Danıştay Kararı 4. Daire 2019/7578 E. 2022/9185 K. 26.12.2022 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/7578 E.  ,  2022/9185 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/7578
Karar No : 2022/9185

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından, vergi inceleme raporuna istinaden 2011 yılı için üç kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisi, 2011/1-3,4-6 dönemleri geçici vergileri ve kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; gelir vergisi raporunda resen tarh nedeni olarak sahte belge kullanımı gösterilmiş ve sonuç itibariyle sahte fatura kullanımından kaynaklı olarak da tarhiyat yapılması gerektiği belirtilmiş ise de, rapor içeriğinde sahte fatura kullanımından kaynaklı olarak matraha nasıl ve hangi tespitlerle ulaşıldığı konusunda bir beyan ya da bilginin olmaması, sahte fatura ile belgelendirilen emtianın gerçekten alınıp alınmadığı konusunda bir tespite yer verilmemesi, raporda tarhı gerektirir vergi hesaplanırken mükellefin gerçek alışlarından hareket edilmesi, buna rağmen resen tarh nedeninin sahte fatura kullanımı gösterilmesi, öte yandan yine tarhı gerektirir vergiye ulaşılırken yegane done alınan fire oranı hesaplanırken, üretilen birden fazla emtia için farklı fire oranı tespit edilmesine rağmen, fire oranının varsayımsal ve her bir emtia için ortak olarak %50 olarak belirlenmesi gibi unsurlar birlikte değerlendirildiğinde, eksik inceleme ile hazırlanan ve yeterli açıklık taşımayan, olayın gerçek mahiyetinden uzak rapor dayanak alınmak suretiyle dava konusu dönemler için yapılan gelir vergisi, gelir geçici vergisi tarhiyatları ile kesilen vergi ziyaı cezalarında ve buna isabet eden özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının 213 sayılı Kanun’un 353/1 maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası yönünden davanın kabulüne ilişkin kısmına yönelik davalı istinaf talebi yönünden; davanın kabulüne ilişkin hüküm fıkrasının, usul ve hukuka uygun olduğu ve kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı, cezalı tarhiyatlar yönünden ise; davacının da ifadesi doğrultusunda üretimde oluşan firelerin hurdacılara satıldığı ve fatura düzenlenmediğinin belirtildiği, burdan yola çıkarak oluşan fire üzerinden yine davacının beyanları doğrultusunda maliyetler dikkate alınarak kayıt dışı hasılat hesaplanarak oluşan matrah farkı üzerinden tarh edilen uyuşmazlık konusu vergi ziyaı cezalı gelir vergisi tarhiyatında ve gelir geçici vergileri nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezalarında da hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan, geçici vergi asıllarına bağlı olarak kesilen vergi ziyaı cezalarına gelince; geçici verginin yıllık vergiye mahsuben alınan peşin bir vergi olması nedeniyle 2011/1-3,4-6 dönemlerine ilişkin olarak sebep olunan geçici vergi kaybından dolayı bir kat vergi ziyaı cezası uygulanması hakkaniyete uygun olacağından, dava konusu 2011/1-3, 4-6 dönemleri üç kat vergi ziyaı cezasının, yukarıda açıklanan sebeplerle hukuka uygunluğuna hükmedilen matrah üzerinden hesaplanan vergi aslının bir katına ilişkin kısmında hukuka aykırılık, fazlaya ilişkin kısmında ise hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı adına yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin kabulü ve Vergi Dava Dairesi kararının aleyhe olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, geçici vergi aslına ilişkin hüküm fıkrasının oyçokluğuyla, aslı aranmayacak olan geçici vergiye bağlı kesilen vergi ziyaı cezasına yönelik hüküm fıkrasının ise oybirliğiyle ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 26/12/2022 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 120/4. maddesinde, yapılan incelemeler sonucunda geçmiş döneme ait geçici verginin %10’unu aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kısım için resen veya ikmalen geçici verginin tarh olunacağı, mahsup süresi geçtikten sonra, kesinleşen geçici vergilerin terkin edileceği ancak, gecikme faizi ve geçici vergiye bağlı kesilen cezanın tahsil olunacağı hükme bağlanmıştır.
Olayda, dava konusu ihbarnamelerde geçici vergi miktarı gösterilmiş ise de, geçici verginin aslının aranmayacağının belirtilmesi karşısında vergi miktarının kesilecek vergi ziyaı cezası tutarının belirlenmesine yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Şu halde, aslı aranmayacağı hem kanunun ilgili maddesi gereği olması ve hem de idarece tanzim olunan ihbarnamelerde geçici verginin aslının aranmayacağının açıkça belirtilmesi nedeniyle, kararın geçici vergilerinin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının hukuki sonuç doğurmasına imkan bulunmamaktadır.
Bu durumda, ihtilafın “geçici vergi asıllarına ilişkin kısım yönünden incelenmeksizin reddine” karar verilmesi gerekirken, davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulü ile aksi yöndeki Vergi Dava Dairesi kararının geçici vergi asıllarının kaldırılması yönündeki hüküm fıkrasının belirtilen gerekçelerle bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararının buna ilişkin kısmına katılmıyoruz.