Danıştay Kararı 4. Daire 2020/1121 E. 2023/1414 K. 14.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/1121 E.  ,  2023/1414 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/1121
Karar No : 2023/1414

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : ..
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen, … tarih ve ve …, …, …, …, …, … ana takip dosya numaralı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; asıl amme borçlusu … İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin muhtelif dönemlere ilişkin vergi borçlarının tahsili amacıyla davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği, davacının, … tarih ile …, … ve … sayılı ortaklar kurulu kararlarıyla mevcut tüm hisselerini …’ya devrederek ve müdürlükten istifa ederek asıl borçlu şirketten ayrıldığı, aynı zamanda anılan kararlar ile …’nın şirket müdürü olarak belirlendiği, şirkete ait ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla bu şahıs adına kanuni temsilci sıfatıyla tanzim ve tebliğ olunan ödeme emirlerinin, …’nın kaybolan nüfus cüzdanı kullanılmak suretiyle adına şirket ortaklığı tesis edilmesi nedeniyle gerçekte şirkete ortak olmadığı gerekçesiyle iptal edildiği, bu anlamda hisse devrine ilişkin işlemlerde kullanılan imzanın mahkeme kararıyla …’ya ait olmadığının kesin olarak tespit edilmesi nedeniyle şahıs adına 25/06/2002 tarihinde yapılan hisse devri ve şahsın temsilci olarak atanması işlemlerinin geçersiz olduğu, davacının şirketten ayrıldığını ileri sürdüğü 25/06/2002 tarihinden sonra da şirkette kanuni temsilci sıfatını taşıdığı ancak şirket hakkında 07/10/2003 gün ve 5901 sayılı Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilen ortaklar kurulu kararıyla 15/08/2003 tarihinden itibaren …’in şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı, müteakiben 2004 ve 2005 yıllarında yayımlanan ticaret sicil gazetelerinde de başkaca şahısların şirket kanuni temsilcileri olarak atandıklarına ilişkin kararların ilan edildiği, kanuni temsilciliğe ilişkin olarak 25/06/2002 tarihli ortaklar kurulu kararıyla gerçekleştirilen atama işlemi geçersiz olmasına karşın 15/08/2003 tarihi itibariyle başka bir şahsın şirket müdürü olarak belirlenmesi nedeniyle bu tarihe kadar şirketi temsile yetkili olduğu sonucuna varılan davacının belirtilen tarihe kadar şirkete ait ve tahsil edilemeyen vergi borçlarından sorumlu olması kanun gereği olmakla birlikte, bu tarihten sonra şirkette temsilcilik görevi bulunmadığından tahakkuk edecek vergiler nedeniyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı, ödeme emri içeriği amme alacaklarının, ait oldukları dönemler göz önünde bulundurulduğunda; söz konusu vergi borçlarına ilişkin beyannamelerin kanunen verilme sürelerinin, borçların tahakkuk ve vade tarihlerinin, dolayısıyla amme alacaklarının doğduğu ve ödenmesi gerektiği tarihlerin davacının kanuni temsilci sıfatının sona erdiği tarihten sonrasına rastlaması nedeniyle davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Şirketten tahsil imkanı kalmayan amme alacaklarının şirketin kanuni temsilcisi olan davacıdan tahsili yoluna gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 14/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.