahsili maksadıyla dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği, davacının, … İzolasyon Müş. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’nin … tarihinde Türk Ticaret Kanunu geçici 7. maddesi uyarınca resen sicilden silinene kadar kanuni temsilcilik görevinin devam ettiği, dava konusu 5 sayılı ödeme emri içeriği borçları içeren ve asıl borçlu şirket adına düzenlenen … sayılı ödeme emrinin … tarihinde davacının eşine tebliğ edildiği, ancak … İzolasyon Müş. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.nin 24/02/2015 tarihinde ticaret sicilinden kaydının silindiği, şirketin ticaret sicilinden silinmek suretiyle tüzel kişiliği son bulduktan sonra şirkete yapılan tebliğin usulsüz olduğu anlaşıldığından, asıl borçlu şirket adına usulüne uygun kesinleştirilmeyen borçlar nedeniyle davacı adına düzenlenen söz konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın bu ödeme emri yönünden kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden bahisle karar verilmiş ise de, şirketin tüzel kişiliği, ticaret sicil kaydının silindiği 24/02/2015 tarihinde sona erdiğinden, bu tarihten sonra şirket adına tarh ve tahsil işlemleri tesis edilemeyeceği, tesis edilen işlemlerin de hukuki sonuç doğurmayacağı açık olmakla birlikte Vergi Dava Dairesince, kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinin hukuka uygun olup olmadığının saptanabilmesi için irdelenmesi gereken bir önceki aşamanın ihbarname safhası olacağı, bu kapsamda da vergi borçlarının tüzel kişiliğinin mevcut olduğu dönemlerde şirket adına usulüne uygun olarak tahakkuk edip etmediği incelenerek yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden Vergi Dava Dairesi kararının buna ilişkin kısmında isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…. sayılı kararının, dava konusu … ve … sayılı ödeme emirlerine ilişkin kısmının oybirliğiyle ONANMASINA,
3. Anılan Vergi Dava Dairesi kararının … sayılı ödeme emrine ilişkin kısmının Üye …in karşı oyu ve oyçokluğuyla BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 09/03/2023 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının 2018/5 sayılı ödeme emri yönünden bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin kararın bu kısmına yönelik de reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum