Danıştay Kararı 4. Daire 2019/9833 E. 2020/4811 K. 24.11.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/9833 E.  ,  2020/4811 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/9833
Karar No : 2020/4811

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Dayanıklı Tüketim Malzemeleri Servis ve
Pazarlama İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına takdir komisyonu kararı uyarınca vergi ziyaı cezalı olarak re’sen tarh edilen 2010/6 dönemlerine ilişkin katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Bölge İdare Mahkemesince verilen temyize konu kararda; davacının defter ve beyannamelerinin gerçek durumu yansıtmadığına ilişkin herhangi bir somut tespit olmadığı, ortada bir re’sen takdir sebebi bulunmadığı halde davacının 29/12/2015 tarihinde takdir komisyonuna sevk edildiği, cezalı tarhiyatın 31/12/2015 tarihinde zaman aşımına uğrayacağı, yapılan sevk işleminin asıl amacının zaman aşımını durdurmak olduğu, takdire sevk işleminin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesinde belirtilen zaman aşımı süresini durduracağının kabulüne imkan bulunmadığı, uyuşmazlık konusu vergi alacağının 2010 yılında doğması ve zamanaşımı süresinin 31/12/2015 tarihinde dolması karşısında; beş yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra 2016 yılında tebliğ edilen dava konusu vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatında hukuka uyarlık görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: 2010 dönemi hesaplarının sahte fatura kullanıldığı gerekçesiyle yapılan inceleme sonucu Vergi Tekniği Raporu’nun düzenlendiği, bu rapora istinaden Takdir Komisyonu Kararları ile belirlenen matrahlar üzerinden yapılan cezalı tarhiyatların hukuka uygun olduğu, kararı bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 113. maddesinde, zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmış olup bu durumun mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade edeceği, 114. maddesinde ise, “Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder. Ancak işlemeyen süre her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamaz.” denilmek suretiyle takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan re’sen tarhiyatlarda zamanaşımı hususunun olup olmadığının tespiti için takdir komisyonuna sevk tarihi, takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi, ihbarnamenin tebliğ tarihi ve takdir komisyonunda geçen süreye (takdir komisyonuna sevk tarihi ile takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi arasındaki süre) bakılarak karar verilmelidir.
Bilindiği üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinde sayılan re’sen vergi tarhını gerektiren sebeplerin varlığı halinde vergi inceleme elemanlarınca ilgili dönem matrahı re’sen tarh edilebileceği gibi takdir komisyonuna sevk edilerek de söz konusu işlem yapılabilmektedir. Kanunun 74. maddesinde ise, takdir komisyonlarının görevlerini yaparken takdir sebeplerinin bulunup bulunmadığını inceleyemeyeceği, hatalı gördüğü işlemlerde ilgili vergi dairesini yazı ile ikaz etmeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Bu itibarla, takdir komisyonu takdir nedenleri ile ilgili herhangi bir belirleme yapma veya değiştirme hakkına sahip değildir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, takdir komisyonu kararına göre yapılan tarhiyatlarla ilgili uyuşmazlıklarda zamanaşımı ile ilgili hususların çözümünde, genel ilke olarak takdir komisyonuna sevkle tarh zamanaşımının durduğunun kabulü gereklidir. Dolayısıyla, yalnızca takdire sevk tarihine bakılarak takdir komisyonuna sevkin, zamanaşımını durdurmak amacıyla yapıldığının bu çerçevede kabulüne imkan bulunmamaktadır. Mevcut vergi incelemeleri tamamlanmadan da takdire sevk işleminin bu kapsamda yapılabileceği ve tamamlanan inceleme sonucunda elde edilen bilgi ve verilerin takdir komisyonunca da değerlendirilebileceği tabiidir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 2010/6 dönemine ilişkin katma değer vergisinin re’sen takdiri için 29/12/2015 tarihinde takdir komisyonuna sevk edildiği, 27/10/2016 tarihli takdir komisyonu kararıyla matrah takdirinin yapıldığı, takdir komisyonu kararı esas alınarak düzenlenen ihbarnamenin ise davacıya 09/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Olayda, 2010 yılına ilişkin olarak 31/12/2015 tarihinde dolacak olan tarh zamanaşımı süresinin dolmasından önce 29/12/2015 tarihinde yapılan takdire sevk işlemi, 213 sayılı Kanunu’nun 114. maddesi uyarınca işlemeye devam eden tarh zamanaşımı süresini durduracağından işin esası incelenerek (takdir komisyonu kararının idareye tevdi tarihinden itibaren tekrar işlemeye başlayacak olan ve kalan iki günlük zamanaşımı süresi içerisinde ihbarnamenin tebliğ edilip edilmediği dolayısıyla bu anlamda zamanaşımı bulunup bulunmadığı araştırılarak bulunmadığının tespit edilmesi halinde) karar verilmesi gerekirken, takdire sevk işleminin zamanaşımını durdurmayacağı ve dava konusu cezalı verginin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle verilen temyize konu Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 24/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X)KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.