Danıştay Kararı 4. Daire 2019/9855 E. 2020/4304 K. 16.11.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/9855 E.  ,  2020/4304 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/9855
Karar No : 2020/4304

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idarece tesis edilen … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; olayda, davacının herhangi bir mal varlığı, hak veya alacağına haciz uygulanmamış olup, davalı idare aleyhine açılan icra takip dosyalarına sunulan haciz bildirisi davacı menfaatlerini ihlal etmediği ve aleyhine kesin ve yürütülmesi gerekli işlem olarak nitelendirilemeyeceğinden işbu davanın esasının incelenmesine imkan bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İstinaf kararının gerekçesiz olduğu, haciz ve mahsup işleminin kaldırılması konulu davayı açmakta hukuki menfaatlerinin olmadığı yolundaki kararın isabetsiz olduğu, dava konusu işlemle ihlal edilen haklarının 3.269.659,00 TL olduğu, esasa aykırılıklar incelenmeden karar verildiği, dolayısıyla hukuka aykırı kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : ….
DÜŞÜNCESİ : Dava konusu işlemle davacının hukuksal durumunda değişiklik yaratılarak menfaatinin ihlal edildiği, dolayısıyla kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…., K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 16/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

2577 sayılı Kanunun 2. maddesinde tanımlanan iptal davaları, idarenin tek taraflı irade açıklamasıyla ilgililerin hukuksal durumunda değişiklik yaratan etkili ve yürütülmesi gerekli hukuksal işlemleri konu edinen davalardır.
Buna göre, idari makamların kamu gücüne dayanarak ilgililer hakkında tesis ettikleri ve ilgililerin mevcut hukuki durumları ile güncel ve meşru menfaatlerini etkileyen her türlü idare işleminin, konusuna göre görevli ve yetkili idari mahkemeler nezdinde dava konusu edebileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden; muhtelif KDV iade taleplerinin reddi üzerine davalı idare aleyhine … Vergi Mahkemesi’nin E:… ilâ … ve E:… ilâ … esaslarına kayden açılan davaların kabul edildiği, iadelerin yerine getirilmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğü nezdinde açılan … ilâ … sayılı dosyalar üzerinden davalı idare aleyhine icra takibi başlatıldığı, sözü edilen icra dosyalarına davacının iade alacaklarına mahsuben … tarihli …. sayılı ve … sıra numaralı haciz bildirisinin sunulması üzerine görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Belirtilen durum karşısında, uyuşmazlığın, söz konusu haciz bildirisinin tebliği üzerine davacının hak ve alacaklarına uygulanan hacze ilişkin olduğu sonucuna varılmaktadır.
Dolayısıyla, dava konusu işlemle davacının hukuksal durumunda değişiklik yaratılarak menfaatinin ihlal edildiği sonucuna varıldığından davanın esası incelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken Vergi Mahkemesince davanın incelenmeksizin ret kararına karşı yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.