Danıştay Kararı 4. Daire 2019/7693 E. 2023/670 K. 13.02.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/7693 E.  ,  2023/670 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/7693
Karar No : 2023/670

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 2017 yılında elde edilen gayrimenkul sermaye iradı gelirleri için kira gelirinden %15 götürü gider indirimi yapılarak ihtirazi kayıtla verilen gelir vergisi beyannamesi üzerine gerçekleşen tahakkukun iptali ve … TL’nin iadesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; Anayasa Mahkemesinin E:2016/150;K:2017/179 sayılı, E:2017/47;K:2017/84 sayılı, E:2010/93;K:2012/20 sayılı, E:2004/14;K:2004/84 sayılı kararları ve 05/12/2017 tarih ve 30261 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 14. maddesinde, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 74. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “%25’ini” ibaresinin “%15’ini” şeklinde değiştirilmesi ve aynı Kanunun 123. maddesinde, 14. maddenin 01/01/2017 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceğine ilişkin maddelerle birlikte, gayrimenkul sermaye iradı gelirleri bakımından takvim yılının 31/12/2017 tarihinde bitecek olması ve takvim yılı bitmeden mezkur kanun hükmünün 05/12/2017 tarihinde yürürlüğe girmesi dikkate alındığında, kanunun gerçek anlamda geriye yürümesinden söz edilemeyeceği, bu minvalde Kanun’un Anayasa’ya aykırı olmadığı sonucuna varıldığından, %15 götürü gider hesaplanarak verilen beyannameye istinaden gerçekleşen gelir vergisi tahakkukunda hukuka aykırılık bulunmadığı, diğer yandan, davacı tarafından 2017 yılında gerçek usul yönteminin uygulanması durumunda götürü gider usulü metoduyla hesaplanandan daha fazla giderin oluşacağı ve daha az gelir vergisi tahakkuk edeceğine ilişkin bir iddianın ileri sürülmediği ve bu hususa ilişkin belgenin ibraz edilmediği, ihtilafın 2016 yılında götürü usul metodu tercih edilmesine rağmen 2017 yılı için gerçek usul metoduyla giderlerin hesaplanması neticesinde davalı idare tarafından yapılan fark gelir vergisi tarhiyatına ilişkin olmadığı, davacının kendi iradesiyle götürü usul metodunu tercih ettiği görüldüğünden, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 74. maddesindeki, götürü gider usulünü kabul edenlerin iki yıl geçmedikçe bu usulden dönemeyecekleri düzenlemesinin hukuki güvenlik ilkesini ihlal eder boyutta görülmediği, davacı tarafından, getirilen düzenlemenin takvim yılı içinde memleketi terk edenler ve ölenin mirasçıları tarafından vefat eden kişi adına verilecek beyannamede gösterilecek götürü gider oranı bakımından farklılığa sebep olduğu ileri sürülmekteyse de davacı ile mezkur kişilerin aynı hukuki durumda olmadığı ayrıca mezkur kişilerin göstereceği götürü gider oranı hususunda yapılmış bir düzenlemenin ve indirim yapılması gereken götürü gider oranının ne olması gerektiğine ilişkin verilmiş bir yargı kararının bulunmadığı görüldüğünden, 7061 sayılı Kanun’daki değişikliklerin eşitlik ilkesini ihlal eder nitelikte görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, sonradan çıkarılan yasal düzenlemelerin, çıkarıldıkları tarihten önce vuku bulmuş vergiyi doğuran olaylara vergi borcunu artırır şekilde uygulanması, kanunların geriye yürümezliği ilkesine, öngörülebilirliğe, hukuki güvenliğe, vergi adaleti ve eşitliğe aykırılık oluşturacağından, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin .. tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 13/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.