Danıştay Kararı 4. Daire 2019/9205 E. 2023/832 K. 20.02.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/9205 E.  ,  2023/832 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/9205
Karar No : 2023/832

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, istisnai kıymet kapsamındaki serbest dolaşıma giriş beyannameleri ile ilgili sonradan gelen fiyat farkı faturaları için sunulan tamamlayıcı beyanlardan kaynaklanan ve indirim konusu yapılması gerektiğinden bahisle 22/03/2018 tarihinde ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine tahakkuk eden katma değer vergisinin 657.093,00 TL’lik kısmının kaldırılması ve söz konusu tutarın tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; olayda, ithalatta gümrük idaresine ödenen katma değer vergisinin öngörülen şartlar yerine getirildiğinde indirilecek katma değer vergisi olarak beyan edilebileceği, istisnai kıymetle beyan kapsamında ithalatı gerçekleştirilen ürünlere ilişkin olarak sonradan ortaya çıkan fiyat farkı faturalarında yer verilen katma değer vergisinin de indirim konusu yapılabileceği kanaatine ulaşılmakla birlikte, ilgili mevzuat hükümlerine göre indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği, bu haliyle, 2017 yılında verilen tamamlayıcı beyan üzerine tahakkuk eden katma değer vergisinin 2018/Şubat döneminde yani takvim yılı aşılarak indirim konusu yapılması mümkün olmadığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, sonradan gelen fiyat farkı faturalarının aynı takvim yılı içerisinde indirim konusu yapılmak istenildiği, ilgili mevzuat hükümleri uyarınca tamamlayıcı beyana ilişkin tutarların indirime tabi tutulabileceği, dolayısıyla dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 20/02/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin (a) bendinde, malın teslimi ve hizmet ifası hallerinde vergiyi doğuran olayın malın teslimi veya hizmetin yapılması ile meydana geldiği düzenlenmiştir.
Aynı Kanunun 29/1-a maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri; aynı maddenin olay tarihinde yürürlükte bulunan 3. fıkrasında ise, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği kurala bağlanmıştır.
Bununla birlikte, Kanunun 34. maddesinin 1. fıkrasında, yurt içinde sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği; 35. maddesinde ise, malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi, işlemden vazgeçilmesi veya sair sebeplerle matrahta değişiklik vukubulduğu hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükellefin bunlar için borçlandığı vergiyi, bu işlemlere muhatap olan mükellefin ise indirme hakkı bulunan vergiyi değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin vuku bulduğu dönem içinde düzeltebileceği hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin istisnai kıymetle beyan kapsamında Tekirdağ Gümrük Müdürlüğünce tescil edilen 2016 yılının muhtelif dönemlerine ait beyannamelerle ithalatını gerçekleştirdiği ürünlere ilişkin sonradan gelen fiyat farkı faturaları için 05/10/2017 tarihinde tamamlayıcı beyanda bulunduğu, tamamlayıcı beyanların geç yapıldığı gerekçesiyle ilgili gümrük idaresince 26/12/2017 tarihli KDV ek tahakkuk kararlarının düzenlendiği, ek tahakkuklara konu katma değer vergisinin 05/01/2018 tarihinde şirket tarafından ödendiği, söz konusu katma değer vergisi ödemelerinin 1 No’lu katma değer vergisi beyannamesinde gösterilerek indirim konusu yapılabileceğinden bahisle 22/03/2018 tarihinde 2018/Şubat dönemi katma değer vergisi beyannamesinin ihtirazi kayıtla verildiği, bunun üzerine tahakkuk eden katma değer vergisinin 657.093,00 TL’lik kısmının kaldırılması ve ödenen tutarın tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faiziyle birlikte iadesi istemiyle de bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, ithalatta gümrük idaresine ödenen katma değer vergisinin öngörülen şartlar yerine getirildiğinde indirilecek katma değer vergisi olarak beyan edilebileceği, istisnai kıymetle beyan kapsamında davacı tarafından ithalatı gerçekleştirilen ürünler için sonradan verilen tamamlayıcı beyan ile kanunun aradığı anlamdaki ithalatın gerçekleştiği açık olup, olayda, sonradan gelen fiyat farkı faturaları için tamamlayıcı beyanda bulunulması üzerine yapılan ek tahakkuklara konu katma değer vergisinin ödendiği ve ilgili vesikaların defterlere kaydedildiği dönemde indirim hakkından yararlanılmak istenildiği, bu haliyle, tamamlayıcı beyanlar nedeniyle katma değer vergisi matrahının yukarıda belirtilen 3065 sayılı Kanunun 35. maddesi kapsamında değiştiği, kaldı ki indirim konusu yapılmaması halinde aynı işlem üzerinden mükerrer olarak katma değer vergisi alınmış olacağı dikkate alındığında, söz konusu tutarın, vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği takvim yılı aşılarak 2018/2 döneminde indirim konusu yapılamayacağından bahisle tahakkuk ettirilen katma değer vergisinde hukuka uygunluk bulunmadığı ve tahsil edilen tutarın hesaplanacak tecil faiziyle birlikte davacıya iadesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ve aksi yöndeki Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.