Danıştay Kararı 4. Daire 2019/8854 E. 2020/4383 K. 17.11.2020 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/8854 E.  ,  2020/4383 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/8854
Karar No : 2020/4383

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): … Ev Aletleri Pazarlama ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, 2017 dönemi kurumlar vergisine ilişkin olarak, döviz olarak elde ettiği ihracat gelirlerinin binde beşi oranında götürü gideri bulunduğundan bahisle verilen ihtirazi kayıtlı beyanname üzerine tahakkuk eden 1.009.225,17 TL tutarlı verginin iptali ve tecil faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı kararda; davacının ihracatı nedeniyle hasılat tutarının binde beşi oranında gider yazılabilmesi imkanının Kanun’un açık hükmü olduğu, Kanun’da sayılan işlerden biri ile iştigal edilmesi dışında gider yazabilmenin herhangi bir şarta bağlı olmadığı, tebliğ ile Kanun hükmünün daraltılmasına olanak bulunmadığı gibi Kanun’un zaten belgelendirilemeyen giderler için bu uygulamayı getirdiği, dolayısıyla tebliğ ile öngörülen hususun yasanın açık hükmünün uygulanmasını imkansız hale getirecek olması karşısında davacının ihtirazı kaydının kabul edilmemesi suretiyle yapılan dava konusu tahakkukta hukuka uyarlık görülmediği, buna göre davacı şirket tarafından ödenen 1.009.225,17 TL’nin iadesi ile idarece tahsili tarihinden iş bu karara göre iadesi tarihine kadar geçen süre içinde kullanımından mahrum kalınan tutarın davacı isteminde belirtilen 213 sayılı Kanun’un 112/4 maddesi uyarınca hesaplanacak tecil faizi yerine bu husustaki genel hükümleri içeren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun’da öngörülen oranda faiz uygulanmak suretiyle davacıya iade edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; 6322 sayılı Kanun ile yapılan son değişiklik sonrası, fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergilerin iadesinde “tecil faizi” ödenmesi esasının getirildiği, Vergi Usul Kanunu’nun 112/4. maddesindeki, fazla ve yersiz olarak tahsil edilen vergilerin iadesinde, “tecil faizi” uygulanacağı yolundaki açık hüküm bulunduğu, buna göre davacıdan tahsil edilen verginin, tahsil tarihinden itibaren işleyecek ve 6183 sayılı Kanun’a göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faizi ile birlikte davacıya iadesi gerekmekteyken, ilk maddesinde açıkça “Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’na göre faiz ödenmesi gereken hallerde” uygulanacağı belirtilen 3095 sayılı Kanun’daki “kanuni faize” hükmedilmesi yerinde olmadığından, Mahkeme kararının bu kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davalı istinaf başvurusunun reddine, davacı istinaf başvurusunun kabulüne, Mahkeme kararının faize ilişkin kısım yönünden kaldırılmasına, haksız kesinti için tahsil tarihinden itibaren tecil faizi işletilmesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu tahakkuk işleminin tesis edildiği ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine uygun olduğu, yargı kararlarıyla kaldırılan vergilendirmeler nedeniyle tahsil edilmiş tutarların ilgililere iadesi sırasında, Danıştay’ın yerleşik hale gelen içtihatlarıyla kabul edilen ve bu husustaki genel hükümleri içeren 3095 sayılı Kanun’da öngörülen faiz oranının uygulanması gerektiği, yasal mevzuata uyarınca yapılan tahakkuk işleminin tamamen yasal ve yerinde olduğu, faiz isteminin, asıl alacağın görüldüğü dava ile birlikte ya da yasal zamanaşımı süresi içerisinde asıl alacaktan bağımsız bir dava ile talep edilebileceğinin Borçlar Kanunu’nun 126/1. maddesinde hükme bağlandığı, 213 sayılı Kanun’un 112. maddesinin 4. fıkrasına göre, mükelleflere faiz ödenmesinin, ancak tereddüt edilmeyen açık ve mutlak bir vergilendirme hatasından dolayı, vergi idaresine re’sen ya da yükümlülerce verilen düzeltme dilekçeleri üzerine düzeltme fişi ile iade edilen vergiler için mümkün bulunduğu, ihtirazı kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk edip, dava konusu yapılan vergilerin vergi mahkemesince iade edilmesine karar verilmesi halinde uygulanmasına olanak bulunmadığı, Kanun’un emredici hükümlerini yerine getirmek zorunluluğundan kaynaklanarak yapılan işlemler nedeniyle, faiz ödemekle İdarelerin yükümlü tutulmasının, Hazine’ye açık bir zarar getirdiğinden hukuka aykırılık teşkil edeceği belirtilerek kabule ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 17/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.