Danıştay Kararı 4. Daire 2019/7370 E. 2023/345 K. 30.01.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/7370 E.  ,  2023/345 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/7370
Karar No : 2023/345

TEMYİZ EDEN (DAVACI) … Giyim Sanayicileri Dış Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, mahkeme kararının yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan 3.854.190,22 TL maddi zararın idareye başvuru tarihi olan 11/09/2017 tarihinden, talep edilen 100.000,00 TL manevi tazminatın ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; yapılan icra takibi ile alacak kesinleştiği ve anılan icra takibi devam ettiği, ilamların icrasını yerine getirmek için kurulan icra dairesinde devam eden bir takip var iken aynı istemle maddi tazminat davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gibi, verilen kararın icrasını yerine getirecek merciin icra dairesi olması nedeniyle mükerrer takip sonucu doğacağından maddi tazminat istemi yerinde görülmediği, davacının 100.000,00 TL manevi tazminat istemine gelince; davacı adına tesis edilen işlemlerin yargı kararlarıyla hukuka aykırı oldukları ortaya konulduktan sonra tesis edilen işlemler ve yapılan eylemlerin de yargı kararlarını etkisiz kılmaya yönelik olması, davalı İdarece yargı kararları gereğinin geciktirilmeksizin yerine getirilmemesinin ağır hizmet kusurunu oluşturması ve Hukuk Devletinde yargı kararlarının uygulanmamasının davacılar üzerinde manevi yönden büyük bir çöküntü ve ızdıraba yol açacağı bu nedenle davacının uğradığı manevi zararın da idarece tazmini gerektiğinden, davacının talebinin manevi tatmin aracı olmasından dolayı zenginleşmeye yol açmayacak miktarda bulunduğu sonucuna varılan 100.000,00 TL tazminat talebinin de kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; İstinafa Konu Mahkeme Kararının “maddi tazminat isteminin reddine” ilişkin kısmına davacı tarafından yapılan istinaf talebi açısından; istinaf yoluyla kaldırılması istenilen kararda, kanunda sayılan kaldırma nedenlerinin bulunmadığı ve dilekçede ileri sürülen iddiaların da sözkonusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte olmadığı, istinafa konu Mahkeme kararının “manevi tazminat isteminin kabulüne” ilişkin kısmına davalı idare tarafından yapılan istinaf talebi açısından ise; doktrinde de kabul edildiği üzere manevi tazminat patrimuanda meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı olmayıp tatmin aracı olduğundan, hukuka aykırı idari işlem veya eylem sebebiyle manevi tazminata hükmedilmesi için öncelikle hukuka aykırı ağır bir işlem veya eylem nedeniyle kişinin fiziki yapısının zedelenmesi, yaşama ve kazanma gücünün azalması veya ağır bir elemin duyulması ya da kişinin şeref ve haysiyetinin zedelenmesi gerektiği idari yargının ilkelerinden olup, yargı kararının uygulanmaması nedeniyle davacı şirketin manen tazmin edilmesini gerektirecek şekilde ticari itibarının zedelenmesi, güvenirliğinin azalması hususlarının oluşması mümkün olmadığından, manevi tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların olayda gerçekleşmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davacı istinaf isteminin reddine, davalı idare istinaf isteminin kabulüne, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından T.C. Anayasa’nın 125. maddesinde idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolunun açık olduğu, son fıkrasında ise; idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükmü yer aldığı, öte yandan, 2577 sayılı Kanun’un 2/1-b. maddesinde de; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayıldığı, kamu idarelerinin görmekle yükümlü bulundukları kamu hizmetlerini yürütürken; yasalara ve genel olarak hukuka uygun davranmaları gerekeceği, aksine hareketin, hizmet kusuru oluşturduğu ve idarelerin; kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında, yasalara ve hukuka aykırı hareketleri nedeniyle doğan zararı ödemekle yükümlü oldukları, kaldı ki, hukuka aykırı idari eylem ve işlemden kişilik hakkının ağır zarar görüldüğünün kabul edilmesi halinde, idarenin hizmet kusuru bulunup bulunmadığı araştırılmasına gerek bulunmadan, kusursuz sorumluluk ilkesi gereği, tazminata hükmedilmesi gerektiği, Danıştay’ın yerleşmiş kararları ile istikrar kazandığı, tüm bu nedenlerle Vergi Dava Dairesi kararının bozularak yeniden bir karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 30/01/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacı tarafından, mahkeme kararının yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte iadesi istemini reddeden Vergi Dava Dairesi kararı temyiz edilmiştir.
Davacı tarafından, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, temyize konu kararın maddi tazminatın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Davacının 100.000,00-TL manevi tazminat istemine gelince; öğretide de kabul edildiği üzere manevi tazminat, malvarlığında meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı olmayıp, manevi tatmin aracıdır. Başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı, manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu hale getirmektedir. Olayın niteliğine göre ilgilinin uğradığı manevi zarara karşılık takdir edilecek manevi tazminatın, manevi tatmin aracı olmasından dolayı zenginleşmeye yol açmayacak miktarda, fakat idarenin olaydaki kusurunun niteliğini ve ağırlığını ifade edecek ölçüde saptanması zorunlu bulunmaktadır.
Bu durumda, davacı adına tesis edilen işlemlerin yargı kararlarıyla hukuka aykırı oldukları ortaya konulduktan sonra tesis edilen işlemler ve yapılan eylemlerin de yargı kararlarını etkisiz kılmaya yönelik olması, davalı idarece yargı kararları gereğinin geciktirilmeksizin yerine getirilmemesinin ağır hizmet kusurunu oluşturması ve Hukuk Devletinde yargı kararlarının uygulanmamasının davacılar üzerinde manevi yönden büyük bir çöküntü ve ızdıraba yol açacağı, bu nedenle davacının uğradığı manevi zararın da idarece tazmini gerektiğinden, davacının talebinin manevi tatmin aracı olmasından dolayı zenginleşmeye yol açmayacak miktarda bulunduğu sonucuna varılan 100.000,00 TL tazminat talebinin de kabulü gerektiğinden, davacının temyiz isteminin kabulü ile Dairemiz kararının buna ilişkin kısmına katılmıyorum.