Danıştay Kararı 4. Daire 2020/1383 E. 2023/1401 K. 14.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/1383 E.  ,  2023/1401 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/1383
Karar No : 2023/1401

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Dış Ticaret AŞ’nin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …, …, …, …, …, … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; … tarih ve … sayılı ödeme emri için yapılan değerlendirmede, ödeme emri içeriği alacaklardan 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7 sırasında belirtilen … tarih ve …, … plaka sayılı tarhiyatları havi asıl borçlu şirket hakkında tanzim olunan … tarih ve … sayılı ödeme emri ile ödeme emri içeriği tarhiyatların tebliğ edilmeye çalışıldığı tarihte asıl borçlu şirketin tüzel kişiliğinin sona ermesi, tüzel kişiliği sona eren şirket adına ödeme emri ve ihbarname düzenlenemeyeceği, belirtilen amme alacakları için davacının sorumlu olduğu dönemlerde dikkate alınmak kaydıyla kanuni temsilci adına önce tarhiyat yapılması, usulüne uygun tebliğ ve tahakkuk aşaması da tamamlandıktan sonra alacağın vadesinde ödenmemesi üzerine kanuni temsilci adına doğrudan ödeme emri düzenlenmesi gerekirken, tüzel kişiliği sona eren şirket adına tahakkuk işlemi yapılarak alacağın kesinleştirilmeye çalışılması, akabinde tüzel kişiliği sona eren şirket adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı, … tarih ve …, …, …, … sayılı ödeme emirleri açısından yapılan değerlendirmede, söz konusu ödeme emirleri içeriği alacakların davacının yönetici olduğu döneme tekabül etmemesi nedeniyle bu ödeme emirleri içeriğinde yer alan borçların davacıdan tahsiline olanak bulunmadığından davacı adına düzenlenen söz konusu ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı, … tarih ve … sayılı ödeme emri açısından yapılan değerlendirmede, bahse konu ödeme emri içeriği amme alacaklardan … vade tarihli … plaka sayılı alacaklara ilişkin asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin 22/03/2011 tarihinde tebliğ edilmesine karşın, 5 yıl içerisinde alacağın tahsiline yönelik olarak zamanaşımını kesecek herhangi bir somut durumun idarece ortaya konulamaması nedeniyle bu alacağın zamanaşımına uğradığı, zamanaşımına uğrayan borçların da eksik borç haline dönüşmesi, eksik borçların da ilgilininin rızası dışında tahsilinin mümkün olamaması nedeniyle zamanaşımına uğrayan bu alacak için ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı, … tarih ve … sayılı ödeme emri içeriği amme alacaklardan … vade tarihli … plaka sayılı alacaklara ilişkin asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emri ile … vade tarihli … plaka sayılı alacaklara ilişkin asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emri ile … vade tarihli … plaka sayılı alacaklara ilişkin asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin 29/12/2013 tarihinde ilanen tebliğ yapılmak suretiyle kesinleştirilmeye çalışılmış ise de ilanen tebliğ yapılmadan önceki safahata ait tebliğ alındısının dosyaya sunulamamış olması ve bu aşamada alacağın usulüne uygun bir şekilde kesinleştirildiğini ispat yükümlülüğünün alacaklı idare de olması nedeniyle usulüne uygun bir şekilde kesinleştirildiği ortaya konulamayan bu alacak için ödeme emri düzenlemesinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı adına düzenlenen ödeme emri ve tebliğinin hukuka ve usule uygun olduğu, Mahkeme kararının eksik ve hatalı inceleme neticesinde verildiği, bu kararı onayan istinaf merci kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 14/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.