Danıştay Kararı 4. Daire 2019/8782 E. 2023/241 K. 18.01.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/8782 E.  ,  2023/241 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/8782
Karar No : 2023/241

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnşaat ve Ticaret Limited Şirketi …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Yapı İnşaat Ticaret Limited Şirketi – … İnşaat ve Ticaret ve Limited Şirketi adi ortaklığının kanuni temsilcisi sıfatıyla … İnşaat ve Ticaret ve Limited Şirketi adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, gecikme faizi ve özel usulsüzlük cezasına ilişkin bölümlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 3065 sayılı Kanunun 44. maddesi, adi ortaklığın mevcut olduğu hali düzenlediği ve adi ortaklık ilişkisi sona erdikten sonra ortakların ortaklığı temsilen işlem yapmalarına olanak bulunmadığından, ortaklardan birine yapılacak tebligatın ortaklığı ve bunun sonucunda diğer ortağı bağlamasının mümkün olmadığı, bu nedenle, adi ortaklığın sona ermesinden sonra ortaklık adına tarh edilecek vergilerin ortaklara ayrı ayrı tebliğ edilerek, vergilerin, ortakların dava açma ve uzlaşmaya başvurma gibi yasal haklarını kullanmalarına olanak sağlanarak tahakkuk ettirilmesinin gerekli olduğu, adi ortaklığın mükellefiyet kaydı 31/12/2008 tarihinde re’sen terkin edilmiş olduğundan, bu tarihten sonra ortaklardan birine yapılan tebligatların diğeri yönünden sonuç doğurmasına olanak bulunmadığı, bu nedenle, davacı şirket yönünden tahakkuk etmemiş alacağın ödeme emri ile istenmesinde ve davacı şirket adına düzenlenen ödeme emrinin dava konu olan katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, gecikme faizi ve özel usulsüzlük cezasına ilişkin bölümlerinde hukuka uyarlık görülmediği, diğer davacı … yönünden ise; idare hukukunun genel ilkelerine göre iptal davası açılabilmesi için gerçek ya da tüzel kişiler ile dava konusu edilen işlem arasında makul ve ciddi bir ilişkinin, diğer bir deyişle menfaat bağının bulunmasının gerektiği, dava dilekçesi ekindeki ödeme emrinden ve idarece gönderilen belgelerden davacı adına düzenlenmediği anlaşılan dava konusu ödeme emrinin diğer davacı …İnş. Tic. ve Ltd. Şti. adına düzenlenip tebliğ edilmesi nedeniyle davacının menfaatinin zarar görmesi ve davacı yönünden hukuki bir sonuç doğurması sözkonusu olamayacağından, bu işleme karşı davacı tarafından kendi adına açılan davada ehliyetinin bulunmadığının kabulü ile … yönünden açılan davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; kanuni düzenleme gereği olarak ortaklardan herhangi biri adına diğer ortaklar da müteselsilen sorumlu olmak üzere ihbarname düzenlenerek kamu alacağının takibinin yapılması gerekirken, adi ortaklık adına ihbarname ve ödeme emri düzenlenerek borcun takibinin yapıldığı, ancak ödeme emri safhasında borcun tahsil edilememesi nedeniyle adi ortaklığın ortaklarından olan davacı …İnş. Tic. ve Ltd. Şti. adına “kanuni temsilci sıfatıyla” ödeme emri düzenlenerek takibe başlanıldığı, adi ortaklık veya ortak olan davacı adına usulüne uygun bir kamu alacağının kesinleştiğinden bahsedilemeyeceğinden, ayrıca 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesi anlamında kanuni temsilci sıfatı bulunmayan ve adi ortaklık sözleşmesine göre de ortaklığın idaresi sorumluluğu bulunmayan davacı … İnş. Tic. ve Ltd. Şti. adına kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emri düzenlenmesinde ve davacı adına düzenlenen ödeme emrinin dava konu olan katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, gecikme faizi ve özel usulsüzlük cezasına ilişkin bölümlerinde hukuka uygunluk bulunmadığından, vergi mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun gerekçeli reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 620. maddesinde, adi ortaklık sözleşmesinin, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşme olduğu, bir ortaklığın, kanunla düzenlenmiş ortaklıkların ayırt edici niteliklerini taşımıyorsa, bu bölüm hükümlerine tabi adi ortaklık sayılacağı, 625. maddesinin birinci fıkrasında, yönetimin, sözleşme veya kararla yalnızca bir veya birden çok ortağa ya da üçüncü bir kişiye bırakılmış olmadıkça, bütün ortakların ortaklığı yönetme hakkına sahip olduğu, 637. maddesinde, kendi adına ve ortaklık hesabına bir üçüncü kişi ile işlemde bulunan ortağın, bu kişiye karşı bizzat kendisinin alacaklı ve borçlu olacağı, ortaklardan biri, ortaklık veya bütün ortaklar adına bir üçüncü kişi ile işlem yaparsa, diğer ortakların ancak temsile ilişkin hükümler uyarınca, bu kişinin alacaklısı veya borçlusu olacakları, kendisine yönetim görevi verilen ortağın, ortaklığı veya bütün ortakları üçüncü kişilere karşı temsil etme yetkisinin var sayılacağı, ancak, temsil yetkisine sahip yönetici ortağın yapacağı önemli tasarruf işlemlerine ilişkin yetkinin, bütün ortakların oybirliğiyle verilmiş olması ve yetki belgesinde bu hususun açıkça belirtilmiş olmasının şart olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 8/1-a maddesinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, katma değer vergisi mükellefinin bu işleri yapanlar olduğu, “Tarhiyatın Muhatabı” başlıklı 44. maddesinde de, katma değer vergisinin, bu vergiyle mükellef gerçek veya tüzel kişiler adına tarh olunacağı, şu kadar ki adi ortaklıklarda, verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan herhangi birinin tarhiyata muhatap tutulacağı hükme bağlanmıştır.
3065 sayılı Kanunun 44. maddesindeki ortaklardan herhangi birinin tarhiyata muhatap olacağı kuralı ile muhatap olarak kimin alınacağı hususunda doğabilecek tereddütleri gidermek amaçlanmıştır.
Dosyasının incelenmesinden, “… 100 Yataklı Devlet Hastanesi İnşaatı İşi” nin yapımı için davacı … İnş. Tic. ve Ltd. Şti. ile … Yapı İnş.Tic.Ltd.Şti arasında yapılan 13/05/2005 noter onayı tarihli “Ortaklık Sözleşmesi” gereğince kurulan adi ortaklığın 31/12/2008 tarihinde faaliyetinin sona erdiği, adi ortaklığın 2005 yılı hesaplarının incelenmesi sonucunda düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporu ile önerilen tarhiyatların … Yapı İnş.Tic. Ltd. Şti. – … İnş. Tic. ve Ltd. Şti. adi ortaklığı adına yapıldığı ve …,…,…,…,… sayılı ihbarnamelerin 30/12/2010 tarihinde … Yapı İnş. Tic. Ltd.Şti.’nin kanuni temsilcisi ve aynı zamanda adi ortaklığın da temsilcilerinden olan … ‘e tebliğ edildiği, ihbarnamelere karşı dava açılmaması ve ödeme yapılmaması üzerine de yine … Yapı İnş.Tic. Ltd. Şti. – … İnş. Tic. ve Ltd. Şti. adi ortaklığı adına düzenlenen … sayılı ödeme emrinin 09/05/2011 tarihinde … ‘e tebliğ edildiği, adi ortaklıktan tahsil edilemeyen alacağın tahsili amacıyla davaya konu … tarih ve … sayılı ödeme emrinin “kanuni temsilci sıfatıyla” davacı … İnş.Tic. ve Ltd. Şti. adına düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Katma değer vergisi uygulaması bakımından, adi ortaklık, ortaklardan bağımsız işletme birimi olarak vergilendirilmekte, defter tutma, fatura bastırma, belge düzenleme, muhafaza ve ibraz ödevleri ile beyanname verme ve vergi ödeme gibi yükümlülükleri ortaklardan ayrı yerine getirme zorunluluğunda bulunmaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ile açıklamalar bir arada değerlendirildiğinde, davacı adına müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin dayanağı olan ve ortaklardan ayrı katma değer vergisi mükellefi olan adi ortaklık adına yapılan tarhiyatlara ilişin vergi/ceza ihbarnamelerinin müteselsil sorumlu olan ortaklardan herhangi biri adına düzenlenmesi gerekirken adi ortaklık adına düzenlenmesinin 3065 sayılı Kanun’un 44. maddesine uygun düşmediği ve usule uygun şekilde kesinleştirilmeyen alacak için davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle karar verilmişse de, söz konusu tarhiyatların nedenini oluşturan fiillerin adi ortaklık olarak gerçekleştirildiği ve yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde fiili gerçekleştiren adi ortaklığın vergi ve cezalar açısından muhatap kabul edilmesinde yasal bir engel bulunmadığı anlaşıldığından adi ortaklık adına ihbarname ve ödeme emri düzenlenmesinde ve adi ortaklıktan tahsil edilemeyen alacak için ortaklardan birinin takip edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Nitekim Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 18/09/2019 tarih ve E:2018/633, K:2019/652 sayılı kararı da bu yöndedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 18/01/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum