Danıştay Kararı 4. Daire 2020/109 E. 2023/1606 K. 22.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2020/109 E.  ,  2023/1606 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/109
Karar No : 2023/1606

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … San. Tic. Ltd. Şti’nin vergi borcu nedeniyle şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin yargı harcına ilişkin kısmı hariç diğer kısmının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının ortağı olduğu … San. Tic. Ltd. Şti. adına sahte fatura düzenlediğinden bahisle … tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporu’na istinaden tarh edilen vergilere karşı anılan şirket tarafından açılan davanın reddine karar verildiği, karar üzerine … nolu ihbarnamelerin şirket yetkilisine tebliğ edildiği, tahakkuk ettirilen alacakların vadelerinde ödenmemesi üzerine davacı adına şirket ortağı sıfatıyla muhteviyatı 2013/7 dönemi katma değer vergisi olan … tarih ve … sayılı ödeme emrinin düzenlendiği, davacının 28/08/2013 tarih ve 8389 sayılı Türkiye Sicil Gazetesi’nde ilan edilen … Noterliği … tarih ve … yevmiye numarası ile onaylanan 16/08/2013 tarihli ortaklar kurulu kararı ile … San. Tic. Ltd. Şti.’ne 3800 pay ile ortak olduğu ve şirket müdürlüğüne 10 yıl süre ile atandığı, 24/10/2013 tarih ve 8429 sayılı Türkiye Sicil Gazetesi’nde ilan edilen … Noterliği … tarih ve … yevmiye numarası ile onaylanan 01/10/2013 tarihli ortaklar kurulu kararı ile davacının 3800 pay hissesini devrettiği, müdürlük görevine son verildiği, bu durumda 2013/7 döneminde ve borcun vadesinde davacının şirkette ortaklık sıfatı bulunmadığı anlaşıldığından … tarih ve … sayılı ödeme emrinin dava konusu edilen kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un “ödeme emri” başlıklı 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, “ödeme emrine itiraz” başlıklı 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hususlarında yedi gün içinde dava açabileceği, aynı Kanunun ”limited şirketlerin amme borçları” başlıklı 35. maddesinin 1. fıkrasında, limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları, 2. fıkrasında, ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahısların devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu olacakları, 3. fıkrasında ise, amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahısların, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu olacakları hüküm altına alınmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35, mükerrer 35 ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10’uncu maddesi hükümleri ile Anayasa Mahkemesinin 19/3/2015 tarih ve K:2015/29 sayılı iptal kararına göre; kanuni temsilcilerin sorumluluğu ile limited şirket ortaklarının sorumluluğuna ilişkin koşullar farklı içerik taşımakta olup, kanuni temsilcilerin yerine getirmeleri gereken şirkete ait vergi ile ilgili ödevlerin yerine getirilmemesi nedeniyle sorumlu tutuldukları ve sonraki dönemlerdeki kanuni temsilcilerin ödevleri yerine getirmemeleri nedeniyle önceki kanuni temsilcilere sorumluluk yüklenemeyeceği kural olarak belirlendiği halde limited şirket ortakları için benzer bir hüküm bulunmadığından ve ortaklar doğrudan doğruya sorumlu tutulduklarından, kanuni temsilciler borcun tamamından müteselsilen sorumlu oldukları halde, ortakların sorumluluğu sermaye payına isabet eden borçla sınırlandığı ve kanuni temsilcilere rücu olanağı tanınmış olmasına karşın ortaklara böyle bir rücu olanağı tanınmadığı hususları gözetildiğinde şirket ortaklarının ve kanuni temsilcilerin takibinin ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.
Limited şirket ortağının sorumluluğu, ortağın şirkete karşı koymayı taahhüt ettiği esas sermaye paylarını ödemeye ilişkindir. Bu durumu sınırlı şahsi sorumluluk olarak tanımlamak mümkün olup, aynı zamanda kusursuz sorumluluk olarak da kabul edilmektedir.
Hal böyle olunca bu sorumluluk aslında bir vergi sorumluluğu olmayıp, kimi Danıştay kararlarında da belirtildiği şekilde, tahsilat muhataplığı sorumluluğudur. Bir başka deyişle limited şirket ortağının, vergi alacağından olan sorumluluğu, tahsil ile ilgilidir.
Bu nedenle, 6183 sayılı Kanunun 35. maddesinden doğan ve limited şirket ortaklarını, şirketten tahsiline olanak bulunmayan kamu alacaklarının ödenmesinden doğrudan doğruya ve payları oranında sorumlu tutan kural karşısında, tahsili gereken kamu alacağını yaratan vergilendirmenin ait olduğu dönemde şirketin paylarına sahip ortakların, bu dönemden sonra paylarını devretmiş olsalar da ortaklık sıfatının sürdüğü dönemlere ilişkin şirketin kamu borçlarından sorumlulukları, devralan şahısların ise devir öncesine ait sorumluluklarının devam ettiği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 28/08/2013 tarih ve 8389 sayılı Türkiye Sicil Gazetesi’nde ilan edilen … Noterliği … tarih ve … yevmiye numarası ile onaylanan 16/08/2013 tarihli ortaklar kurulu kararı ile … San. Tic. Ltd. Şti.’ne 3800 pay ile ortak olduğu, 24/10/2013 tarih ve 8429 sayılı Türkiye Sicil Gazetesi’nde ilan edilen … Noterliği … tarih ve … yevmiye numarası ile onaylanan 01/10/2013 tarihli ortaklar kurulu kararı ile davacının 3800 pay hissesini devrettiği, şirket hakkında düzenlenen vergi inceleme raporlarına istinaden 2013 yılı muhtelif dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarının yapıldığı, kesinleşen alacaklara ilişkin asıl borçlu şirket adına … tarih ve … sayılı ödeme emrinin düzenlenmesine rağmen borçların ödenmediği, şirket hakkında yapılan takip işlemlerinin sonuçsuz kaldığından bahisle şirket ortağı sıfatıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Olayda, 16/08/2013 tarihinde şirket hisselerinin %95’ini devralarak ortak sıfatını alan davacının, hisseleri devraldığı tarihten önceki vergi borçlarından da sorumlu olduğu yukarıda belirtilen kanun maddeleri gereği açık olup, sermaye hissesi gözönünde bulundurularak takip edilip edilmediği, amme alacağının asıl borçlu şirketin malvarlığından tahsili yoluna gidilip gidilmediği ve zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususları da değerlendirilerek yeniden karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 22/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.