Danıştay Kararı 4. Daire 2019/9811 E. 2023/601 K. 08.02.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/9811 E.  ,  2023/601 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/9811
Karar No : 2023/601

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Dış Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 153/A maddesinin birinci, ikinci fıkrası kapsamında 27.110.998,54 TL teminat istenilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirketin mükellefiyet kaydının 30/09/2018 tarihi itibariyle re’sen terkin edilmesi üzerine, söz konusu re’sen terk işlemine karşı Mahkemelerinin E:… esasına kayden açılan davada, yürütmenin durdurulmasına karar verildiği ve Mahkemelerince verilen 25/12/2018 tarihli ara kararına gönderilen davalı idarenin yazısında, davacı hakkında düzenlenmiş bir vergi inceleme raporunun bulunmadığının belirtildiği, 213 sayılı Kanun’un 153/A maddesi uyarınca mükelleflerden teminat istenilebilmesi için ilgili mükellef hakkında münhasıran sahte belge düzenleme amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin tespiti yönünde inceleme raporu düzenlenmiş olmasının gerektiği açıkça hükme bağlanmış olduğundan, davacının ilgisinin bulunduğu diğer mükellefler hakkında düzenlenen raporlardan hareketle davacıdan teminat istenilmesi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan iş ve işlemlerin hukuka uygun olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 153/A maddesinin 1. fıkrasında; “Başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediğinin raporda belirtilmesi üzerine işi bırakmış addolunan ve mükellefiyet kayıtları vergi dairesince terkin edilenlerden, serbest meslek erbabının, şahıs işletmelerinde işletme sahibinin, adi ortaklıklarda ortaklardan her birinin, ticaret şirketlerinde; şirketin, kanuni temsilcilerinin, yönetim kurulu üyelerinin, şirket sermayesinin asgari % 10’una sahip olan gerçek veya tüzel kişilerin ya da bunların asgari % 10 ortağı olduğu veya yönetiminde bulundukları teşebbüslerin, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlerin veya düzenlenen raporda fiillerin işlenmesinde bilfiil bulundukları tespit edilenlerin işe başlama bildiriminin alınması halinde, bunlar adına mükellefiyet tesis edilebilmesi için işe başlama bildiriminde bulunanların ve mükellefiyeti terkin edilenlerin tüm vergi borçlarının ödenmiş ve 6183 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılan nev’iden 75.000 Türk Lirasından (544 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2023’den itibaren 440.000 TL) ve düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan toplam tutarın % 10’undan az olmamak üzere teminat verilmiş olması şarttır.” hükmüne yer verilmiş, aynı maddenin 2. fıkrasında ise, birinci fıkrada sayılanların ortağı oldukları adi ortaklıkların, kanuni temsilcisi, yönetim kurulu üyesi, şirket sermayesinin asgari %10’una sahip oldukları ticaret şirketlerinin veya idare ettikleri tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin işe başlama bildiriminde bulunması halinde de birinci fıkra hükmünün uygulanacağı belirtilmiştir.
Bu durumda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Teminat Uygulaması” başlıklı 153/A maddesi ile getirilen düzenlemenin amacının, münhasıran sahte belge ticaretiyle uğraşmak maksadıyla kurulan şirketlerin en başından önüne geçmek olduğu, anılan maddenin birinci fıkrasının açık hükmü ile söz konusu fıkra kapsamında olup durumları kesinleşenlerden ilgili Yasanın belirlediği oranda teminat yatırması ve borcun tamamının istenebileceği kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından 12/09/2018 tarihli işe başlama bildirim dilekçesi ile davalı idareden mükellefiyet tesis edilmesi isteminde bulunulduğu, bunun üzerine davalı idarece tesis olunan … tarih ve … sayılı işlem ile davacının isteminin, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153/A maddesinin birinci/ikinci fıkrasında sayılan mükelleflerden olduğunun tespit edildiği ve şirketin mükellefiyet kaydının sahte belge düzenlediği tespit edildiği gerekçesi ile re’sen terkin edilmiş olduğundan bahisle şirkete ait ve şirketin Yönetim Kurulu üyesi olan …’a ait tüm vergi borçlarının ödenmesi ve 27.110.998,54 TL tutarında teminat gösterilmesi gerektiği ileri sürülerek reddedildiği, bunun üzerine dava konusu işlemin iptali istemiyle işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 153/A maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında öngörülen teminat isteme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin irdelenmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, davacı şirkette yönetim kurulu üyesi olan …’ın şirketi 20/04/2012 ila 30/10/2017 tarihleri arasında temsil ettiği ve şirkette imza yetkisinin bulunduğu ayrıca, 5 adet SMİYB Düzenleme durumu tespit edildiğinden özel esaslara ve 213 sayılı Kanunun 153/A maddesi kapsamına alındığı, bu durumun yanı sıra aynı şahsın … Dış Ticaret Anonim Şirketi’nde %50 oranında hissesinin bulunduğu ve 04/10/2013 tarihinden itibaren de şirketin yönetim kurulu başkanı olduğu anlaşılmıştır. … Dış Ticaret Anonim Şirketi’nin ise 2013 ve 2014 yılı hesap ve işlemlerinin sahte fatura düzenleme yönünden incelendiği ve hakkında yapılan ilgili yılların muhtelif dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarına karşı … Vergi Mahkemesinin … ve … esasına kayden açılan davalarda, şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerin değerlendirilmesi sonucu münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettiridiği sonucuna varılarak davanın reddine kararı verildiğinden, davacı şirketten teminat istenilmesine dair dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmış olup, vergi mahkemesi kararının kaldırılması isteminin reddine dair Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 08/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.