Danıştay Kararı 4. Daire 2019/7421 E. 2023/1364 K. 13.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/7421 E.  ,  2023/1364 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/7421
Karar No : 2023/1364

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ….

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. ….

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, tefecilik faaliyetinde bulunduğu ve elde ettiği geliri kayıt ve beyan dışı bıraktığından bahisle takdir komisyonu kararıyla re’sen tarh edilen 2012 yılı vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ile geçici vergilerin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; Pos cihazından işlem yapan kart sahiplerinin gerçek bir mal veya hizmet alım satımı yapılmadığına yönelik ifadelerinin maddi delil niteliğinde olması, 2012 ve 2013 yılında elde edilen satış hasılatlarının 08/02/2012 tarihinde faaliyete başlayan ve 31/03/2013 tarihinde faaliyetine son veren bir firmanın bu şekilde yüksek ciroya kuruluştan itibaren çok kısa bir sürede ulaşmasının da iktisadi ve ticari icaplara uygunluk taşımaması, sektörel olarak da %0 katma değer vergisi uygulanan özel matrah şekline tabi tutulan altın sektöründeki faaliyetinin de tefecilik fiilinin işlenmesine uygun bir zemin oluşturması hususlarından dolayı davacının Pos cihazından kart sahiplerine gerçekleştirdiği ihtilaf konusu işlemler nedeniyle gerçek bir mal ve hizmet alış verişi olmaksızın tefecilik faaliyetinde bulunduğu sonucuna varıldığından taktir komisyonu kararına dayanılarak yapılan cezalı gelir vergisi tarhiyatında ve geçici verginin yasal süresinde tahakkuk ettirilmemiş olması nedeniyle ceza uygulanmasında hukuka aykırılık, mahsup dönemi geçmiş olması nedeniyle artık geçici vergi aranmayacağından geçici vergi aslında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davacının beyan ettiği satış hasılatının çok büyük bir kısmını oluşturan kredi kartlı işlem tutarlarının emtia karşılığı olmadığı, söz konusu tutarların tamamı üzerinden komisyon geliri elde edildiğinin kabulüyle salınan vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ve geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezası yönünden davanın reddinde hukuka uygunluk, geçici verginin kaldırılmasında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın redde ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının 2012, 2013 dönemine ilişkin iş ve işlemlerinin tefecilik faaliyeti yönünden incelendiği, inceleme sonucuna ilişkin vergi tekniği raporunun düzenlendiği, usule ve hukuka uygun tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığından kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar, bozulması istenen kararın geçici vergi aslına ilişkin kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin kararın diğer kısımlarına yönelik temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin (B) bendinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, Kanunun 30. maddesinin 4. bendinde, defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması hali re’sen tarh nedeni olarak belirtilmiş; 134. maddesinde ise, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının kuyumculuk faaliyeti ile uğraştığı, 2012-2013 yıllarına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu hakkında vergi tekniği raporunun düzenlendiği, buna göre tefecilik faaliyetinde bulunduğu ve elde ettiği gelirini kayıt ve beyan dışı bıraktığı hususunun tespit edildiği, bu rapor esas alınarak takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden re’sen 2012 yılı vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ile geçici gelir vergisi tarhiyatlarının yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda; davacının kuyumculuk faaliyeti ile iştigal ettiği, 08/02/2012 tarihli işe başlama yoklamasına ilişkin tutanakta, perakende ve toptan satış şeklinde kuyumculuk faaliyetinde bulunulacağının, masa, sehpa, vitrin, koltuk, altın vitrini, tartı ve …TL tutarında emtia bulunduğunun tespit edildiği, … tarihli yoklama fişinde, kuyumculuk faaliyetine devam ettiği, iş yerinde 205 gr has altın olduğu hususlarının yer aldığı, 31/03/2013 tarihinde iş bırakma bildiriminde bulunarak kaydının silinmesini talep ettiği, 27/05/2013 tarihli yoklamada mükellefin adresten ayrıldığı hususunun beyan edildiği, mükellefin mernis adresinde defter ve belge isteme yazısının tebliğ edilemediği, incelemenin tarh dosyası üzerinden yapıldığı, GİB üzerinden yapılan sorgulamada, 2012 ve 2013 yılı katma değer vergisi beyanlarına bakıldığında katma değer vergisine tabi matrahın çok düşük olduğu, buna karşın katma değer vergisi matrahına dahil olmayan özel matrah şekline tabi işlem bedelinin yani has altın satışının çok yüksek olduğu, mükellefin POS cihazı ile 2012 yılında … TL, 2013 yılında … TL tutarında satış yatığının tespit edildiği, 2012 ve 2013 yıllarında POS cihazı ile yapılmış olunan işlemlerin ilgili bankalardan liste halinde istenildiği, gönderilen belgelerden, mükellefin kullanmış olduğu çok sayıda pos cihazı bulunduğu, kredi kartlarının genel olarak kartın ait olduğu POS cihazı yerine farklı pos cihazıyla kullanıldığı, bu durumun ise kart hamilinin kimlik bilgilerine ulaşılmasını imkansız kıldığı, ancak kimlik bilgileri elde edilebilenler arasından sorgulama yöntemi ile tutar ve işlem sayısı göz önüne alınmak suretiyle görece yüksek tutarlı işlemlerden rastgele seçilen 18 kişinin beyan ve ifadelerine başvurulduğu ve bu kişilerin 13’ü bu çekimlerin mal ve hizmet teslimi olmadan kredi kartı borçlarını ödemek amacıyla yapılan çekimler olduğu, karşılığında %2-2,5 komisyon ödendiğini, kalan 5 kişide, kartlardan yapılan çekimlerin ne amaçla yapıldığını hatırlayamadıklarını ya da kartların başka bir yakınları tarafından kullanıldığını ve bu nedenle bilgilerinin olmadığını ifade ettikleri, yeni işe başlayan mükellefin bu denli yüksek satış yapmasının normal karşılanamayacağı, özel matrah şekline tabi satış olarak beyan edilen POS çekim tutarları pos tefeciliği faaliyetine ilişkin olup, beyanlarda has altın ticareti yapıldığı kanaati uyandırılmaya çalışıldığı, dolayısıyla davacı adına kayıtlı POS cihazlarının gerçek satış işlemi dışında kredi kartı borcu veya nakit ihtiyacı olan kredi kartı sahiplerinin belli bir komisyon karşılığında kredi kartı borçlarını ödeme veya nakit ihtiyaçlarını karşılamak suretiyle POS tefeciliği faaliyetinde kullanıldığı sonucuna varıldığı, 2012 yılı satış hasılatının … TL ve 2013 yılı satış hasılatının …. TL olduğu hususları tespit edilerek %3 faiz oranından hareketle matraha ulaşıldığı tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen tespitlerin değerlendirilmesinden; POS cihazından işlem yapan kart sahiplerinin gerçek bir mal veya hizmet alım satımı yapılmadığına yönelik ifadelerin maddi delil niteliğinde olması, 2012 ve 2013 yılında elde edilen satış hasılatlarına bakıldığında 08/02/2012 tarihinde faaliyete başlayan ve 31/03/2013 tarihinde faaliyetine son veren bir firmanın bu şekilde yüksek ciroya kuruluştan itibaren çok kısa bir sürede ulaşmasının da iktisadi ve ticari icaplara uygunluk taşımaması, sektörel olarak da %0 katma değer vergisi uygulanan özel matrah şekline tabi tutulan altın sektöründeki faaliyetinin de tefecilik fiilinin işlenmesine uygun bir zemin oluşturması hususlarına istinaden davacının POS cihazından kart sahiplerine gerçekleştirdiği ihtilaf konusu işlemler nedeniyle gerçek bir mal ve hizmet alış verişi olmaksızın tefecilik faaliyetinde bulunduğu sonucuna varıldığından takdir komisyonu tarafından matrah belirlenerek cezalı tarhiyat yapılmasında hukuka aykırılık, aksi yöndeki Vergi Dava Dairesi kararında ise hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle, davacı hakkındaki vergi tekniği raporu incelenerek, tespit edilen matrahın davacının faaliyet alanı olan kuyumculuk sektöründe Danıştayın yerleşik içtihatlarıyla belirlenen kârlılık oranı da dikkate alınarak yerinde olup olmadığı hususları yönünden yapılacak inceleme sonucuna göre yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…., K:… sayılı kararının, geçici vergi aslına ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Anılan Vergi Dava Dairesi kararının diğer kısımlarının BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 13/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.